Pazartesi akşamı aynı saatlerde Haliç Kongre Merkezi’nde '38’inci Altın Kelebek’ ödül töreni, Suada’da ise Quality dergisinin 2'nci yaş günü kutlaması ve ödül gecesi vardı.
Önce 'Altın Kelebek'e gittim, sonra Suada’ya geçtim.
Bu yıl ikincisi düzenlenen 'Quality Ödülleri'nden birini alan Hülya Koçyiğit’le ödüller üzerine sohbet ederken ilginç bir şey söyledi.
Türk sinemasının 'dört yapraklı yoncası'ndan biri olan Koçyiğit, 'Altın Kelebek Ödül Töreni'nin bu yıl kaçıncısının yapıldığını sordu.
Bu akşam 38’inci yapıldı deyince Koçyiğit, bir soru daha yöneltti bana:
"38 yıldır bir kez bile Altın Kelebek ödülü almadığımı biliyor musun?”
Türkiye’deki film festivallerinde defalarca 'En İyi Kadın Oyuncu' seçilmiş, üç kez 'Yaşam Boyu Başarı', dört defa 'Onur Ödülü'nü layık görülmüş, iki kez de yurt dışından 'En İyi Kadın Oyuncu' ödülü kazanmış Koçyiğit’in bu sorusuna verdiğim yanıt, şu oldu:
Gerçekten mi?
Koçyiğit, "Şaka gibi, ama gerçek. Şimdiye kadar hiç ‘Altın Kelebek’ ödülü almamış olmam tuhaf değil mi?” dedi.
Bildiğim kadarıyla sanatçılar arasında 'Altın Kelebek' rekor Türkan Şoray’da.
Türk sinemasının 'dört yoncası'ndan biri olan Türkan Şoray, 25 kez 'Altın Kelebek' almışken, Hülya Koçyiğit’in 'Altın Kelebek'te sıfır çekmiş olması gerçekten de ilginç.
Elçiye zeval olmaz.
Koçyiğit söyledi, ben yazdım, bundan sonrası, 38'inci Altın Kelebek'in sunucusu Ayşe Arman’ın söylemiyle, 'Sayın Kelebek’in yöneticileri' Selim Akçin ve Cengiz Semercioğlu’na kaldı.
CAN TANRIYAR’IN OĞLU PETEK’İN KOORDİNATÖRÜSuada’da baktım Can Tanrıyar’ın yanında sarışın bir çocuk. Sormama gerek kalmadan hemen tanıttı onu Can: "Oğlum Oğulcan.”
En son sorduğumda Amerika’da okuduğunu söylemişti Can Tanrıyar. Meğer Amerika’dan çoktan dönmüş, 15 ay askerlik yapmış ve 2-3 ay önce de 'cici annesi' Petek Dinçöz’ün programında işe başlamış 22 yaşındaki Oğulcan. Hem de 'Arım Balım Peteğim' programının koordinatörü olarak.
Can Tanrıyar, TNT’deki programlarının yayını için Suada’dan ayrılınca Oğulcan’la 'cici annesi' baş başa kaldı. 24 Haziran’da sunuculuğunu üstlendiği 'Arım Balım Peteğim' programının 'yaz tatili'ne gireceğini söyleyen Petek Dinçöz, “Kısmetse, temmuzdaki birkaç konserimi verdikten sonra Can’la (Tanrıyar) Miami’ye tatile gideceğiz” dedi.
BALKONLAR GİDİNCE ANLADIK KIYMETİNİ!Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın her seçim sonrası, sandıkların rengi belli olunca AKP’nin genel merkez binasının balkonuna çıkıp yaptığı konuşmalara özel bir misyon yüklenmesinin sebebini anlayan varsa, bana da anlatsın.
'Balkon konuşması' denen şey, Erdoğan’ın kamuoyuna verdiği 'açık bir taahhüt' müdür?
Değil.
Meydanlarda veya televizyon konuşmalarında söylediklerinden çok farklı bir şey söylüyor mu o 'balkon'da?
Hayır.
Erdoğan, her seçim sonrası partisinin önünde toplananlara ve kendisine oy verenlere 'yürekten', vermeyenlereyse 'kerhen' teşekkür ediyor, hepsi bu.
Erdoğan, “Bu benim manifestomdur” ya da “Kamuoyuna açık taahhütümdür” demedikten sonra, 'balkon konuşması, balkon konuşması' diye tutturmanın, ona özel bir misyon yüklemenin bir manası var mı? Kendi kendini kandırmaktan, züğürt tesellisinden başka bir şey değil bu.
Eskiden yoktu bizde böyle bir 'balkon' tutkusu. Türk halkı, balkonsuz evlerde yaşamaya başladıktan sonra başladı galiba...
'USTA' İLE 'ÇIRAK' FARKI!AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimlerdeki söylemlerinden biri neydi?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için, önce “Çırak”, sonra “Çırak bile olamazsın” diyen Erdoğan, kendini de 'Usta' ilan etmişti.
12 Haziran akşamı seçim sonuçları belli olduktan sonra Kemal Kılıçdaroğlu'yla Recep Tayyip Erdoğan’ın kameraların karşısına çıkışları, tam da bu söylemi doğrular nitelikteydi.
CHP’nin Türkiye genelinde yüzde 25 oy aldığı belli olduktan sonra Kılıçdaroğlu’nun ilk açıklamasını yapmak üzere kameraların karşısına geçtiği andaki görüntüye bir bakın, bir de Erdoğan’ınkine.
Kılıçdaroğlu’nun hali neydi öyle?
Zaten yüksek olan kürsü, üzerine konan onlarca televizyon mikrofonu yüzünden daha da yükselince adeta görünmez hale getirdi Kılıçdaroğlu’nu. O yüzden kameraların karşısına geçtiğinde sadece başının tepesi görünüyordu.
Allah'tan çok geçmeden ayaklarının altına bir şey aldı da, sona erdi bu çirkin görüntü. AKP’liler, liderlerini sunucu anonsuyla çıkardı kameraların karşısına, CHP’liler ise böyle bir ortamda.