Turizm sezonu geç başladı ama uzun sürüyor.
Pandemi süreci, sarı yazın keyfini çıkartamayanlar için önemli bir fırsat oldu!
Yazlıkçılar tatili, otel ve tatil köyleri de sezonu uzattı. Doluluk oranları, önceki yıllarla kıyaslandığında hiç de fena değil. Hem de pandemi riskine rağmen!
Bu böyle gider mi? Görünen o ki, devam edecek. Yazlıkları, kışlığa dönüştürme yönünde büyük hazırlık var. Özellikle de ısınma konusunda!..
Pandemi dönemi, pek çok konuda olduğu gibi tatil alışkanlıklarımızı da ciddi anlamda
değiştiriyor. Tatiller artık bir sezona değil, tüm yıla yayılıyor! Evden çalışan ya da emekli olanlar, evden uzak günlerini, artık haftalar ile değil aylarla ifade ediyor...
Sektör zorda!
Turizm sektörü, sadece bizde değil, dünyanın her yerinde zor günler geçiriyor!
Borç ötelemelerinin ardı, arkası kesilmiyor. İflaslar artıyor.
Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir diyemeyiz.
Pandemi gelir geçer ama turizmde yarattığı tahribat kalıcı olur.
Yok olup giden tesisleri yeni açmak hiç de kolay olmaz!..
Sektörel iflaslar dünya genelinde giderek artan boyutlarda ve bizi etkilememesi mümkün değil.
Domino etkisi yaratmaması için Ankara ve sektörel kurumlarımız umarız bu konuda gerekli önlemleri alıyorlardır!
Bu konuda, tatil severlere de önemli görevler düşüyor. Olanaklarınız varsa, bir kez daha tatile gidip sektörü ayakta tutmak, gelecek yıllar için çok önemli bir referans olacaktır!..
Sakın unutmayalım, turizmimiz ne kadar güçlüyse ülkemiz o kadar güçlüdür!..
Kalifiye eleman
Geçen hafta, donanımsız ama burnu havada Bodrumlu garsonları yazmıştım. Meğerse, ülkenin neresine giderseniz gidin durum farklı değilmiş.
Çünkü garsonluğu bir meslek olarak kabul etmiyoruz. Öncelikli tercihlerimiz arasında nadiren
yer alıyor. Pek çoğumuz zoraki olarak yapıyor! Çok düşük kazanç elde ediyor!.. Bu da verdiği hizmete yansıyor!
Aşçılığa olan ilgi nedense garsonluğa yok. Oysa, pek çok ülkede çok saygın ve kazançlım eslekler arasında yer alıyor. Yeter ki severek ve hakkını vererek yerine getirin…