Dünya, son yıllarda üst üste çok büyük felaketler yaşıyor.
Terör, deprem, bulaşıcı hastalıklar, yangınlar, sel, kasırga ve heyelanlar bunlardan sadece birkaçı.
Bütün bunlar yetmezmiş gibi şimdi bir de Avrupa’nın göbeğinde acımasızca bir savaş yaşanıyor ve adeta dünyayı tehdit ediyor.
Felaketlerin hepsi de büyük acılar yaşattı ama hiçbiri savaş ve onun doğurduğu ya da doğuracağı felaketle kıyaslanamaz.
Hele bir de küresel olursa!
İşte bu yüzden, bu savaş bir an önce sona ermeli.
Bu yönde çok açıklama var ve işte onlardan en çarpıcı olanı:
Çocuklar ölmesin
UNICEF Genel Direktörü Catherine Russell, acil insani yardım faaliyetlerinin hayata geçirilebilmesi için Ukrayna’daki çatışmaların askıya alınması çağrısında bulundu:
“Ukrayna’da çatışmaların ortasında kalan çocukların durumu her dakika daha da kötüye gidiyor.
Hastanelerin, okulların, su ve sanitasyon tesislerinin ve yetimhanelerin ateş altında kaldığına dair haberler alıyoruz. Yoğun nüfuslu bölgelerdeki patlayıcı silahlar ve savaş kalıntıları Ukraynalı çocuklar için gerçek bir tehlike oluşturuyor.
Çocuklar öldürüldü. Çocuklar yaralandı. Ve çocuklar onları sarmalayan şiddet nedeniyle çok ciddi şekilde travmatize oldu.
Ukrayna’da devam eden askeri harekâtın askıya alınması çağrısında bulunuyoruz. Bu askıya alma, insani yardımların günlerdir ülke genelinde yoğun bir şekilde süren hava saldırıları ve çatışmalar nedeniyle bağlantı kurulamayan insanlara ulaşmasına olanak sağlayacaktır.
Tüm taraflara, sivilleri ve sivil altyapıyı koruma ve çocukları ateş hattından uzak tutmak için tüm yasal ve ahlaki yükümlülüklerini yerine getirme çağrımızı yineliyoruz.
Ukrayna’daki tüm çocukları korumalıyız. Çocukların acilen barışa ihtiyacı var.”
Tüm dünya özellikle de Rusya bu samimi sese kulak vermelidir.
İklim değişikliği
Dünya tarihine baktığımızda, savaşlar ve salgın hastalıklar gibi insanoğlunu en fazla etkileyen felaketlerden biri de kuraklık ve kıtlık olmuştur.
İklim değişikliği ve küresel ısınma konusunda çok ciddi araştırmalar var. Bugün olmasa da yarın kapımızı çalacağı kesin.
Dünya teyakkuzda, hemen her ülke kendine göre önlemler alıyor. Bizde de çok önemli adımlar atılıyor. Vatandaş olarak bizlere de önemli görevler düşüyor. Her damla suyu, toprağı, gıdayı, enerjiyi çok daha dikkatli kullanmalıyız ki ileride çocuklarımız sıkıntı yaşamasın.
Hep birlikte gördük ki:
- Pandemi süreci tüm dünyada yeterli gıdayı üretmenin ve güvenli gıdaya ulaşmanın önemi daha da arttı.
- Koronavirüs salgını, küresel düzeyde uygulanan tarım ve gıda politikalarının değişmemesi halinde, dünyada bir gıda kıtlığı ve gıda krizi yaşanacağını açıkça göstermiştir.
- FAO’nun da içinde yer aldığı Küresel Gıda Krizleri Ağı’nın açıkladığı 2020 yılı raporunda, 55 ülkede 135 milyon kişi gıda güvencesi açısından kriz düzeyinde ya da daha kötü durumda!
- Bugün dünyada 800 milyonun üzerinde insan yani her 9 kişiden biri yatağa aç giriyor.
- İnsanlık için kâbus olan bu yokluğu ve yoksulluğu yenmek için sorumluluk almak hepimizin ortak toplumsal görevidir. Unutulmamalıdır ki dünya üzerinde üretilen tarım ve gıda ürünleri 7.5 milyarı geçen dünya nüfusunu beslemeye yetecek miktarda değil.
- Eğer dünyada açlık varsa bu yetersiz bitkisel ve hayvansal ürünler ile gıda arzından değil, adil olmayan gelir ve gıda dağılımından kaynaklanmaktadır.
Özetin özeti: Sorunların çözümü savaştan değil, akıl, bilim, kalıcı barış ve özellikle de dostluktan geçiyor.