Pek çoğumuz cumartesi günleri de çalışıyoruz. Bu yüzden pazar günleri çok önemli. Peki onu her koşulda keyfe dönüştürenlerimiz ne kadar? Özellikle de kışa merhaba dediğimiz şu günlerde…
Öğrencilerin ara tatili sona erdi. Yarından itibaren daha zor günler onları bekliyor. 9. sınıflara kalma geldi, 8 ve 12. sınıfları da zor sınavlar bekliyor. Bu yüzden pek çoğu, bırakın dinlenmeyi, hızlandırılmış takviye kurslarına devam ettiler…
Öğrenciler için durum böyle de yetişkinler için farklı mı?
Kesinlikle hayır.
Hemen hemen hepimizin öyle ya da böyle meşgalelerimiz var. Çoğu da hafta sonlarına ve özellikle de pazar günlerine denk gelir. Bu yüzden de bırakın keyfi, daha da yoruluruz… İşte bu yüzden tatilin de, dinlenmenin de en önemli insan haklarından birisi olduğunu göz önünde bulundurup, özellikle pazar günlerini mecbur olmadıkça boş bırakıp, keyfe dönüştürecek etkinliklerle renklendirmeliyiz.
Renklendirmeliyiz ki yorgunluk ve strese atıp, sonraki günlere daha enerjik başlayalım. Tatillerin yasal zorunluluk hale getirilmesi ve hobilerin bir yaşam biçimi haline dönüştürülmesi de bu yüzdendir!..
Tatile bakış açısı!
Tatillere bakış açısı ve özellikle de nasıl değerlendirildiği, kişiler, kurumlar ve ülkeler hakkında çok önemli ipuçları verebiliyor.
Kişiden kişiye, kurumdan kuruma, ülkeden ülkeye hatta kentten kente tatile bakış açıları değişebiliyor.
Gelişmiş ülkelerin tamamına yakınında tatil günleri ve tatil saatleri Anayasa’ların değiştirilemez maddeleri gibidir.
Mesai günleri ve saatleri dışında onları çalıştırmanız mümkün değil.
Resmi kurumlar böyle de iş yerleri farklı mı? Kesinlikle hayır.
Örneğin bir restoranın çalışma saatleri ve kapasitesi bellidir onun dışına çıkması söz konusu değildir.
Değil iki katı beş katı ücret de teklif etseniz, tatil gününde çalışmasını isteyemezsiniz, isteseniz de size uzaylı gibi bakarlar.
Tatil bir haktır ve mutlaka kullanılması gerekir…
Şimdi pek çoğunuz bu saptama iyi güzel de, bizimle ne alakası var diyecektir. Bu kadarla da yetinmeyip şu soruyu yöneltecektir:
Hiç kimse keyiften çalışmıyor, çalışmayanın da bırakın tatili, günü kurtarmaya yönelik ekonomik imkanı bile yokken bu zamanı eziyetten, keyfe nasıl dönüştürecek? Haksızlar mı? Kesinlikle hayır…
Peki o zaman sorun nerede, kimde ve önemlisi de neden çözüme kavuşturulamıyor? Gelin hep birlikte yüksek sesle düşünelim:
■ Tatil, mademki en temel bir insani hak, neden gerekli özen gösterilmiyor?
■ Tatili keyfe dönüştürmek mademki yaşam kalitesi ve verimlilik açısından bu kadar önemli neden bu konuda bir bilinç oluşturulmuyor?
■ Tatil saatleri ve günlerine uyulması ve bu süreçlerin en iyi şekilde kullanılmasına yönelik alt yapılar neden hizmete sunulmuyor?
■ Tatil bütçesi konusunda hem kurumsal hem de bireysel inisiyatif neden gerçekleşemiyor?
■ Okullarda öğrenci kulüplerine, yaşamda hobilere neden yeterince zaman ayrılmıyor, ayıranlara farklı gözlerle bakılıyor?
Ya hep, ya hiç!
Bir uçtan öteki uca gitmeye bayılıyoruz. Tatil konusunda farklı değiliz. Hemen her konuya yaklaşım tarzımız bu!
Kimilerimiz en ağır koşullarda gece gündüz demeden çalışıyor, kimilerimiz de ömrünü tatile geçiriyor.
Kimilerimizin tatil yapacak zamanı ve parası yok, kimilerimizin ise her şeyi var ama hobisi yok.
Kimilerimiz tatili olmazsa olmaz ihtiyaçlardan biri olarak kabul ediyor, kimilerimiz ise okuldan, işten kaytarmanın bir yolu olarak görüyor.
■ Kimilerimize göre tatil deniz, kum, güneş, uyku demek, kimilerimize göre ise sizi rahatlatan her şey.
■ Kimilerimize göre tatil yalnızken güzel, kimilerimize göre ise sevdiklerinizle çok daha güzel.
■ Kimilerimiz için para yoksa tatil ve tatilden keyif almak mümkün değil, kimilerimize göre ise her koşulda tatil de mümkün, yaşamdan keyif almak da. Yeter ki sağlığınız yerinde olsun…
Özetin özeti: Çok çalışan mı, çok tatil yapan mı yoksa her ikisini dozuna göre harmanlayan ve bundan keyif alanlar mı daha mutlu, daha verimli, daha sağlıklı? Gözlemleyin, yol haritasını ona göre çizin! Keyifli pazarlar…
Tunca Bengin
İsrail teröründe neredesiniz?
23 Aralık 2024
Abdullah Karakuş
‘Benim teröristim iyi’ çıkmazı
23 Aralık 2024
Hakkı Öcal
Suriye’de barışı önlemenin yolu: YPG’yi korumak
23 Aralık 2024
Eren Aka
Belediyelerin borç tartışması bitmiyor!
23 Aralık 2024
R.Hakan Kırkoğlu
2025 size ne getirecek? Yengeç | Jüpiter ile şans ve bolluk sizinle olacak
23 Aralık 2024