Milyonlarca öğrenci için uzaktan eğitim dün başladı.
Kimileri için şaşkınlık, kimileri için bir ilki başarmanın gururu, kimileri için de maç izler gibi izleyip, ahkâm keseceği bir eğlenceydi.
MEB’in aslında bu konuda fazlasıyla tecrübesi var ama yine de 20 milyon öğrenciye aynı anda ulaşmak farklı oldu!
İnternet bağlantısında sık sık sorun yaşayanlar da oldu, televizyondan sorunsuz izleyenler de.
Ses ve senkronizedeki aksaklıkları dert edinen de vardı, bu kadar kusur kadı kızında da olur diyen de.
Bu konudaki en çarpıcı esprilerden biri, “Bizim oğlan yüz yüze eğitimden bir şey anlamıyordu, umarız uzaktan eğitim ona iyi gelir” diyendi...
Beklentiler o kadar farklıydı ki ortak bir noktada buluşmak imkânsız.
Dün sosyal medyada “EBA’da ve üniversitelerde uzaktan eğitimde dersler başladı, nasıl gidiyor?..” diye soracak oldum, mesaj bombardımanına tutuldum.
Sistem zamanla oturacaktır ama eleştirileri dikkate almak gerek!
İşte onlardan birkaçı
EBA’daki öğretmenin daha önce hiç 1. sınıf çocuğuna eğitim vermediğini düşünüyorum. Çok hızlı ve duygusuz, çocukların ilgisini çekemez.
1. sınıf öğretmeni çok hızlı gidiyor matematikte. Çocuk düşünemeden cevabı vermiş oluyor!
Vakit darlığı olsa gerek, ben de biraz hızlı anlattığını düşündüm.
Çocuk gerekirse yazarak yapar işlemi. Hızlı gidiyor karşısında öğrenci olmadığı için öğretmen hızını ayarlayamıyor.
Komşunun oğlu da öğretmenin sorduğu soruya yanlış cevap verdiği halde “Aferin... Harikaa” yanıtı alınca şaşırmış. Annesi de “Sana değil, doğru cevap verenlere dedi onu” deyip ortalığı karıştırmış. Anneler çıkın sınıftan...
Tolerans şart
Zaman, özellikle eğitimde mükemmelliği arama zamanı değil. Olanla, olabildiği kadarıyla yetinmek zorundayız çünkü hiç yoktan iyidir. Bugünkü koşullarda okulları açmak mümkün olmadığına göre, evden, uzaktan eğitimle yetineceğiz.
Hafife almazsak iyi olur. Sonuçta, öğrenmek isteyen öğrenecektir!..
Sınavlar konusunda büyük tedirginlikler yaşanıyor.
Ertelenir mi, içeriği değişir mi, mağduriyet yaşanır mı diye peş peşe gelen onlarca soru mevcut, adaylara da, ailelerine de önerimiz, sakin olmaları.
Özellikle lise ve üniversitelere giriş ile KPSS’de ciddi değişiklikler yaşanacağını hiç sanmıyoruz...
Sınavlar konusunda da daha toleranslı olmak gerekiyor. Herkes bu konuda yeri geldiğinde nasıl taviz veriyorsa, kurumlar da gerektiğinde, gerektiği kadar tolere edici olmalıdır. Başka yolu yok!..
Aşağıdaki örnekte yaşananlar konusunda ise alternatif sınavlar mutlaka gündeme getirilmelidir. Tüm bu zor günler geçtiğinde, hiç kimse büyük kayıplarla yola devam etmek zorunda kaldığını hissetmemeli...
Evet, olağanüstü günlerden geçiyoruz hem de bütün dünya hep birlikte. Şu an için birinci önceliğimiz sağlığımız ve bu konuda mükemmeli aramak, bulmak istemek zorundayız. Çünkü iyi bir sağlık hizmeti herkesin en temel hakkıdır. Eğitim konusunda ise kendi kendine yeten öğrencilerin farkı ortaya çıkacaktır.
Ek sınav yapılsın
‘’Merhaba Abbas Bey, siz de olmasanız kim sesimizi duyururdu, bilemiyorum. İyi ki varsınız. Öğrenciyken mail’le ulaşıp size ilettiğim konuları da dile getirmiştiniz.
Sağlıkla, her daim var olun.
Şimdi bir öğretmen olarak MEB-EKYS’nin tekrarı yapılması konusunu dile getirmenizi, en azından pazar günü yapılan sınavdaki aksaklıklardan bahsetmenizi isterim.
Son geceye kadar ertelenir diye bekledik, şehir dışından gelerek; sınava girecekler ve kronik rahatsızlığı olan öğretmenler (solunum yollarıyla ilgili soğuk alerjisi denilen bir alerjim var, riske giremedim) bu sınava giremedi. Yazık değil mi bu insanlara, sayıları da hiç az değil. MEB-EKYS’nin telafisi yapılmalı, nasıl ki senede 4 ALES, 4 dil sınavı yapılıyor. 2. bir MEB-EKYS yapılmalı diye düşünüyorum. Saygılarımla...’’
Özetin özeti: MEB eminiz ki gereğini yerine getirecektir...