Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Seçim öncesinde yeterince gündeme gelmese de eğitimde ciddi sıkıntılarımız var.

Ekonomi gibi etkileri hemen hissedilmediği için canımızı yakması zaman alıyor.

Peki, eğitimdeki sıkıntılar sadece bize mi özgü yoksa dünya genelinde de benzeri rahatsızlıklar yaşanıyor mu?

Dünya öylesine hızlı bir değişim içerisindeki eğitim gibi katı kuralların hâkim olduğu sektörlerde aynı tempoda bir değişim gerçekleştirmek mümkün değil.

Bu yüzden de gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerin neredeyse tamamında eğitimde yeni arayışlar gündemde.

Haberin Devamı

Neden mi?

Tıpkı medya gibi eğitim de hep önde giden ve yönlendirendi. Şimdi maalesef toplumun ve özellikle de gençlerin gerisinde kaldılar.

Okur ve izleyici sayıları bu yüzden azalıyor, eğitim bu yüzden “demode” olmakla eleştiriliyor.

Peki, ne yapmak gerekir?

Her şeyden önce, çağı ve öğrencileri çok iyi okumak gerekiyor.

Onları yakalamadan eğitime ve geleceğe doğru yön vermek mümkün değil. Verilse de sürdürülebilir olmaz.

Seçim fırsattı

Eğitim sisteminde durduk yerde bir değişime yönelmek sancılı olurdu ama şimdi yeni bir hükümet ve ikinci yüzyıla yeni bir başlangıç söz konusu. Yani değişim ve reformlar için böylesine uygun bir zaman dilimi bir daha zor bulunur.

Bu noktada asıl önemli olan misyon ve vizyon kadar, sistem ve aktörlerinin de doğru olarak belirlenmesi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önceki yazılarımızda da sık sık dile getirdiğimiz gibi, son 20 yılda eğitim adına ne istediyse adeta tam tersi tabloyla karşılaştı. Kendisi de bunu sık sık dile getirdi.

Eminiz ki bu kez eğitimi de Erdoğan’ı ve beklentilerini de çok yakından bilen biri gelecektir.

Yeni bakanımıza önerimiz, çalışkan hem de çok çalışkan olması ve güçlü bir kadro kurmasıdır.

Referansı başarı olmayan isimlerin göze girmesi ve kalıcı olmaları son yıllarda mümkün olmadı. Eğitimin zirvesindeki son değişikliklere bir de bu çerçeveden bakmakta sonsuz yarar var.

Sektörden gelen temenniler, yeni bakanın eğitimin içinden bir isim olması yönünde. Eğitime vâkıf olmayanların çok zaman kaybettikleri ve çok hata yaptıkları vurgulanıyor.

Haberin Devamı

Aksini savunanların görüşü ise içeriden gelen isimlerin de çok verimli olmadığı yönünde.

Anlayacağınız, karmaşık hem de çok karmaşık bir konu.

Sonuçta bakanlık koltuğu siyasi bir makam ve politikayı bilmeden siyaset yapmanın zorluklarını bilen biliyor.

Eğitim ile siyaset arasına sıkışıp kalan ve yapmak istediklerinden çok siyaseten yapılması gerekenleri yaptıkları için eleştirilerin odağı haline gelen çok bakan gördük.

Milli Eğitim Bakanlığı koltuğunun en uzun ömürlü koltuk olması gerekirken en sık el değiştiren koltuk haline gelmesi biraz da bu yüzden. Umarız bu kez, eğitimi olduğu kadar siyaseti de bilen, öğretmeni, öğrenciyi, veliyi de düşünen bir bakanımız olur.

İşine odaklanmalı!

Önceki bakanların işlerine yeterince odaklanabildiklerini söylemek abartılı olur.

Hemen hepsinin farklı bir nedeni vardı. Daha da vahimi, sanki her biri farklı bir iktidarın bakanı gibi kendisinden önceki bakanların yaptıklarını çöpe atıp, her şeye sil baştan giriştiler ve çok zaman kaybetmekle kalmayıp çok da hatalar yaptılar.

Haberin Devamı

Kimi sektör dışından geldiği için bürokratların oyuncağı oldu, kimi çok bildiği için siyaseten yol alamadı, kimi de bakan olduğunun bir türlü farkına varamadı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işi bu kez zor hem de çok zor. Allah kendisine sabır versin. Eminiz ki kafasında pek çok isim vardır ve en doğru olanını seçer. Çocuklara, gençlere, velilere ve öğretmenlerimize çok sözü var ve tüm bunları yerine getirecek bir bakan herkesten çok onu mutlu eder.

Özetin özeti: Ortak değerlerimizin en başında mutlu ve güçlü bir Türkiye geliyor. Bunun yolu ve sürdürülebilirliği de eğitimden geçiyor. Aranan o bakan eminiz ki bu kez bulunacaktır.