2025 eğitim bütçesi gelecek için umut veriyor mu? Enflasyon oranında artırıldı mı? Gelin önce ona bir göz atalım:
MEB’in 2024 bütçesi bir önceki yıla göre iki kat artmıştı, gelecek yıla yönelik artış ise yüzde 33 oldu.
Peki, yeni bütçe yeterli mi? Evet demek mümkün değil.
Yeni öğretim yılının ilk üç haftasında yaşananlar, gelecekte yaşanacak olan sorunların uyarı sinyali niteliğinde. Umarız dikkate alınır, umarız bir an önce ek kaynak ve ek çözüm yolları bulunur...
Üretim artmadan, bütçe büyümeden, israf önlenmeden, adil bir bütçe dağılımı olmadan bu kısır döngüden kurtulmak mümkün değil.
Bu yönde herkesin yeni öneri getirmesi ve bir şekilde taşın altına elini koyması, çocuklarımız ve ülkemizin geleceğine yönelik olarak atılacak en önemli adımlardan biri olacaktır…
En pahalı yatırım
Eğitim ve bilim, çok pahalı bir yatırımdır. Ama o olmadan da yol almak mümkün değil.
Hemen her alanda dünyanın en gelişmiş ülkelerine bakıldığında hemen hepsi de eğitimde, bilimde açık ara önde olan ülkeler.
Eğitim ve bilim ile demokrasiden hukuk devletine, sosyal refahtan insan haklarına kadar pek çok alanda paralel bir korelasyonun olması da bu yüzden...
Eğitimin ve bilimin kabesi okullar, üniversiteler, teknoparklar, aktörleri de öğrenciler ve bilim insanlarıdır.
Peki, onlar, kendilerine sağladığımız olanaklardan memnun mu? Öğrenciler için kişi başına yaptığımız harcamalar yeterli mi? Kıt kaynaklar doğru kullanılıyor mu? Hedefler doğru mu?
Keşke her soruya gönül rahatlığıyla evet diyor olabilseydik!..
OECD ülkeleri ile bir kıyaslama yaptığımızda yapılan harcamalar hem çok düşük hem de eğitimdeki israflar ve yanlış harcamalar diz boyu.
Bu konuda sadece okul düzeylerine göre öğrenci başına dolar bazında yapılan harcamalara bakmak yeter de artar. İlki onlarınki, ikincisi bizimki:
İLKÖĞRETİM: 9.923 - 4.036 ORTAÖĞRETİM: 11.400 - 4.793 YÜKSEKÖĞRETİM: 17.559 - 10.366
Bütçe analizi!
Eğitim Sen’in MEB’in 2025 bütçesine yönelik değerlendirmesinde ilginç tespit ve öneriler var.
İşte onlardan bazıları:
* Önerilen MEB bütçesi, eğitimin ve eğitim emekçilerinin sorunlarına çözüm üretmenin çok uzağındadır.
* 2025 bütçesinde asgari ücrete yapılacak zam oranının yüzde 25 ile sınırlı tutulacağı belirtilmiştir. Emekçilerin üzerine yüklenecek vergiler ise yüzde 50 artırılmaktadır.
* Eğitimde temizlik krizi, taşımalı eğitim, öğrenci yoksulluğu, beslenme problemleri, eğitimin genel niteliği gibi en temel ve zorunlu ihtiyaçlar görmezden gelinerek hazırlanan 2025 MEB bütçesinin zorunlu eğitim harcamalarını karşılamaktan çok uzak olduğunu bugünden söylemek mümkündür.
* Eğitim bütçesinin milli gelire oranı OECD ortalaması olan yüzde 5’in yarısına bile ulaşmamıştır.
* Yıllardır eğitime ayrılan ödenekler büyük ölçüde tadilat, alt yapı sorunlarının giderilmesi çerçevesiyle sınırlandırılmakta, enflasyon karşısında rakamsal artış dışında bir hedef belirlenmemektedir.
* Okullar en temel ihtiyaçlarını kayıt sırasında alınan bağışlar ve velilerden düzenli olarak toplanan aidat benzeri paralarla karşılamaktadır.
* Okul aile birlikleri sadece okula kaynak yaratmak için çalışan organlar haline gelmiş ya da getirilmiştir.
* Okulda beslenme ve zorunlu ihtiyaçların giderilmesi için kantin, taşıma vb. faaliyetler ticarileştirilmiş ve okul içinde öğrencilerin ailesinden alabileceği paranın artırılmasına yönelik bir iç piyasa yaratılmıştır.
* MEB bütçesinin büyük bölümünü, personel giderleri (yüzde 71) ve sosyal güvenlik devlet primi giderleri(yüzde 9) oluşturmaktadır.
* Her yıl eğitime bütçeden en çok payın ayrıldığı iddia edilse de bu payın yüzde 80’i zorunlu olarak doğrudan personel harcamalarına gitmektedir.
* 2025 MEB bütçesi içinde mal ve hizmet alım giderlerinin payı yüzde 8; sermaye giderleri yüzde 9,73’tür.
* Bu sebeple 17 milyon öğrenci ve 1 milyondan fazla öğretmenin ihtiyaçlarının karşılanması için bütçenin bütünlüklü olarak artırılması gerekmektedir.
Özetin özeti: Çocuklarımıza bırakacağımız en iyi miras, iyi bir eğitimdir!..