Yeni kararlar alındı.
“Ara tatilde olan okullardaki eğitim öğretim, yıl sonuna kadar online olarak sürdürülecek. 65 yaş ve üstü için uygulanan belirli saatlerde sokağa çıkma uygulaması, çalışanlar hariç olmak üzere 20 yaş altına da teşmil edilecek...”
İşte bu noktada en çok merak edilen sorular:
- 20 yaş altı olanlar, saat 10.00-16.00 arası dışında sokağa çıkamayacak, onun dışındaki saatlerde, kurslara ya da anaokuluna gidebilecek mi?
- Özel okullar açık kalacak mı?
- Sınavlar online mı olacak?
- Online eğitim, yılsonuna kadar mı yoksa dönem sonuna kadar mı?
- Rehabilitasyon merkezleri ne olacak?
- Staj yapanlar ne olacak?
- Peki ya üniversiteler?..
Eminiz ki, bugün, diğer merak edilen konularda da ayrıntılı açıklamalar gelecektir!..
MEB açıklaması?
MEB’in son dakika açıklaması ise şöyle:
“Resmî, özel, örgün ve yaygın tüm eğitim öğretim faaliyetleri, 31 Aralık 2020 tarihine kadar uzaktan eğitim yoluyla devam edecektir. Uzaktan eğitim sürecine ilişkin detaylı bilgilendirme ayrıca yapılacaktır…”
Dün, dünde kalmalı!
Koronaya yönelik risk, dünya genelinde, olanca hızıyla artıyor.
Öte yandan aşıya yönelik müjdeli haberler de peş peşe geliyor.
Önce Almanya’dan güzel haberler geldi, sonra da ABD’den.
Darısı bize.
TÜBİTAK’tan müjde bekliyoruz...
Hastaneler çok yoğunmuş!
Ne olur artık maske, sosyal mesafe ve hijyen konusunda daha titiz olalım, kurallara harfiyen
uyalım. Uymayanları, kırmadan, dökmeden, nezaketle uyaralım...
Koronayla mücadelede, çok büyük fedakârlıklar yaptık.
Sağlık ordumuz, olağanüstü bir performans sergiledi.
Her ne kadar, beğenmeyenimiz çok olsa da, dünya ile kıyaslandığında iyi bir mücadele verdik.
Daha iyi olamaz mıydı? Elbette olurdu.
Dünü dünde bırakıp, bugüne kadar yapmadıklarımızı, bundan sonra yapıp, finali, bize yakışan bir şekilde tamamlayalım!
Çifte standart!
Hemen her konuda en rahatsız edici durumlardan biri de çifte standart.
Adamına ya da kurumuna göre uygulamalar, derin rahatsızlıklar yaratıyor.
Özellikle de eğitimde!
MEB, bakalım bu konuda ne diyecek?
“Devlet okulunda sınıf öğretmeniyim. Derse gelemeyen öğrencilerim için okulda yüz yüze ders yaparken aynı anda online da ders yapıyordum.
Aynı sistemi özel okullar da kullanıyor. Hafta sonu yaptığım bu uygulama engellenmiş.
Biz özel okul muymuşuz neden yapıyormuşuz?
Uzaktan eğitimi özendiriyormuşum vs. vs…
Halbuki yaptığım günden bu yana okula gelmeyen öğrenci sayımda çoğalma olmadı. Benim gibi bu uygulamayı yapmak isteyen öğretmenlere de yasak denmiş.
Yasal değilmiş.
Özel okula yasalken bize nasıl yasal olmuyor?
Babası kamyoncu olan annesi kalp hastası olduğu için okula gelemeyen öğrencimin daha iyi bir eğitim alması neden engelleniyor?
Sadece çalıştığım ilde değil ülkemizin her yerinde bu sorun yaşanıyor.
Eğitimde imkân ve fırsat eşitliği derken lütfen buna da vurgu yapın…”
Bir başka çifte standart ise Açıköğretim sınavlarında yaşanıyor. Ayyuka çıkan kopyacılar avantajlı hale gelirken, gece gündüz ders çalışanlar adeta mağdur duruma düşüyor. Bir zamanların anlı şanlı Anadolu Üniversitesi ve YÖK’ten çıt yok!
Bu gidişata kim dur diyecek:
“Anadolu Üniversitesi Açıköğretim İktisat Fakültesi’nde öğrenciyim.
Bildiğiniz üzere pandemi döneminde Anadolu Üniversitesi, sınavları şu ana kadar online yaptı.
Online sınavlarda maalesef kopya çekilmesinin önlenmesi mümkün değildir.
Burada öğrenci vicdanıyla baş başadır.
Ben şu ana kadar etik değerlerden ve vicdanımdan dolayı kopya çekmedim. Ancak muazzam bir şekilde kopya çekildiği aşikâr.
Bu durumu Anadolu Üniversitesi yetkilileri de bilmekte.
Anadolu Üniversite’sinin not değerlendirme sistemi izafi (yani çan eğrisi) sistemi. Sınavlarda kopya çekildiğinden not ortalamaları çok yükseldi!
Bu durumda kopya çekmeyenler olarak 80- 90 gibi notlar almamıza rağmen derslerden DC ve CC gibi notlar almaktayız.
Üniversite yönetmelikte değişiklik yaparak izafi yani çan eğrisi sisteminden mutlak değerlendirme sistemine online sınavlarda geçmiş olsa bizim mağduriyetimiz azalacak. Ancak bunu yapmıyor.
Üniversiteye mail attım. YÖK’e bu durumu bildirdim. Maalesef bir sonuç alamadım. Allah aşkına bu durumu köşenizde gündeme getiriniz…”
Özetin özeti: Adaleti, fırsat eşitliğini ve liyakati, tartışma konusu haline asla getirmeyelim. Özellikle de eğitimde!..