Korona nedeniyle hepten bozulan moraller, TIMSS sonuçlarıyla, bir nebze de olsa düzeldi.
Eğitimdeki bu pozitif tırmanış, pandemi nedeniyle umarız sekteye uğramaz. Aynı tempoda devam eder!..
Bakan Selçuk, “Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması TIMSS 2019 sonuçlarına göre, Türkiye, ölçek orta noktasının yani 500 puanın her iki alanda da ilk kez üzerine çıktı” müjdesini verdi!
Önemli bir başarı. Peki, bu kadarı yeterli mi, daha da önemlisi bu yükseliş ne anlama geliyor?
Çıtayı aştık!
Gelin isterseniz önce TIMSS sonuçlarına bir göz atalım. Sonra, Bakan Selçuk bu konuda ne diyor, onu dinleyelim. Ondan sonra da biz ne düşünüyoruz, onu paylaşalım.
TIMSS’in, Uluslararası Eğitim Başarılarını Değerlendirme Kuruluşu (IEA) tarafından 4 yıllık periyotlarda gerçekleştirilen bir başarı izleme araştırması olduğunu belirten Selçuk, araştırmayla 4 ve 8’inci sınıf düzeyindeki öğrencilerin matematik ve fen alanlarındaki başarılarının değerlendirildiğini ifade etti ve şu bilgileri paylaştı:
“Matematikte, 2015’te 49 ülke arasında 36’ncı sırada yer alırken, 2019’da 58 ülke arasında 23’üncü sıraya yükseldik.
Fen alanında ise 2015’te 483 olan ortalama puanı, 2019’da 43 puan artırarak 526’ya yükseldi.
Diğer bir deyişle, fen uygulamasında 2015’te 47 ülke arasında 35’inci sırada iken, 2019’da 58 ülke arasında 19’uncu sıraya çıktı.
8’inci sınıfta ise matematik alanında 2015’te 458 olan ortalama puan, 2019’da 38 puan artarak 496’ya çıktı. Bir başka deyişle, matematik uygulamasında 2015’te 24’üncü sırada yer alırken 2019’da 20’nci sıraya yükseldi.
Fen alanında ise 2015’te 493 olan ortalama puan, 2019’da 22 puan artarak 515’e yükseldi.
Başka bir deyişle, fen uygulamasında 2015’te 21’inci sırada iken, 2019’da 15’inci sıraya çıktı...”
Giderek artan bu kısmi iyileşmenin herkesi memnun ettiğini dile getiren Selçuk, olmak istedikleri yerde bulunmadıklarını ancak bu yolculukta kat edilen yolun oldukça sevindirici olduğunu vurguladı.
Bu arada, kimileri yaş ortalamasının küçük olması nedeniyle, 4. sınıflar yerine 5. sınıfların değerlendirmeye alındığını ve bu yüzden ortalamanın yükseldiğine dikkat çekse de, elde edilen sonuç takdire şayandır!..
Bu kadarı yeterli mi?
Bakan Selçuk’un da ifade ettiği gibi, bu konuda kat edeceğimiz daha çok uzun bir yol var. Bu yüzden sürdürülebilir bir başarı ortaya koymalıyız ki devamı gelsin ve çok daha iyi dereceler elde edelim. İlk 10’a hatta ilk 5’e girelim. Çünkü dünya biliminin yüzde 80’den fazlasını ilk 5’teki ülkeler üretiyor!..
Ayrıca teorik bilgiler üretime dönüşmedikçe bir anlam ifade etmez. Bunun için sınav ve diploma odaklı eğitimden üretim odaklı eğitime geçme zamanı geldi de geçiyor.
Hele bir de yüksek katma değerli ürünler üretir noktasına gelirsek, bu genç nüfus ve bu heyecanla, işte o zaman bizi kimse tutamaz.
Sınavlar nasıl olacak?
Bilindiği üzere pandemi döneminin devam etmesiyle birlikte 20 Kasım itibarıyla uzaktan eğitime geçilmiş ve 4 Ocak’a kadar okulların yüz yüze eğitim vermeyeceği, bu dönem içerisinde de herhangi bir sınavın yapılmayacağı belirtilmişti. Ancak yönetmelikten kaynaklanan not sisteminin uygulanması gerekirken, 4 Ocak’tan itibaren yapılacak sınavlar ile 1. dönem notlarının belirleneceği MEB tarafından duyurulmuştu.
Konuyla ilgili belirsizlikler sürüyor ve hâlâ çok sayıda soru işareti bulunuyor.
Anadolu Eğitim Sendikası, beraberinde öğrencilerin geleceğini etkileyecek ve pek çok hukuki soruna yol açabilecek konunun aydınlatılması için Milli Eğitim Bakanlığı’na başvuruda bulundu.
Öğretmen, öğrenci ve velilerin merakla beklediği bu sorulara, umarız bir an önce cevap verilir.
Yoksa, karne vermek için ortada bir not olmayacak.
Sınavlar, her ne şekilde yapılırsa yapılsın, adil ve güvenilir olmalı. Yoksa yapmış olmak için yapılan sınavların bir anlamı olmaz!..
Özetin özeti: Skor odaklı değil, ilgi ve yeteneğe dayalı bir eğitim sistemi şimdi değil de ne zaman?..