Sınav maratonu tüm hızıyla devam ediyor.
Veliler daha LGS şokunu atlatmadan, şimdi de YKS için soğuk terler döküyor.
Bu yıl içerisinde, hem LGS hem de YKS’ye girecek çocukları olan velilerimize sabır diliyoruz.
Üniversiteye başvuran adayların şansı liselere başvuranlara göre çok daha fazla!
Üniversitelerin pek çoğunda kontenjanlar dolmazken zorunlu eğitim kapsamında olmasına rağmen yüz binlerce öğrenci gidecek lise bulamıyor!..
LGS sonuçları ay sonunda açıklanacak, milyonlarca gencin kaderini belirleyecek olan üniversite giriş sınavları da gelecek hafta sonu yapılacak.
Peki, önümüzdeki bu son bir haftayı nasıl değerlendirmek gerekir?
Gelin bu konuda şansınıza şans katmak için neler yapabilirsiniz, ona bakalım.
Son güne ders çalışmak âdettendir ama siz ne olur bunu yapmayın.
Bugüne kadar hazırlanmadıysanız, son bir hafta mucize yaratmak mümkün değil ama puanınızı artırabilirsiniz.
Nasıl mı?
Yapılan hatalardan dersler çıkartarak, aynı tuzaklara düşmeden, ama daha da önemlisi ÖSYM’nin soru sorma mantığını anlamaya çalışarak, çok önemli avantajlar elde edebilirsiniz.
LGS ve YKS benzeri sınavlar her ne kadar sıralama sınavı olsa da sadece bilgiyi ölçen sınavlar değildir.
Okuma ve anlama temponuzun, dikkatinizin ve analiz yeteneğinizin yanı sıra, sabrınızı, heyecanınızı, stres altındaki dayanıklılığınızı da ölçüyor. Bu yüzden, şartlar ne olursa olsun, soğukkanlılığınızı koruyup, kontrolü asla elinizden kaçırmamalısınız!..
Örneğin, önümüzdeki haftayı şu şekilde geçirebilirsiniz:
Başarıya giden yol
Son üç yılın sorularını konu bazında ayırarak, hangi konuda nasıl bir soru hazırlanmış irdelemek gerekir. Sorular, soru havuzundan seçildiği için aynı soru, geçen yıllarda değil de, bu yıl da sorulabilirdi! Havuzdaki diğer sorular da, aynı mantık ve ölçme değerlendirme esaslarına göre hazırlandığı için haftaya yapılacak sınava yönelik önemli ipuçları yakalayabilirsiniz.
Çeldiriciler ve cevap şıklarındaki mantığı çözmeye çalışın, hangi soru tiplerinde nasıl bir yol izlenmiş, onu yakaladığınızda sınavda her şey sizin için çok daha kolay olacaktır. Elinizin altında cevap anahtarları da bulunacağı için ciddi ayrıntılara ulaşabilirsiniz.
Her gün bir deneme sınavı çözün ve tıpkı gerçek sınavdaki gibi sınav süresince dış dünyayla temasınızı kesin. Ne tuvalete çıkın ne de ekstra zaman ayırın. Yani bir anlamda kesintisiz oturumlar konusunda disipline olun.
Bugünden itibaren artık hiçbir metni ikinci kez okuyarak zaman kaybetmeyin. Çünkü sonraki soruların zamanından çalmış olursunuz! Bu da size büyük kayıplar yaşatabilir.
Yine, aynı şekilde, sorularla didişme konusunda esneklik kazanın. Yani ille de bu soruyu yapacağım diye inatlaşmayın ve içinden çıkamadığınız soruları, sınav sonrasına bırakın, zamanınız kalırsa, yeniden gözden geçirin.
Bu arada kendi hatalarınızı da tek tek analiz edin. Yaptığınız hatalar ya da boş bırakmalar, bilgi eksikliğinden mi, dikkatsizlikten mi, soruyu tam anlayamamaktan mı, tüm seçenekleri okumamaktan mı, hesap hatasından mı ya da farklı nedenlerden mi, tek tek tespit edin ve aynı hataları bir daha yapmama konusunda disipline olun.
Şartlar ne olursa olsun asla paniğe kapılmayın. Diğer adaylar da sizden farklı değil. Aynı heyecan ve sıkıntı onlarda da var. Soğukkanlılığınızı kaybetmeden sınava devam edin. Yüzde yüz haklı olsanız da ne kendinizle ne de çevrenizle tartışarak moralinizi bozmayın, zaman kaybetmeyin!
Bu arada bilgi eksikliği nedeniyle moralinizi bozmayın ve tamamlamak için strese girmeyin, işi oluruna bırakın yoksa demoralize olursunuz!
Ve sakın hasta olmayın. Bütün emekleriniz bir anda boşa gidebilir.
OBP
Ortaöğretim Başarı Puanı (OBP) konusunda ciddi sıkıntılar var.
Şişirilmiş notlar tüm dengeleri değiştirebiliyor. Yani bir anlamda, sınavda kazandığınız başarı, başarısızlığa dönüşebiliyor.
Bu noktada öğretmenlerimizin ve ÖSYM’nin adil bir sistem oluşturması gerekiyor.
Bir puanda on binlerce adayın yer değiştirdiği bir sınavda şişirilmiş notlar gibi cimrice verilen düşük notlar da her türlü dengeyi altüst edebiliyor.
Son iki yıldır pandemi nedeniyle çok yüksek puanlar veriliyor bu da eski ve yeni mezunlar arasında ciddi bir haksızlığa neden olabiliyor.
İşin garibi ise bu durumu ne MEB ne de YÖK ve ÖSYM ciddiye alıyor!..
Özetin özeti: İyi bir lise iyi bir üniversite, iyi bir üniversite ve iyi bir meslek de iyi bir gelecek demektir. Bol şanslar...
