Her işin kendine göre zorlukları var.
İşinizi ciddiye aldığınız sürece de bu zorluklar hiç bitmez.
Önemli olan, zorluklarla başa çıkma yeteneğinizin gelişmesi.
Nasıl mı?
Eğitimin temel amaçlarından biri de bu. Yani sizi, bizi, herkesi hayata hazırlamak.
Peki, bu görevini yeterince yerine getiriyor mu?
Eskiden olsa hiç düşünmeden evet derdik ama şimdi bilim ve teknoloji öylesine hızlı değişiyor ki eğitimin o hıza yetişmesi sanki biraz zor oluyor. Çekilen sancılar da bu yüzden.
Milyonlarca öğrenci ve veli şu günlerde tercih heyecanı yaşıyor. Yeni bir okula başlayacakların sayısı 5 milyondan fazla.
Hangi okula giderlerse gitsinler, hangi mesleği seçerlerse seçsinler, akılları yine de diğer liselerde, üniversitelerde, mesleklerde kalacak.
İşte bu yüzden okul ve meslek seçimi yaparken dikkatli hem de çok dikkatli olmak gerekiyor.
Bu noktada herkesi dinleyin ama son kararı ne olur kendiniz verin. Çünkü gelecek sizin geleceğiniz!..
Uzmanlık
Eğitim sisteminin en önemli paydaşlarından biri de eğitim.
Öğretmenleriniz ne kadar güçlüyse geleceğe o denli güçlü yürürsünüz.
Bu yüzdendir ki öğretmen yetiştirme ve kariyer sistemleri sürekli olarak geliştirilir.
Bu yüzden yapılan son değişikliklere yönelik iyileştirme çabalarına köstek değil, destek olmak da herkesin asli görevidir.
İşte bu yöndeki samimi önerilerden biri:
“16 yıldır görev yapan bir öğretmenim.
10 yıl ve üzeri görev yapmış öğretmenlere kariyer basamakları sınavı kapsamında “uzmanlık” vermek üzere 180 video (70 saat) ve 460 sayfalık bir kitap yükleyerek hazırlık sürecini başlattılar.
Öğretmenlik meslek itibarıyla sınavla ölçülemeyecek parçalardan oluşur.
Bu meslekte uzmanlık emekle, bireysel çalışmayla, kendini geliştirmekle, uzun yıllara yayılan tecrübeyle, ders anlatımıyla, sınıf yönetimiyle, materyal geliştirmeyle mümkün olur.
Videolar, PDF formatında ders notları ve 100 soruluk bir sınav bunu nasıl tespit edebilir?
Hele dokunabildiğiniz yüreklerin, ufkunu açtığınız zihinlerin, sınıfa/derse girerken kalplerine de girebildiğiniz ışıl ışıl çocukların güzel ahlak temeliyle kitap, vatan, insan sevgisi aşıladığınız pırıl pırıl yüzlerin sınavla, istatistikle, verilerle tam anlamıyla tespit edilebilmesi mümkün müdür?
Atatürk askerlik mesleği için şöyle der: “Mekteb-i asli kıtadır.” Yani askerlikte asıl okul askeri birliklerdir.
Askerliğin teoriği askeri okullarda, akademide, kurmaylık kitaplarında, haritalarda, planlarda olsa da bunlar askeri birliklerde pratiğe dökülemedikçe, sahada uygulanamadıkça iyi bir asker, hakiki bir komutan olunamaz.
Bence öğretmenlikte de mekteb-i asli sınıftır, okuldur, dersin bizatihi kendisidir. Yoksa bu eğitim kapsamında videolarda slaytlardan dümdüz okunan düşük cümlelerle dolu, dinlerken neredeyse bayıltan videoların, sayfalar iyice dolu gözüksün diye çok farklı makalelerden, kitaplardan kesilip konulmuş içerik bütünlüğü olmayan ders notlarının, “mağduriyet” kelimesinin bile “maduriyet” diye yer aldığı akademik içeriklerin sınıf ortamında, öğrencinin dünyasında maalesef pek bir karşılığı yok.
Duayen bir eğitim yazarı olarak pek çok konuyu gündeme taşıdınız. Bu eğitim ve sınav sisteminin revize edilmesi ya da değiştirilip kaldırabilmesi için kamuoyu oluşturabilmek adına gündeme getirmenizi bekleriz.”
Özetin özeti: Mutlu öğretmen demek, mutlu öğrenci, mutlu Türkiye demektir.
