Seçim öncesinde eğitime yönelik ucundan kıyısından bazı açıklamalar yapılmaya başladı.
Genel açıklamaların içerisinde ara ki bulasın.
Öncelik sıralamasında çok gerilerde.
Bu da gösteriyor ki eğitim hâlâ siyasetçilerin dikkatini çekebilmiş değil.
Oysa en yüksek oy potansiyeli eğitimde ama bunu görmemekte kararlılar.
Bir kez daha hatırlatalım:
İlk kez oy oy kullanacakların yanı sıra en az 10 milyon öğrenci ve 30 milyondan fazla veli, öğretmen, öğretim elemanı ve eğitim çalışanı var.
Oylarının rengini, eğitim için yapılanlara ve yapılacaklara göre belirlerse ortaya çok farklı tablolar çıkabilir. Bizden hatırlatması!..
Değersizleştiren değil değer katan bir eğitim
Hemen her konuda her şeyi değersizleştiriyoruz.
Değersizleştirme konusunda, eğitim sistemimiz ve özellikle de sınavlar açık ara en önde.
Bunu herkes biliyor, herkes yaşıyor, herkesin canı yanıyor ama çözüm üretilmiyor!
Seçim öncesi yapılan açıklamalar da çözüme yönelik önemli ipuçları vermiyor.
2023 Sınav Maratonu çoktan başladı ve en ufak bir değişiklik söz konusu değil.
Milyonlarca öğrenci dershanelere gidiyor, özel ders alıyor, odasından çıkmıyor.
Buna rağmen, sadece kazanamayanlar değil, en iyi liselere, üniversitelere girenler de mutsuz!..
Fazla uzağa gitmeden, bu mücadeleyi sonuna kadar veren, her sınavdan yüzünün akıyla çıkan ve en iyi üniversiteleri bitirenlerin ne durumda olduklarına bakın yeter!
Bu yüzden sınav sonuçlarına göre, ne olur kendinize ya da çocuklarınıza sakın ola bir değer biçmeyin. Yanılırsınız hem de çok yanılırsınız.
Böyle gelmiş, böyle gidiyor...
Eğitimdeki en temel kurallardan biri de her çocuğun, her gencin başarılı olacağı bir alanın olduğudur.
İlgi, yetenek, beceri ve hayaller işte bu yüzden önemlidir.
Peki, sınavlar bu değerlerden hangisini ölçüyor?
Kişisel değerleri ciddiye almayan hiçbir eğitim modeli bugüne kadar başarılı olmadı.
Olmayacak da. Bizdeki bu inat niye onu anlamak da mümkün değil!..
Sistemimiz de baştan aşağı yanlış.
YÖK ve ÖSYM kendini yenileyemedi ve siyasilerden bu konuda somut bir açıklama yok!
Nasıl ki çok başarılı bir sınav sonucu her şey değilse, kötü geçen bir sınav da hayatın sonu değildir.
LGS, YKS, KPSS benzeri sınavlar, sanki NASA’ya uzay mühendisi seçiyorlar gibi akademik bir dayatma içerisinde. Evet, teori de çok önemli ama matematik sevmeyenler de bir şekilde hayatta başarılı olabilir.
Hayallerinizden asla vazgeçmeyin. Su eninde sonunda akar, yolunu bulur.
İyi okul, iyi sınav, iyi meslek, iyi şirket yoktur, iyi öğrenci vardır.
Çocuklarınıza inanın, yeteneklerini geliştirin, hayallerini destekleyin, arkası gelecektir!..
Sınavlar eğer her şey olsaydı, dünyayı ÖSYM benzeri kurumlar yönetirdi ama görünen o ki onlar kendilerini bile yönetemiyorlar.
Hâlâ zaman var!
14 Mayıs için hâlâ zaman var.
Bu arada eğitime yönelik ikna edici yeni paketler açılabilir ve en muhalif olanların bile oyu kazanılabilir.
Evet, hiç kolay değil ama üzerinde çalışmaya, kafa yormaya ve en önemlisi de ülkemiz ve çocuklarımızın geleceği için zaman harcamaya değer.
Özetin özeti: İyi bir eğitim olmadan iyi bir yurttaş yetiştiremezsiniz. İyi bir yurttaş yetiştiremiyorsanız da gerisi teferruattır.