Gelecek, yazılımda ve özellikle de yapay zekâda.
Geleceğimize onlar yön verecek.
Yiyeceğimize, içeceğimize, giyeceğimize varıncaya kadar her şeyimize onlar karar verecek.
Böylesi bir dönüşüm iyi mi kötü mü?
Rahatı sevenler için keyifli bir yaşam onları bekliyor.
Teknoloji bağımlısı olmaktan kaçınanlar için ise tüm gelişmeler insani değerlerimizi yok ediyor.
“Yazmayı, konuşmayı unuttuk şimdi sıra düşünmede. Onu da unutturacaklar” diye tedirginler.
Peki, ülkemiz tüm gelişmelerin neresinde?
Günlük tartışmaların gölgesinde kalsalar da ciddi bir yol kat ettiğimiz kesin.
Bu konuda lokomotif işlevi gören mobil oyun yazılımlarında düne göre çok daha iyi noktadayız.
Siber güvenlik, görüntü işleme, makine öğrenmesi, öngörü ve veri analitiği gibi alanlarda yeni teknolojiler hızla gelişiyor.
Ülkemizde bu alanda faaliyet gösteren yapay zekâ girişimlerinden 64’ü görüntü işleme, 43’ü makine öğrenmesi, 37’si öngörü ve veri analitiği, 20’si chatbotlar ve diyalogsal yapay zekâ, 19’u doğal dil işleme, 9’u optimizasyon, 9’u robotik süreç otomasyonu, 9’u otonom araçlar, 6’sı arama motoru ve arama asistanı, 5’i akıllı platformlar ve 5’i de nesnelerin interneti üzerine çalışmalar gerçekleştiriyor.
Devlet katında bu yönde yeni açılımlar ve en önemlisi de yeni desteklerin sinyalleri geliyor.
Üniversitelerimizdeki girişimler de umarız saman alevi gibi bir an için parlayıp sönmez...
Kanal D’de, uzun yıllar, Bizim Mucitler ve dünyada bir ilk olan mobil oyun yazılım yarışması Büyük Oyun’da bu konulara ev sahipliği yapan birisi olarak, gençlerimizin yaratıcılığına, heyecanına ve en önemlisi de azimlerine hayran kalmamak mümkün değil.
İyi organize olursak bu alanda geleceğe damga vuran ülkelerden birisi olmak işten bile değil.
Çip üretebilir miyiz?
Geçenlerde gazetelerde çip üreteceğimize yönelik haberler vardı.
Heyecan verici.
Peki, başarabilir miyiz?
Çok zor ama imkânsız değil.
TÜBİTAK’ın bu yönde, çok uzun yıllara dayanan, çok önemli yatırımları var.
Tasarım ve yazılım konusunda çok yol kat edildi ama üretim bambaşka bir konu.
Bırakın bizi, dünyanın en gelişmiş ülkelerinden pek çoğu buna hâlâ başaramıyor. Çünkü bu gücü elinde tutanlar, ellerindeki birikimi hiçbir ülke ile paylaşmak istemiyor.
İşte bu noktada çok daha cesur kararlar almak zorundayız.
Örneğin elimizdeki mühendisleri yurtdışına kaçırmamak için kesenin ağzını sonuna kadar açmalıyız, örneğin savunma sanayinde olduğu gibi yerli ve milli çip üretimi için de yerel dinamiklerimizi harekete geçirmeliyiz.
Çok yazdık ama bir kez daha hatırlatmakta yarar var.
Çip, tohum, pil ve siber güvenlik geleceğin en stratejik ürünleri olacak. Bu alanda vizyoner olan ülkeler öne çıkacak, diğerleri kullanıcı olmanın ötesine geçemeyecek.
Peki, küresel iklim değişikliği bu süreci etkiler mi?
Kıtlık ve açlık söz konusu olduğunda gerisi teferruat olacaktır ama bu yöndeki gelişmeleri asla etkilemeyecektir.
Ülke gündemine biraz da olsa keşke bu konular da girebilse. İşte o zaman geleceğe çok daha emin adımlarla ilerleriz.
Özetin özeti: Gelecek, bugünkünden çok farklı olacak, buna hazır olanlar kazanacak, diğerlerini zor günler bekliyor olacaktır…
