Napolyon “Para, para, para” demişti.
Sonrasında çok şeyler söylendi. Sanayi, teknoloji, endüstri, Ar-Ge, bilim, bilişim ve daha pek çok şey…
Geleceğin sloganı ise kesinlikle “Tarım ille de de tarım” olacak. Giderek artan bir nüfus artışı, her geçen gün azalan üretim ve en önemlisi de küresel ısınma ve kıtlık!.. Tıpkı büyük İstanbul depremi gibi yıllardır söyleniyor. Ne kadar hazır olur ve en önemlisi de ne kadar ciddiye alırsak, yaşadığımız sıkıntı o denli az olur. Kuraklık ve kıtlık sadece bizim değil dünyanın sorunu. Çözüm arayışları da yine dünya ölçeğinde aranıyor. Bu noktada kırsal kalkınma planları ve köy okullarının açılması çok önemli bir adım. Köyler yeniden hayat bulursa, şehirlerin ve dolayısıyla ülkelerin yaşayacağı sıkıntıların boyutları o denli küçülür!..
Kırsal neden canlanmalı?
Kuraklık ve kıtlık dramı tarih boyunca defalarca yaşandı ve her defasında büyük acılara neden oldu.
İnsanoğlu için iki önemli unsurdan biri can güvenliği, diğeri ise hep yaşamını idame ettirecek gıda oldu. Su ise olmazsa olmazların en başında geldi. Evet, çağlar boyu çok şey değişti ama bu gerçek hiçbir zaman değişmedi. Zaman zaman öncelik sıralamasında gerilere düşse de can güvenliği ve beslenme özellikle kadim devletlerin hep ilk üçünde yer aldı. Çünkü kuraklığın ve açlığın açtığı derin yaraları en iyi onlar biliyorlar. Küresel iklim değişikliği ve onun yaratacağı sonuçlar dünya gündeminin en ön sıralarında.
Özellikle Batılı ülkelerde seçmen tercihlerini etkileyen en önemli argüman. Bu yönde politika üreten siyasetçiler ya da partiler en fazla destek görenler.
Önemli bir motivasyon detayı! Umarız tüm dünyada karşılık bulur.
Önemli bir proje
AB standartlarında yüksek kapasiteli tesislerin kurulması ve ekonomik faaliyetlerin çeşitlendirilmesi, böylelikle de özellikle çalışma çağındaki 18-40 yaş grubundaki nüfusun kente göçünün önlenmesi amaçlanıyormuş.
Hürriyet’ten Meltem Özgenç’in haberi ilginç ipuçları taşıyor: Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) vasıtasıyla Avrupa Birliği (AB) adayı ülkelerde uygulanan Katılım Öncesi Kırsal Kalkınma Aracı (IPARD) Programı’nın kapsamını genişletmeyi planlıyor.
2011 yılından beri uygulanan program, besi ve süt hayvancılığı, et ve yumurta tavukçuluğu, hindi, kaz ve manda yetiştiriciliği, tarım ve hayvancılık ürünlerinin işlenmesi, paketlenmesi, depolanması, tıbbi aromatik bitki yetiştiriciliği, el sanatları, arıcılık, gıda ve gıda olmayan katma değerli ürünler, kırsal turizm, yenilenebilir enerji, makine ekipman alımı, su ürünleri yetiştiriciliği sektörlerini de içine alan birçok alt dalı kapsıyor.
Afyonkarahisar, Ağrı, Aksaray, Amasya, Ankara, Ardahan, Aydın, Balıkesir, Burdur, Bursa, Çanakkale, Çankırı, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Elâzığ, Erzincan, Erzurum, Giresun, Hatay, Isparta, Kahramanmaraş, Karaman, Kars, Kastamonu, Konya, Kütahya, Malatya, Manisa, Mardin, Mersin, Muş, Nevşehir, Ordu, Samsun, Sivas, Şanlıurfa, Tokat, Trabzon, Uşak, Van ve Yozgat olmak üzere toplam 42 ilde, IPARD 1 ve IPARD II olmak üzere iki aşamada uygulanan programın üçüncü aşamasında destek verilen sektörlerin sayısı artırılacak. 2022 yılının haziran ayı itibarıyla programlar kapsamında, geçmişten bugüne toplam yatırım tutarı 15 milyar 81 milyon liraya ulaştı. 20 bin 799 projeye, 7 milyar 958 milyon 991 bin lira hibe desteği, bu sayede de 85 bin 100 kişiye istihdam sağlandı. 2022’nin ilk yarısında ise toplam 882 projeye 520 milyon lira hibe ödendi, bu hibelerle 724 milyon lira yatırım hayata geçirildi.
550 milyon euro ayrıldı
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Tarım ve Kırsal Kalkınma Destekleme Kurumu’nun çok önemli çalışmalar yürüttüğünü belirterek, çok yakında IPARD II programının başlayacağını bildirdi.
550 milyon euro’luk bir kaynak oluşturduklarını aktaran Kirişci, bunun hem Avrupa Birliği’nden alınan hem de kendi milli bütçemizden aktarılan bir meblağ olduğuna dikkati çekti.
Bakan Kirişci, bugün şehirlerde yaşanan birçok sorunun kaynağının kırsaldan kente göç olduğunu bildirdi. “Kırsala dönüşü yeniden ülkenin kalkınmasının ama her anlamda kalkınmasının tam merkezine koymamız gerekir” diyen Kirişci, kırsala dönüşün sağlanmasının önemine işaret etti.
Özetin özeti: Gençlerimizi toprakla barıştırırsak bu geleceğe yönelik atacağımız en önemli adımlardan biri olacaktır.