Ali Eyüboğlu

Pepsi’nin son reklamı Kenan İmirzalıoğlu ile Hülya Avşar arasındaki ‘devir teslim töreni’ gibi. Hülya Avşar’lı asıl reklamları iki ay sonra başlayacak. En çok merak edilen markanın Avşar’la reklam için kaç paraya anlaştığı

Şu günlerde iki yıldızlı bir reklamı var Pepsi’nin televizyonlarda...
Bir reklama iki yıldız fazla...
Onun için biri gidecek, diğeri kalacak.
Gidecek olan Kenan İmirzalıoğlu olacak.
Çünkü ‘Ezel’in Pepsi’yle olan anlaşması bitti.

Ceren Hindistan, TRT’nin en yüksek reytingli dizisi “Sakarya Fırat”ta ilk bölümden bu yana oynuyordu...
Güzel yıldız, dizinin kadın başrol oyuncusuydu...
Hindistan, 2009 yılında başlayan dizide “Nihan Tekintaş” adlı karakteri canlandırıyordu...
İlk günden bu yana Isparta’da çekilen “Sakarya Fırat”ın setinde patlak veren bir kriz Ceren Hindistan’ın dizideki sonunu getirdi.
Gittim, gördüm de oradan biliyorum; Isparta’da çoğu zaman çok zor doğa şartları altında çekiliyor “Sakarya Fırat” dizisi...
“Sakarya Fırat”ın ekibi, İstanbul ya da civarında dizi çekenler kadar şanslı değil yani...

Farkındaysanız aşk meşk konularına pek girmem. Bunun nedenlerinden biri 'özel hayat'ın sınırı.
Hesapta bu sınırların nerede başlayıp, nerede bittiği yasalarda yazılı.
Ama gel gör ki, her mahkemenin bu konudaki yorumu farklı. O nedenle mümkün olduğunca uzak durmaya özen gösteriyorum 'aşk meşk haberleri'nden.
Ancak gözümün önünde olan biteni de görmezden gelecek halim yok.
Ne görmüşsem onu anlatırım, mümkün olduğunca içine yorum katmadan, kararı okurlar verir, olur biter.
Epeydir yolum düşmüyordu Cihangir’e.
Aslında Gaziantepli, ama son zamanlarda 'Cihangir eşrafı'ndan olan mimar arkadaşım Erden Güven, “Bir akşam gel de şu Cihangir’e biraz oturup sohbet edelim” teklifinde ısrar edince gittim haliyle.

Sunay Akın’ın, Göztepe’de ailesinden kalan köşkte 23 Nisan 2005’te açtığı İstanbul Oyuncak Müzesi’nin yedinci yaş davetine gidinceye kadar bir ülkenin gelişmişliği ya da geri kalmışlığıyla oyuncaklar arasında bir bağ olup olmadığına dair ne tek satır bir şey okumuşluğum ne de tek kelime duymuşluğum vardı.
Sunay Akın, o akşam oyuncak müzesi ve oyuncakların tarihiyle ilgili bilgi verirken bize şöyle bir tespitte bulundu:
“Gelişmiş ülkelere bakın, çocuklarına hayal dünyasını geliştirsin diye oyuncak alırlar. Geri kalmış ülkelerdeyse durum şöyledir: “Çocuklarına oyalansın diye oyuncak verirler.
Oyuncak sektörünü hangi ülke eline geçirmişse, ekonomiye yön vermiştir.”
Sunay Akın’ın rehberliğinde
20 yılda biriktirdiği yaklaşık 30 bin oyuncağın bulunduğu müzeyi gezince anlıyor insan, oyuncağın önemini ve güzelliğini.
Sunay Akın, İstanbul Oyuncak Müzesi’nin, dünyanın önemli 150 oyuncak müzesi arasında üçüncü sırada olduğunu gururla anlattı o gece.

Sana ve TOÇEV’in, Milli Eğitim Bakanlığı Sağlık İşleri Daire Başkanlığı’nın da desteğiyle başlattığı ‘İyi Beslenmek, İyi Gelecek’ kampanyası bir yılı geride bıraktı.
Sözcülüğünü Hülya Koçyiğit’in üstlendiği kampanyanın sorumluları dün sabah Beyoğlu’ndaki Richmond Otel’in altıncı katındaki ‘Leb-i Derya’da bir yılda neler yaptıklarını anlatmak için geçti basının karşısına.
Kahvaltılı toplantıda Koçyiğit, Sinop ve Çankırı’da başladıkları kampanyanın seneye Bayburt ve Gümüşhane’de süreceğini anlatırken TOÇEV Yönetim Kurulu Üyesi Işın Gürdal devreye girdi.
Çünkü Gürdal, kampanyanın saha çalışmalarını yürüten ekibin bir üyesiydi ve bu süreçte bir yığın dramla karşılaştı Anadolu’da.
Gürdal, “Gıda yardımında bulunacağımız çocukları belirlemek için evlere yaptığımız ziyaretlerde öylesine dramlarla karşılaştık ki” diyerek başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü: “Proje kapsamında yaptığımız ev ziyaretlerinden biriydi. Üç kız ve bir erkek kardeşten oluşan aileyi kayıt ederken dinlediklerimiz beni çok duygulandırdı.
‘İyi Beslenmek, İyi Gelecek’ kampanyasının gıda anketini doldururken çocuklara, “Bu sabah kahvaltıda ne yediniz?” diye sorduk.
Daha bir şey yemediklerini, çünkü

Okan Bayülgen ve ekibi, ya yeni bir taktik geliştirmeli ya da ÖSYM’ye başvurup, “Her sene yüzünüze gözünüze bulaştırıyorsunuz bari bize verin bu işi” deyip YGS sorularını hazırlamaya talip olmalı

Adım gibi biliyorum; bunu yazdığım için yine tefe koyacak beni Okan Bayülgen fanatikleri. Sırf bu yüzden Ekşi Sözlük’te abuk sabuk yorumlar yapacaklar hakkımda.
Şimdi fanatikleri saldırıya geçecek diye, doğru bildiklerimi yazmaktan çekinecek değilim ya.
“Bana dokunmayan bin yaşasın” diyenlerden değilim çünkü.
En küçük bir direnişle karşılaşınca 'beyaz bayrak' çekip, teslim olmak yerine, kanımın son damlasına, son nefesimi verinceye kadar savaşmayı tercih ederim.
‘Atın ölümü arpadan’, seven gelsin arkamdan.

Ünlü senarist ve yapımcı Birol Güven, “Vatan Şaşmaz bölüm başı 5 bin TL aldığı ‘Çocuklar Duymaz’ dizisinden 8 bin TL isteyince işinden oldu” haberlerini “Vatan Şaşmaz’ın diziden çıktığı haberi doğru değil. Yok öyle bir şey. Yanlış bilgi” tweet’iyle yalanladı

“Artık hiç kimse hakkımda yalan, yanlış haber yapamaz. Yaparsa twitter’dan anında yalanlar, rezil ederim onu.”
Bu köşeyi takip edenlere bu sözler tanıdık gelebilir.
Çünkü üçüncü kez alıntı yapıyorum bunu.
Sözlerin sahibi kim mi?
Ünlü senarist ve yapımcı Birol Güven.

Hayatım boyunca ilgi duymadığım işlerden biridir at yarışı...
Ama buna rağmen birkaç kez kupon doldurup yatırmışlığım vardır.
Onun da sebebi şu:
Arkadaşlarımın bir kısmı, aldıkları koşu bültenleri üzerine saatlerce kafa yorar, en iddialı kuponları doldurup yatırırlar...
İçlerinden bazen 40 yılda bir “altı”lı tutturanlar çıkar.
Yatırdıkları paranın birkaç katını alırlar en fazl...