Ülkemizdeki 18-25 yaş arası gençlerin yüzde 73’ü yurt dışında yaşamak istiyormuş. Bu oranı abartılı bulanlar da olabilir, çok daha fazla diyenler de çıkabilir. Gerçek olan bir şey var ki bu yönde bir eğilim söz konusu ve gerekçeleri enine boyuna araştırılarak bir an önce çözüm üretilmeli.
Neden mi?
Bugünleri de arar noktaya geliriz de o yüzden.
Peki, yurt dışı arayışı sadece bizim ülkemiz ve bizim gençlerimiz için mi söz konusu? Kesinlikle hayır.
Bizim gibi birçok ülkede, gerekçeler farklı olsa da gençlerin gözü dışarıda. Tek fark onlar bu işe kafa yoruyor, biz ise henüz ciddiye almıyoruz.
Nereden nereye…
Önce köyden kente göç ettik, şimdi de başka ülkeler arayışı içerisindeyiz. Cumhuriyet’in ilk yıllarında ülke nüfusunun yüzde 90’dan fazlası kırsal alanlarda yaşıyordu, şimdi tam tersi oldu.
Köyden kente göç ederken olduğu gibi, 1950’li yıllardan sonra yurt dışına gidenlerimizin de büyük hayalleri vardı.
Ne kadarı aradığını buldu, ne kadarı derin pişmanlıklar yaşadı, ne kadarı ne olduğunu henüz anlayabilmiş değil?
Sosyal bilimleri öldürmemiş olsaydık, bu konuda ciddi araştırmalar yapılmış ya da yapılıyor olurdu.
Hâlâ da geç kalınmış değil.
En azından bugünden itibaren bu konuya kafa yorup, sorunun daha da büyümesinin önüne geçebiliriz.
Büyür mü? Hem de çok büyür ve içinden çıkılamaz hale gelir ki bunu da hiçbirimiz göz ardı etmemeliyiz.
Göç sorunları
İç, dış göçler ve onların yarattığı sorunlar, dünya gündeminin en ön sıralarında yer alıyor. Hem de çok uzun yıllardır ama nedense biz bunu Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nde ikinci tura gelinceye kadar görmezden geldik.
Mülteci sorunu bir anda siyasetin bir numaralı gündemi oldu. Adeta mülteci gönderme yarışına girildi. Göç Bakanlığı, Yurtdışı Türkler Bakanlığı ve benzeri oluşumlar için vaat üzerine vaatler veriliyor.
Gençlerin yurt dışı arayışı konusunda henüz bir yaptırım söz konusu değil ama yakında o da gelir.
Beyin göçünü tersine çevireceğiz derken gidişin daha da hızlanmaması için ne gerekiyorsa bir an önce yapılmasının zamanı hâlâ gelmedi mi? Şimdi değilse ne zaman?.. Tüm partiler olarak bu konuya ne olur çok daha fazla önem verelim.
Gençleri ne kadar çok sevdiğinizi ve bu konuda samimi olduğunuzu biliyoruz ama ülke gündemi öylesine yoğun ki onlara bir türlü sıra gelmiyor.
Çok geç olmadan bu konudaki projelerinizi bir an önce paylaşın ki, doğru kararlar verilebilsin. Defalarca yazdık, bir kez daha hatırlatalım:
Gençlerin gönlünü kazanan sadece onların değil, anne babalarının oyunu da alır.
Neden gidiyorlar?
Köyden kente göçün nedenleri ne ise yurt dışına gidişlerin de gerekçesi o demek yanlış bir durum tespiti yapmak anlamına gelebilir.
Köyden kente ve 1950 sonrası yurt dışına göçün en önemli nedeni ekonomik arayışlardı, gençlerin ve özellikle de beyin göçünün arkasında yatan nedenler ise çok daha farklı. İşte bu yüzden çok detaylı araştırmaların yapılması gerekiyor.
Birinci Dünya Savaşı’nda en donanımlı gençlerimizi savaş alanlarında kaybettik ve toparlanmamız çok zaman aldı, şimdi aynı hatayı onların yurt dışına gitmelerine seyirci kalarak yapıyoruz.
Seçimi kim kazanırsa kazansın, o gençler olmadan güçlü bir gelecek yaratmamız mümkün değil. Bunu anladığımızda iş işten çoktan geçmiş olmamalı.
Özetin özeti: Seçimi kazanmak elbette önemli ama gençlerimizi kazanmak çok daha önemli!..