Grip sezonunun açılmasıyla birlikte, pandemi sürecinin çok daha ağır geçeceğini biliyorduk.
Ülke olarak buna hazırlıklıydık. Yapılan açıklamalar hep bu yöndeydi.
Yasaklar kalktı, okullar açıldı, işyerlerinde kademeli düzene geçildi. Hatta öyle bir noktaya gelindi ki, ölüm sayılarında tek haneli rakamlara ramak kalmıştı!..
Yazla birlikte üzerimize bir rehavet çöktü. Önlemler gevşedi, sanki pandemi süreci bitmiş, aşı bulunmuş, risk ortadan kalkmış gibi güle oynaya sonbahara girdik.
Her taraf açıkken, okullar neden kapalı diyenlerin sayısı artınca, ilk ve orta dereceli okullar açıldı ama üniversiteler için şubata kadar bekleme kararı alındı? Sonra ne olduysa oldu ve uzaktan eğitim yapan üniversitelerden bazıları da yüz yüze sınav kararı aldı!..
Tartışmaların alevlenmesi, tedirginliğin daha üst boyutlara taşınması da işte bu yüzden. Peş peşe sorular gelmeye başladı ama ara ki bir sorumlu bulasınız.
“Süreç daha iyi yönetilmeli” diyenler görünen o ki daha da artacak!..
Okulların açılması?
Okulların açılmasının pandemi sürecinin daha ağır geçmesine bir etkisi oldu mu?
Uzaktan eğitim yapan üniversitelerde, sınavların yüz yüze gerçekleşecek olması, risk unsuru taşır mı?
Belli ki birileri bunun tam tersini düşünüyor! Yoksa bu noktaya gelinmezdi.
Asıl önemlisi Bilim Kurulu bu konuda ne düşünüyor?..
Her ne kadar aksini iddia edenler olsa da veliler ısrarla soruyor:
“Virüsün bu kadar yayılmasında, okulların açılmasının ve çocukların taşıyıcı olmalarının bir etkisi olabilir mi? Üniversitelerde uzaktan eğitim yapılıyor ama bazılarında sınavlar yüz yüze yapılacak! Yüzbinlerce öğrencinin yaratacağı hareketlilik risk unsuru taşır mı?”
Her iki görüşü de destekleyen kadar, şiddetle karşı çıkan da var.
Bireysel değerlendirmeler de elbette önemli ama asıl önemli olan istatistikler ve kurumsal değerlendirmeler.
MEB, YÖK ve ÖSYM’nin, Bilim Kurulu’nun değerlendirmelerini dikkate aldıkları aşikâr ama yine de güncel bir açıklama yapılması, en azından olası tedirginlikleri ortadan kaldıracaktır.
Koronayla mücadelede samimiyet ve şeffaflık çok önemli.
Her iki konuda da fabrika ayarlarına yeniden dönüp güven tazelemek zor kış koşulları öncesinde moral ve motivasyon sağlayacaktır.
Veliler ne diyor?
Peki, okulların açılması, koronayla mücadele ve alınan önlemler konusunda, özellikle veliler ne düşünüyor? İşte bazı satır başları:
- Okulların açılması ve yüz yüze sınavlar nedeniyle, bence, kesinlikle bulaşı süreci hızlanacak. Hiçbir mantığı yok, onca çocuk ve genci, aynı ortama sokmanın. Ciddi alternatifler aranmalı. Olacaksa da zamana yayıp sınava girecek kişilerin aynı anda sınava girmeleri iyice seyreltilmeli.
- Öğretmen yakınım var. Okulunda dün 20’ye yakın vaka çıkmış. 5’i 5. sınıf öğrencisi. Ne sınıf ne de okul kapatılmış. Binayı iki okul birden kullandığı için kalabalık bir okul. Çocuklarımız bunu hak etmiyor.
- Tabii ki okullar açıldı diye vaka sayısı çok arttı! Kolejdeyiz, maske ve siperliğe rağmen sürekli yeni vakalar çıkıyor!
- Etrafımda, tanıdığım hastalardan hiçbirinin okula giden çocuğu yok.
- Bilkent Üniversitesi önümüzdeki hafta 14 bin öğrencisini Ankara’ya çağırıyor. 1 hafta gibi sıkışık bir takvim var. Hepsi yurtlarda ve özel pansiyonlarda kalacak. Çok tehlikeli bir durum oluşuyor!
- Virüs büyükşehirlerde, iş yoğunluğunun olduğu yerlerde artış gösteriyor. Servisler, şehir içi ulaşım gibi. Buralarda maske çözüm değil.
- Haftaya sınav yapacağız ve çok endişeliyiz.
- Şunu da mutlaka belirtelim. Veliler bilinçli davranmalıdır. Büyüklerin sorumsuzluğunun bedelini çocuklar yaşıyor.
Özetin özeti: 2020’de zaten yeterince acı çektik, daha fazlasına müsaade etmemeliyiz!..