Öylesine zor günler geçiriyoruz ki, daha birinin acısı küllenmeden bir diğeri başlıyor.
Her defasında “Allah beterinden korusun” diyoruz ve yine o temennimizi yineliyoruz ama görünen o ki yeni felaketler kapıda. Özellikle de kuraklık ve kıtlık. En azından ona hazırlıklı olalım çünkü o yaşanacak felaketlerin en büyüğü olabilir.
Bırakın yangının kendisini, görüntüleri bile darmaduman olmamız için yetiyor da artıyor. Bire bir o anları yaşayıp mücadele edenlere doğa ana adına şükranlarımızı sunuyoruz. Günlerdir yıkılmadan hep ayaktaydınız. Cesaretlerin en büyüğünü gösterdiniz, canınız pahasına mücadele verdiniz. Her biriniz birer kahramansınız. Verdiğiniz bu mücadele asla unutulmayacaktır, tıpkı duyarsız ve yetersiz kalanlar gibi!..
Tercihler başladı
Türkiye’de yaşamanın güzellikleri kadar, çok ağır bedelleri de var.
Bunlardan birisi çocuklarımıza çocukluğunu, gençlerimize gençliğini yaşatmayan sınavlar! Birimiz yok ki o süreçten geçmesin, o stresi yaşamasın!
Bu dönemde alınan en zor kararlarından biri de üniversite tercihleri.
İki haftalık tercih süreci, dün başladı. Herkese hayırlı olsun.
Seçilecek olan sadece bir üniversite değil, muhtemelen bir ömür boyu sürdürülecek bir meslek olacak.
Peki, bu meslek seçimi, istihdama göre mi olmalı yoksa hayallerinize göre mi? Alın size çok zor bir karar daha!..
Kazandığınızda sevinmeyeceğiniz, kayıt yaptırmayacağınız, mezun olduktan sonra da o işi yapmayacağınız bölümleri, asla, tercih listenize almayın.
Sıralama yelpazesini geniş tutun ve başkalarının size dayattığı meslekleri ya da üniversiteyi değil, kendi istediğiniz bölümü seçin.
Ve geleceğinizi kesinlikle tesadüflere bırakmayın!..
Tercih sıralaması, sıradan bir süreç değil. Sınav maratonunun belki de en önemli aşaması ama genelde hep oldu bittiye getiriyoruz. Sonra da derin hayal kırıklıkları yaşıyoruz…
Hemen her yıl yüzbinlerce üniversite öğrencisi ya da mezununun sınava yeniden girmesi işte bu yüzden!
Siz, siz olun, bu tercihzedeler kervanına katılmayın!..
Seçmeyi düşündüğünüz üniversiteyi mümkünse mutlaka gidip görün, öğrenci ve mezunlarıyla görüşün, sektörden tanıdıklara ya da mesleğin duayenlerine ulaşın. Seçeceğiniz mesleğin sadece bugününü değil yarınını da araştırın…
Pek çok aday hâlâ kararsız ve bugüne kadar bir mesleğe odaklanmamaları büyük bir eksiklik.
Onlara önerimiz popüler meslekler yerine iktisat, işletme, endüstri mühendisliği, hukuk gibi joker mesleklere yönelmeleridir. Çünkü çalışma alanları çok daha geniş bir yelpazede!..
Lise kayıtları
Liselere kayıtta ciddi sıkıntılar yaşanıyor.
En başarılı öğrenciler bile hiç istemedikleri liselere girmeye zorlanıyor!
İstedikleri okullara puanı yetmeyen, MEB’in dayattığı meslek lisesi ya da imam hatip liselerine girmek istemeyen öğrencilerin önünde sadece iki seçenek var.
Bu da ya kolej ya da açık lise!
Parası olan şartlarını sonuna kadar zorluyor, olmayan ise kahroluyor.
MEB, kendi iç sorunlarını bir an önce çözüp yeni açılımlar sunmalı.
Örneğin kontenjanı dolmayan liseleri Anadolu lisesine ya da çok programlı liseye dönüştürebilir ya da Anadolu liselerinde ek kontenjanlar açabilir.
Çok daha önemlisi mahalle liselerini yani klasik liseleri yeniden hayata geçirebilir!..
Yeni Bakan bir an önce belli olsa da bu sorunlara kafa yorsa!..
Öğrenci mutluysa
Ülkeler için en büyük zenginlik, mutlu gençlerdir!
Onlar mutluysa aileler ve ülke de mutludur.
Bu yüzden gençlerimizi değersizleştirip hayallerini yok etmek yerine, ilgi ve yeteneklerine göre başarılı olacakları alanları bulup, o yönde eğitim verip, iş olanağı sağlayalım yeter.
Sonuçta herkes mutlu olacaktır.
Bu da o kadar zor olmamalı.
Yeter ki isteyelim.
Anne babalar için çocuklarından ve onların geleceğinden daha değerli bir şey yok, ne olur artık bunu anlayalım…
Özetin özeti: Eğitim her şeydir ve her zorluğu yenmenin altın anahtarıdır! Cehalet ancak onunla yenilebilir!