Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Nâzım Hikmet’in söyledikleri o kadar evrensel ve o kadar güncel ki! 60 yaşındaki bir insanın kendini, dedelerinden çok gençlere yakın hissetmesi, birçoğunu ezbere bildiğim şiirleri kadar etkiledi beni

“Bakın, size bir şey söyleyeceğim. Aşağı yukarı her yerde şöyle bir eğilim var:
Gençliğe fazla güven duyulmuyor. ‘Bugünün gençliği bir zamanların gençliği değil artık. Gençler iyice yoldan çıktı, dejenere oldu’ diyorlar. Sadece ‘kara gömlekliler var’ diyorlar (veya her ülkede verilen ayrı bir isim var).
Benim görüşüm tamamen farklı. Ben her yerde muhteşem, babalarına, ağabeylerine layık bir gençliğe sahip olduğumuzu düşünüyorum. Tabii, babaları ve ağabeylerinin faşist olmaması kaydıyla.
Gerçekten her yerde muhteşem bir gençliğimiz var.
Küba’daki hareketi bu gençlik yaptı. Kore’de, Türkiye’de bu gençlik mücadele etti. Dün burada da her türlü gösterinin yasaklanmış olmasına karşın, Saint-Michel Meydanı’nda yine de gösterisini son derece sakin bir biçimde, ama büyük bir vakarla yapan o muhteşem gençliği gördüm.
Dünyanın böyle bir gençliğe sahip olmasından ötürü gurur duyuyorum.
Ayrıca, kendimi de son derece genç hissediyorum, onlarla (gençlerle) birlikte hissediyorum, onların uğraştıkları sorunlar benim de sorunlarım; onların kaygılandıran her şey beni de kaygılandırıyor. Ben kendimi dedelerinden çok onlara daha yakın hissediyorum.”

Haberin Devamı

Teşekkürler Hughette Eyüboğlu
Hafta sonu yeğenim Fatih Şafak’ın diyetisyen Müge Özyurt’la nişan töreni için Samsun’daydım.
Seyahatte okumak için aldığım 'Nâzım Hikmet Büyük İnsanlık' kitabından bu satırlar.
Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun mirasını yeni kuşaklara ulaştırma konusunda hepimizden yani Eyüboğlu Ailesi'nin tüm fertlerinden daha başarılı bir sanat tutkunu olan 'Kanadalı gelinimiz' Hughette Eyüboğlu’nun gün ışığına çıkarıp İş Bankası Yayınları’na teslim ettiği kayınpederinin emaneti bir eser bu.
Kitap ve ekindeki CD’de Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun 1960’lı yıllarda bir makara banda kaydedip sakladığı Nâzım Hikmet’in kendi sesinden 60 civarında şiiri bir de söyleşisi var.
Söyleşiyi yapanın kim olduğu ve yılı belli değil.
Kanaatim o ki, 1963’te vefat eden Nâzım Hikmet’le 1960’lı yılların başında yapılmış bir söyleşi bu.
Aradan en az 50 yıl geçmiş yani.
Ama Nâzım Hikmet’in söyledikleri o kadar evrensel ve o kadar güncel ki!
60 yaşındaki bir insanın kendini, dedelerinden çok gençlere yakın hissetmesi, birçoğunu ezbere bildiğim şiirleri kadar etkiledi beni.

HANGiSi GERÇEK NiHAT DOĞAN?
Nihat Doğan, Helin Avşar’ın yaptığı söyleşide, “O arkadaşla yakında bir araya geliriz” dediğine göre, şu günlerde televizyonlarda yapılacak en iyi iş, onunla 'Yetenek Sizsiniz Türkiye'nin birincisi Sefa Doğanay’ı bir araya getirmek olur.
Sefa Doğanay, ünlüleri taklit ederek birinci oldu.
Doğanay, Nihat Doğan’ı taklit konusunda süperdi.
Nihat Doğan’la, Nihat Doğan’ı sadece sesi, konuşma üslubuyla değil, 'Nihat Doğan’ın felsefesi'yle taklit etmeyi başaran Sefa Doğanay’ı bir araya getirirken şöyle bir şey de yapmak lazım, şovun tadını çıkarmak açısından.
Şov dünyasında, bülbülle karga sesini ayırt edememelerine rağmen, “Benim kulağım çok iyidir” diyenleri oturtacaksın bir tiyatronun koltuklarına. Alacaksın Nihat Doğan’la Sefa Doğanay’ı perdenin arkasına.
Önce birini konuşturacaksın, sonra ötekini.
Soracaksın koltuklarda oturan 'çok bilmişler'e, “Hangisi gerçek Nihat Doğan’dı?” diye.
Sınavı geçemeyenleri eleyip, kalanları birinciyi bulana kadar test etmeye devam edeceksin.
Bakın o zaman nasıl bir şov çıkıyor ortaya?

EMRAH’IN DiZi ÜCRETi VE ALDiNÇ’iN TESPiTi!
Emrah’ın, “Dizilerden bölüm başına 70 bin TL istediğiniz doğru mu?” sorusuna, “Hak etmiyor muyum?” diye yanıt verdiği günlerde bu konudaki en çarpıcı sözü Ayşegül Aldinç etti. Aldinç, Kelebek’ten Sinem Vural’a şunları söyledi:
“Bazı oyuncular hak ettiğinden çok daha fazla para kazanıyor, ama devran hep böyle dönmüyor. Önce paraya boğup, daha sonra eşekten düşmüş karpuza döndürüyor bu sistem genç oyuncuları. Sanat dünyası hakkının yendiğini düşünen sanatçılarla dolu. Hep aynı kişiler var ortalıkta. Dizi süreleri kısalınca insanlar daha az para alacaklar. Buna hazırlar mı bilmiyorum? Oyuncuların kendilerine biçtikleri rakamların mantıklı miktarlar olması gerekiyor.”
Ayşegül Aldinç için, "Dizilerde oynamıyor da, o yüzden böyle söylüyor" diyenler olabilir.
Aynı kanaatte değilim.
Aldinç’in tespiti de, teşhisi de doğru.