Eğitim, yaşam hakkından sonra en temel hak. Zorunlu olması da bu yüzden. Bu konuda ne devletin ne de ailelerin keyfi bir davranış içerisinde olması kabul edilemez. Yani doğan her çocuğumuzun 12 yıllık temel eğitimi anayasal bir zorunluluk.
Peki, hakkıyla yerine getirilebiliyor mu? Evet demek zor. Çünkü hâlâ milyonlarca okuma/yazma bilmeyenimiz var. Ama Cumhuriyet’in ilk yıllarından bugüne çok yol kat ettik. Kaliteyi biraz artırır, insan gücü ve istihdam politikaları da oluşturabilirsek, taşlar çok daha hızlı bir şekilde yerli yerine oturur. Okumuş işsiz sayımız hızla artıyor. Onları pişmanlık noktasına getirmemeliyiz.
Eğitilmiş insan gücü, hele ki gençlik bir ülke için en değerli hazinedir. Ne olur bunun kıymetini bilelim.
Kimileri çok şanslı
2021-KPSS A Grubu ve Öğretmenlik (Genel Yetenek-Genel Kültür, Eğitim Bilimleri, Alan Bilgisi ve ÖABT) sonuçları dün açıklandı. 15 binlik atamadan onlar da yararlanabilecek. 2019 ve 2020’lilere göre çok şanslılar. Umarız bu hep böyle devam eder, darısı diğerlerine de.
ÖSYM, ne zaman hatasız sınav yaptı ki şimdi yapsın! Yine bir soruda hata var. İşte bu yönde yapılan açıklama:
“1 Ağustos’ta yapılan 2021-KPSS A Grubu ve Öğretmenlik (Genel Yetenek-Genel Kültür, Eğitim Bilimleri) ile 7-8 Ağustos’ta gerçekleşen 2021-KPSS (Alan Bilgisi) ve 15 Ağustos’ta uygulanan 2021-KPSS Öğretmenlik Alan Bilgisi (ÖABT) sınavlarına ait madde analizleri incelenmiş, cevap anahtarlarının kontrolleri tamamlanmış, itirazlar bilimsel açıdan değerlendirilmiş olup, 15 Ağustos 2021’de uygulanan 2021-KPSS Öğretmenlik Alan Bilgisi (ÖABT) Kimya/Kimya Teknolojisi Öğretmenliği Testi Temel Soru Kitapçığındaki 13 numaralı sorunun ’C’ olarak girilmiş doğru cevabın ‘A’ olarak düzeltilmesine karar verilerek değerlendirme işlemleri tamamlandı.”
Peki, bundan sonraki atama dönemleri ne kadar adil olacak? Özellikle de kadro dağılımı konusunda aslan payı yine belli kadrolara mı gidecek? 15 binlik bu atama dönemi sonrasında
2022’de kaç öğretmen daha iş başı yapacak?..
MEB, bırakın 5 yıllık bir yol haritasını, 2022 öğretmen atama takvimini ve kadro dağılımını şimdiden açıklasa da herkes ona göre kendisine yönelik bir gelecek planlaması yapsa. Bu o kadar zor mu?..
Ders 30 dakika olsun
Turistlere gösterilen özen keşke öğrencilere de gösterilse. Tıpkı otel odaları gibi derslikler de her değişimde, uzun süreli havalandırılsa.
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Nafiz Koçak, sınıfların günde 2-3 kez, en az 30 dakika havalandırılması gerektiğine dikkat çekiyor.
Eğitimin devamlılığı için önce sağlık diyoruz. Sağlık yoksa eğitim de yok. Son 20 ayda bunu çok acı bir şekilde öğrendik.
Okulları zor açtık, kolay kapatmayalım.
Vaka ve ölüm sayılarının artması gözümüzü korkutmamalı ama olağanüstü önlemler almanın da hiçbir sakıncası yok.
Bu konuda uzmanların görüşlerine her zamankinden daha fazla kulak vermeliyiz.
Ve çok daha önemlisi kış gelmeden sınıfların havalandırılması konusunda ciddi önlemler alınmalı.
Örneğin, sabit sınıf uygulamasına bir süreliğine ara verilerek, kademeli teneffüs saatleri ayarlanarak, sınıfların yarısı havalandırılırken diğerlerinde ders yapılabilir ve aynı sınıf zorunluluğu yerine havalandırılmış sınıf uygulamasına geçilebilir.
Neden mi? İşte cevabı:
Doç. Dr. Nafiz Koçak, sınıfların kapalı ortamlar olduğuna dikkat çekerek uygun şartlarda günde 2-3 kez en az 30 dakika havalandırılması gerektiğini belirtti.
Sınıfların havalandırılmasının önemini vurgulayan Koçak, “Okullar kapalı ortamlar olduğundan uygun şartlarda günde 2-3 kez en az 30 dakika havalanacak şekilde bir tedbir alınmalı. Ders saatleri 30 dakikaya düşürülüp 15’er dakika ciddi bir havalandırma yapılabilir. Bazı ülkelerde karbondioksit sensörleri kullanılıyor. İkaz vermesi sonucu sınıf havalandırılıyor. Maske normalde özellikle hastanelerde 4 saatte bir değiştirilmeli. Okullarda ise gün içerisinde en fazla 12 saatte bir ama 4 saatte bir değiştirilebiliyorsa daha iyi olacaktır. Okul ortamında çocuklarda enfeksiyon yaygınlığı anlamında baktığımızda günlük tek maske yeterli olabilir” ifadelerini kullandı.
Hocamız haksız mı?
Sonuna kadar haklı.
Doktorlar gerekeni söylüyor, eğitimciler de ona göre düzen oluşturmalılar.
Özetin özeti: Çocuklarımızın sağlığı da, eğitimleri de, gelecekleri de çok önemli. Hak ettikleri önemi vermek de hepimizin vicdani görevi.