En temel hak, yaşam hakkıdır. Daha sonra ise eğitim hakkı geliyor. Ama şunu da özellikle hatırlatmak isteriz ki eğitim yoksa, yaşam hakkının sürdürülebilirliği önemli ölçüde riske girebilir. İşte bu yüzden, her ikisini de ciddiyetle ele almamız gerekiyor…
Yüz yüze sınavlar ve yüz yüze eğitim konusunda ciddi soru işaretleri var. Bu da tedirginlikleri beraberinde getiriyor.
Okulların açılması konusunda hemen herkes hemfikir ama çok daha hemfikir olunan bir başka konu var ki, o da sağlığımız.
Sınavların yüz yüze yapılması ve okulların açılması, risk olmaktan çıktıysa ya da bu konuda ciddi güvenceler veriliyorsa, bunu samimiyetle paylaşmak ve herkesi inandırmak gerekir. Yoksa her iki konuda da mesafe kat etmemiz hiç kolay olmaz!..
Keşke aşılamanın bitmesi beklenseydi!
Aşı sırası, nihayet öğretmenlere de geldi. Umarız bir an önce tamamlanır ve hemen herkes gönül rahatlığıyla okula gider.
Bu arada, evinde kronik hasta olan öğrenci aileleri de öncelik sırasına alınmalı, çünkü okul onlar için bir risk olmamalı!..
Okullarımız bir yıla yakın süredir kapalı. Tüm öğretmenler aşı oluncaya kadar, birkaç hafta daha kapalı kalsa ne olurdu?
Çok fazla bir şey değişmezdi ama en azından öğretmenlerimiz için risk ortadan kalkar ve gönül rahatlığıyla okula gidip gelirlerdi!
“Sınavlar ne olacak?” sorusu hâlâ tartışılıyor.
MEB kararlı, karşı çıkan ise çok fazla.
Uzaktan eğitimin yüz yüze sınavlarına sayılı günler kaldı.
İlle de yapılacaksa, alınan ya da alınacak önlemler bir kez daha açıklanmalı ki, katılım yüksek olsun. Yoksa tam bir hayal kırıklığı yaşanabilir!..
Yönetmeliklere göre, “Herhangi bir nedenle sınavlara katılamayan ve okul yönetimince mazereti uygun görülen öğrenciler ilgili alan zümre öğretmeninin belirleyeceği tarihte sınava alınacak.”
İşte bu yüzden, sınavlarını öteleyen çok olabilir!
Ve ilginç bir tespit ve öneri:
“Öğretmenlerimiz, umarız, 1. doz aşı olduktan sonra rehavete kapılmazlar. Maske-mesafe-hijyen uygulamasına devam ederler. Aşının bağışıklık kazanması 2. dozdan 10 gün sonra oluşuyor. Bu da 40 gün demek!..”
Okullar?
Özel okulların pek çoğunda, her gün ve tam gün yüz yüze eğitim yapıldığı ya da yapılacağı yönünde bilgiler geliyor.
Özellikle de 8 ve 12’nci sınıflarda.
Oysa sınav yarışı adil olmalı!
Bir yanda uzaktan eğitime bile ulaşamayan adaylar, öte yanda her gün ve tam gün yüz yüze eğitim!
Adalet bunun neresinde?
Sınavlarda zaten olmayan adalet, daha da örselenmemeli. Veli ve öğrencilerin, güvenleri daha fazla zedelenmemelidir!..
Okulların açılmasını istemeyen yok gibi ama önce sağlık!
Bu durum, asla göz ardı edilmemeli. Hem de sadece öğrenciler ve aileleri için değil, ülkemizin geneli için!
Eğitim demek, öğrencisi, öğretmeni, velisi, idari çalışanları, servisçisi, kantincisi ve diğer paydaşlarıyla birlikte 50 milyon demektir. Okulda sorun varsa, bütün ülkede sorun var demektir!..
Özetin özeti: Sağlıklı olmadan okula gidemeyiz, eğitimsiz kalırsak da sağlığımızı koruyamayız! Hiçbiri diğerinin alternatifi değildir. Hepsi birbirinin tamamlayanı olmalıdır!