TÜRKLER ETKiLER!

30 Mart 2011

Mavi Jeans’in yurt dışına açıldığı yıllardaki reklam sloganı da şuydu: “Şu Türkler de çok oluyor.”
‘9’uncu Türkçe Olimpiyatları’ için TRT Haber Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Böken, Kanaltürk Haber Daire Başkanı Tarık Toros, Kanal 7 Haber Genel Yönetmeni Nazmiye Yılmaz, Aksiyon Genel Yayın Yönetmeni Bülent Korucu, Fox Haber Müdürü Ercan Gün ve Kanal D Haber Müdürü Salih Selçuk’la üç gün geçirdiğimiz Bosna Hersek’te gördüklerimi o slogana gönderme yaparak özetleyebilirim:
“Sahiden çok oluyor şu Türkler.”
Neden mi?
O kadar çok neden var ki!
Bosna Hersek’in yüksek tirajlı haber dergisinin kapağı Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu’ydu.

Yazının Devamı

AVŞAR’DAN BEKLENEN!

29 Mart 2011

Bugün iki okurumuzun gönderdiği e-postaya yer vermek geldi içimden... Çünkü ikisinin de yazdıkları çok samimi ve çok içten... Sevda Ak adlı okurumuzun Hülya Avşar’la ilgili yazdıklarına bakar mısınız?
Okurumuz, magazin gazetecilerinden daha sıkı bir takibe almış Hülya Avşar’ı...
İşte yazdıkları:
“Hülya Avşar’la ilgili bir şeyler yazmak istiyorum. Kendisinin bu saatten sonra proje seçerken seçici olması gerektiğini düşünüyorum. Yeni başlayan şov programını bir hayranı olarak hiç beğenmedim. Dekorundan kıyafetine saçlarına kadar sıradandı ve ortada format diye bir şey yoktu birçok hayranının da böyle düşündüğünü biliyorum.
Bu programın ona bir şeyler katacağını asla düşünmüyorum tam tersi ondan bir şeyler götürecek. Bu saatten sonra bıraksın artık şovu, ‘Yetenek Sizsiniz’i falan... Her defasında, ‘asıl mesleğim oyunculuk’ deyip asıl mesleğine gereken ilgiyi göstermemesi bizi üzüyor.
‘72. Koğuş’ta bir kez daha hayran kaldık kendisine fakat ona da gereken ilgiyi göstermediği kanaatindeyim.
Mesela filmin Almaya galasına katılmadı. ‘Nürnberg Türk-Alman Film Festivali’ne ‘72. Koğuş’un bütün oyuncuları katıldı fakat başrol oyuncusu Hülya Avşar yine yoktu. Oysa

Yazının Devamı

BOSNA’DAKi TÜRK iZLERi

28 Mart 2011

Bosna Hersek’e savaştan sonra üçüncü gelişim... Savaştan sonra buraya ilk geldiğimde başta Saraybosna olmak üzere, yerleşim yerlerinin çoğu harabe gibiydi.
İkinci gelişimde, savaşın çirkin yüzünün fotoğraf kareleri halinde binaların dış cephelerinde olduğu gibi duruyordu mermilerin izleri.
Savaşın üzerinden yıllar geçti ve sıvanıp kapandı mermi izlerinin çoğu. Ama bazı yerlerde ibret-i alem için olsa gerek hâlâ mevcut o izler.
Bu coğrafyada onca uğraşa ve savaşa rağmen silinemeyen bir iz daha var; o da Osmanlı’nın mirası.
9’uncu Uluslararası Türkçe Olimpiyatları’nın ülke finali için geldiğimiz Bosna Hersek’teki üç günümüz, bu izlerin arasında geçti.

Dokuz yılda 14 ülkeden 130 ülkeye
Bosna Hersek’in bir başka özelliği de bu ülkenin Fethullah Gülen cemaatinin en çok okul açtığı ülkelerden biri olması.

Yazının Devamı

Tims, “Efe”yi niye öldürdü?

26 Mart 2011

Son günlerde bir hayli e-posta alıyorum “Kavak Yelleri” dizisinden ikinci kez ayrılan Dağhan Külegeç’in Fan Club üyelerinden…
Daha önce verdikleri mücadeleyle Külegeç’in diziye dönmesini sağladıklarının altını çizen hayranların amacı ikinci kez aynı şeyi yapmak.
Tims yetkililerine seslenen Külegeç hayranlarının istedikleri şu:
“Siz dizinin en sevilen karakterini, izleyicininen çok izlemek istediği karakteri yapımdan herhangi biri için yok edemezsiniz. Buna hakkınız yok. İzleyici her hafta, yapımda hasta adamı sete çağıran o kişinin hikâyelerini değil, dizinin ‘orijinal adamının’ hikâyesini merak ediyor. Bir sezonu Efe’siz geçirdik zaten. Dağhan Külegeç'i geri istiyoruz. Başak Hanım'ı istemiyoruz, Dağhan'ı istiyoruz.”
Peki Külegeç’i Tims niye öldürüp diziden çıkardı?
Külegeç’in hayranları diyor ki, “Zatürre teşhisi konan ve evde istirahat etmesi gereken bir oyuncu sırf kendi menfaatlerini düşünen dizinin yönetmeni ve genel koordinatörü tarafından sete çağrıldı, gelmediği için de kovuldu.”
Ancak Külegeç’in “Kavak Yelleri”nden gönderilmesine ilişkin sektörde konuşulanlar çok farklı:

Yazının Devamı

BÜYÜK TÜRK TWITLERi!

25 Mart 2011

Azime Telli’nin sanal alemde tartışma yaratan 'Büyük Türk Twitleri' adlı çalışması beni acayip eğlendirdi. Kitapta Türk twitırcılardan zeki, zarif ve zevkli sözler yer alıyor...

Aslında bugün bu köşede şöyle bir yazı olacaktı: Tanzanya’ya gittim, haftaya döneceğim. Hani kimi esnaf işyerinin kapısına, “Namaza gittim, döneceğim” diye yazı asar ya; ben de öyle yapacaktım. Çünkü '9'uncu Uluslar arası Türkçe Olimpiyatları’nın elemeleri için Tanzanya’ya davetliydim.
Ancak son anda planlar değişti; rotamız Afrika’dan Balkanlar’a çevrildi.
Dar Üs Selam yerine Saraybosna’ya geldik.
Haftasonu Tanzanya’da değil de, Bosna - Hersek’te yiyecek yemeğimiz, içecek suyumuz varmış demek ki!
Her seyahat öncesi yaptığım gibi yine dolaştım kitapçıları.
İki kitap aldım yanıma.

Yazının Devamı

'ÇINAR AĞACI' SUSUZ KALDI!

24 Mart 2011

Kim ne derse desin; sinema filmlerinin gişesinde hâlâ en büyük etken 'fısıltı gazetesi'. Bakalım 'fısıltı gazetesi' zamanla 'Çınar Ağacı'nın izleyici sayısında sıçrama yaptıracak mı? Yoksa bu gidişle yazık olacak bu filme...

18 Mart’ta 218 salonda vizyona giren 'Çınar Ağacı' filmini ilk üç günde toplam 53 bin 633 kişi izledi. Böyle bir filmin ilk üç günde bunun en az dört beş katı bir gişe yapmasını beklerdim.
Çünkü 'Çınar Ağacı'; Nurgül Yeşilçay, Celile Toyon, Deniz Lostar, Settar Tanrıöğen, Suzan Aksoy, Jülide Kural, Hüseyin Avni Danyal, Ragıp Savaş, Ebru Özkan, Nejat İşler ve Ebru Keskin’den oluşan oyuncu kadrosuyla dikkat çeken bir film.
Çünkü 'Çınar Ağacı', her insanın, daha doğrusu her aile ferdinin yüreğine işleyecek bir yapım.
Böyle bir filmin gişede çakılmasını o yüzden yadırgadım. 'Çınar Ağacı'nın üç günlük gişesinin ne denli az olduğunu anlamak için onu, benzer filmlerin aynı tarihlerdeki gişeleriyle mukayese etmek lazım.
Örneğin Özcan Deniz’le Deniz Çakır’ın başrolünü paylaştığı 'Ya Sonra' dört haftadır vizyonda.
'Çınar Ağacı'nı 53 bin 633 kişinin izlediği üç günde 'Ya Sonra'yı seyretmek için sinemalara gidenlerin sayısı 52 bin 620 kişi oldu.

Yazının Devamı

POZ SIRASI BAŞBAKAN’DA

23 Mart 2011

‘Var Olmak?Haktır’ kampanyasına birbirinden ünlü isimler destek verdi. Kampanyanın tanıtım filmleri ekranda, fotoğrafları da bilboardlarda olacak
Bir süre önce hayvan hakları konusunda harekete geçen sanatçılar, 'Var Olmak Haktır' kampanyasının ilk etabını tamamladı. Özcan Deniz’den Demet-İbrahim Kutluay çifti ve kızlarına, Sezen Aksu’dan Ajda Pekkan’a, Mehmet Aslantuğ ile oğlundan Pascal Nouma’ya, Yonca Evcimik’ten Fiyapı’nın sahibi Fikret İnan’a, Demet Akbağ’dan Nasuh Mahruki’ye birçok ünlü, kampanya için sevdikleri hayvanlarla kamera karşısına geçip poz verdi. Ünlülerden hepsi köpeklerle poz verirken sadece Sezen Aksu, kameralar karşısına siyah beyaz bir kediyle geçmeyi tercih etti.
Fiyapı’nın sponsorluğunda başlatılan kampanyanın tanıtım filmi için poz verme sırası İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Devlet Bakanı Egemen Bağış ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a geldi.
Kampanyayı yürütenler Topbaş, Bağış ve Erdoğan’ın sevdikleri hayvanlarla kameralar karşısına geçeceği müsait zamanı beklemeye başladı.
Onların da sevdikleri hayvanlarla çekimleri tamamlandı mı, 'Var Olmak Haktır'ın tanıtım filmleri ekranlarda, fotoğrafları da billboardlarda olacak.

HAKAN

Yazının Devamı

ALTMIŞINDA BiLE GENÇ OLABiLMEK!

22 Mart 2011

Nâzım Hikmet’in söyledikleri o kadar evrensel ve o kadar güncel ki! 60 yaşındaki bir insanın kendini, dedelerinden çok gençlere yakın hissetmesi, birçoğunu ezbere bildiğim şiirleri kadar etkiledi beni

“Bakın, size bir şey söyleyeceğim. Aşağı yukarı her yerde şöyle bir eğilim var:
Gençliğe fazla güven duyulmuyor. ‘Bugünün gençliği bir zamanların gençliği değil artık. Gençler iyice yoldan çıktı, dejenere oldu’ diyorlar. Sadece ‘kara gömlekliler var’ diyorlar (veya her ülkede verilen ayrı bir isim var).
Benim görüşüm tamamen farklı. Ben her yerde muhteşem, babalarına, ağabeylerine layık bir gençliğe sahip olduğumuzu düşünüyorum. Tabii, babaları ve ağabeylerinin faşist olmaması kaydıyla.
Gerçekten her yerde muhteşem bir gençliğimiz var.
Küba’daki hareketi bu gençlik yaptı. Kore’de, Türkiye’de bu gençlik mücadele etti. Dün burada da her türlü gösterinin yasaklanmış olmasına karşın, Saint-Michel Meydanı’nda yine de gösterisini son derece sakin bir biçimde, ama büyük bir vakarla yapan o muhteşem gençliği gördüm.

Yazının Devamı