Okullar açılıyor mu, açılmıyor mu? Tercihe bağlı kararlar nedeniyle kafalar karmakarışık.
Anaokulu ve mini mini birlerden sonra ilkokul 2-3-4, ortaokul 8. sınıflar ile lise hazırlık, 12. sınıflar ve özel eğitimde de yüz yüze eğitime pazartesi günü başlanacak! Devam zorunluluğu olmayacak. Öğrenciler haftanın iki günü okula gidecek. Uzaktan eğitim devam edecek.
Seyreltilmiş eğitim uygulanacak. Cumartesi günleri de okula gidilebilecek!..
Yüz yüze eğitime sevinen de çok, karşı çıkan da!
Soruların ise ardı arkası kesilmiyor.
Örneğin öğretmenler hem okula hem de uzaktan eğitime nasıl yetişecek?
Evden okula gidiyorum diye çıkan ama okula gitmeyen öğrencilerin takibi nasıl olacak?
Öğretmen ve öğrencilerin okula gidiş gelişleri için belediyeler ayrı araç tahsis edecek mi?
Ulaşımda karşılaşılacak olası riskler nasıl önlenecek?
Tam gün ve haftanın her günü eğitim yapan kolejler ile devlet okulları arasında bir uçurum oluşmayacak mı? LGS ve YKS’de sorular kime göre düzenlenecek?..
Bakan ne dedi?
İsterseniz, gelin önce Bakan Selçuk’un açıklamalarına bir göz atalım, sonra da akla takılan sorulara cevap arayalım:
- Sınıf mevcutları azaltılacak ve okulda kalış süreleri kısaltılacak.
- İsteyen veliler çocuklarını okula göndermeyebilecek. Ancak öğrenciler mutlaka uzaktan eğitime devam edecek ve tüm müfredattan sorumlu olacaklar.
- Haftada iki gün eğitim olacak.
- Kaygı duyan veliler süreci görünce rahatlayacak. 1 sınıflarda katılım oranı yüzde 80’i geçti.
- Öğrenci sayısına bakılmaksızın uygun görülen köy okulları eğitime açılacak.
- Uzaktan eğitim, tüm seviyelerde eş zamanlı olarak devam edecek. EBA TV’de tüm dersler günde 3 kez tekrar edilecek.
- Tablet bilgisayar 500 bin öğrenciye, öncelikle ihtiyaç sahiplerine verilecek.
- Öğrenciler seyreltilerek ilkokulda tüm sınıflar okula alınacak.
- İlkokulda dağıttık, haftaya da ortaokul ve liselere maskeleri biz dağıtacağız.
- Cumartesi okul olabilir. Bölgesel olarak ve ihtiyaç varsa yaparız.
Veliler tedirgin!..
Peki, veliler bu konuda ne düşünüyor? İşte mesaj bombar-dımanından sadece birkaçı:
- Haftada 2 gün okula gidilecek denildi. Büyük ihtimal o gün uzaktan eğitim yapılmaz. Sonraki günler okula gidenler için tekrar, gitmeyenler için yeni konu olarak işlenmiş olur.
- Ders geçme ve not verme nasıl olacak?
- Kolejlerde 1 aydan fazladır aynı gün hem uzaktan hem yüz yüze eğitim var zaten. Hatta ara sınıflar için kurs adı altında ayrı bina tutup, öğretmenleri oradan oraya koşturuyorlar.
- Günde 60 km yapıyorum okula gidip gelmek için ve bugün okula gelen öğrenci sayısı sadece 2!
- Ne yazık ki öğretmeni düşünen yok. Çoğu yerde servis yok, servis olsa saat uymuyor, biz de kendi aracımızla gidiyoruz.
- Peki ya kurslar? Bugün kurumumda bir öğrencimizin testi pozitif çıktı. Bizler hâlâ ders yapmaya devam ediyoruz.
- Gözümüz gibi koruduğumuz çocukları deyim yerindeyse mayınlı bölgeye yollamanın pek mantıkla izahı yok.
- Hiç kimse Bakan Bey’e kantinleri neden sormuyor? Kantinleri zaten bakanlıklar belli aralıklarla denetliyor. Öğrenciler okul yanındaki marketlere, kafelere gidip okula virüs getirebilir. Marketlerde ürünleri herkes ellerken, kantinde aynı kişiler elleyecek.
- Öğretmen ne yapacak? 8 saat gidip ders anlatıp bir de eve gelip 8 saatte evde mi uzaktan eğitim yapacak?
- Ne yani okula göndermenin bütün sorumluluğu velilere mi bırakılıyor? Doğru olanı bu mu? Sorumluluktan kaçmak anlamına gelmez mi?..
Çözüm ne?
Hangi yönde karar alınmış olursa olsun, destekleyen kadar eleştireni de olacaktı. Bu yüzden, pandemi süreci sona erinceye kadar alınan ya da alınmayan her karar eleştiriye açık olacak.
Bu noktada önemli olan samimiyet ve inandırıcılık. Eğer önce bu sorunu halledersek, gerisi çok daha kolay gelecektir.
Zor bir dönemden geçiyoruz. Kabahatli ve sorun aramak yerine, sistemin daha iyi işlemesi için çareler aramalı ve onları ilgililere iletmeliyiz.
MEB de her öneriye açık olmalı ve en önemlisi de öğrencilerini en az veliler kadar düşündüğünü herkese hissettirebilmelidir!..
Özetin özeti: Okula devam konusunda çok büyük sürprizler yaşanabilir!..