Dünya bilimine katkı sıralaması ile kalkınmışlık sıralaması hatta bir adım ötesine gittiğinizde demokrasi, hukuk, estetik değerler, insan hakları, doğaya saygı ve daha pek çok konudaki sıralama birbiriyle bire bir örtüşüyor…
Eğitim altyapısını tamamlamadan, bilim toplumu olmadan geleceğe emin adımlarla yürümek günümüzde hiç de kolay değil.
Petrol, doğal gaz ya da diğer yeraltı madenleri ile zengin olan pek çok ülkede yaşanan derin hayal kırıklıklarının en önemli nedenlerinden biri de budur.
Akıl ve bilim toplumu olmadan diğer alanlarda yol katetmek hiç de kolay değil… Olaya bu çerçeveden baktığımızda ülke olarak çok yol katettiğimizi rahatlıkla söyleyebiliriz. Katetmemiz gereken daha uzunca bir yol olduğu da muhakkak. İşte bu yüzden eğitim ve bilim politikalarını, geleceğe yönelik olarak güncellememizin zamanı geldi de geçiyor. 100. Yıl’a nasıl bir vizyonla gireceğiz? Gelecek beklentilerimiz neler? En önemlisi de hayallerimizi nasıl gerçekleştireceğiz…
Öncelikli alanlar
Ülke olarak önümüzdeki 20 yıl için beklentilerimiz neler?
Hangi sektörleri “stratejik sektörler” olarak kabul edeceğiz hangilerine olmazsa da olur diyeceğiz?
Örneğin enerji konusunda özellikle de taşınabilir enerji yani pil konusu gündemimizde mi? Ya da hemen her konuda olmazsa olmaz hale gelen çip üretimi için atılan adımlar var mı? Çip tasarımı ve yazılımının bir adım ötesine geçip kendi çiplerimizi, kendi ürettiğimiz makinalarda basar hale gelebilecek miyiz?
Küresel iklim değişikliğinin etkileri her geçen gün artıyor. Kuraklık ve kıtlık kapıda. Tüm bu veriler çerçevesinde akıllı tarıma yönelecek miyiz, topraksız tarımı ciddiye alacak mıyız, tohumda dışa bağımlılıktan kurtulacak mıyız?
Siber güvenlikte neredeyiz, başta yapay zekâ olmak üzere yazılım uygulamaları konusunda hedeflerimiz neler?..
Savunma sanayinde zoru başarıp müthiş işler yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Aynı performansı hatta daha fazlasını diğer stratejik alanlarda da gösteremez miyiz? Başkalarını bilmem ama bana göre göstermememiz için hiçbir neden yok. Yeter ki doğru yol haritası belirleyelim, yeter ki kararlı olalım…
İnsan gücü planlaması
Bu süreçte doğru yol haritası ve kararlı olmanın yanı sıra en önemli unsurlardan biri de AR-GE’den üretime görev alacak kalifiye insan gücünün yetiştirilmesi ve onların motivasyonlarının en iyi şekilde sağlanmasıdır.
Hemen her ay en iyi mühendis ve araştırmacılarımızdan yüzlercesi yurtdışına gidiyor. Hemen hepsi de en stratejik kurumlarımızda görev yapan beyaz yakalılar.
Neden gittikleri yeterince araştırılıyor mu?
Bu konuda yeterli önlemler alınıyor mu?
En önemlisi de onları burada tutmak için somut olarak hangi adımları attık ya da atıyoruz? Söz konusu olan sadece para değil. Mesleki motivasyon, gelecek güvencesi, aidiyet, liyakat, araştırma özgürlüğü sağlayabiliyor muyuz? Yeterli kaynak ayırabiliyor muyuz? Daha önce de yazdım BioNTech ile dünyanın en önemli bilim insanlarından biri haline gelen Uğur Şahin’e, çalmadık kapı bırakmamasına rağmen hangi kurum ilgi gösterdi, göstermiş olsalardı bile bugün bu noktaya gelebilir miydi?
Bilim insanları, nadide bir çiçek gibiler, en ufak dış etkiler bile morallerini altüst eder. Zamana, kaynağa, motivasyona ihtiyaçları var. Bu yüzden onları burada tutmak istiyorsak lafın ötesine geçmek gerekir!..
Hak edenlere hak ettiklerinin fazlasını vermek, hak etmeyenlerin de ayak bağı olmalarının önüne geçmek gerekir ki liyakate olan inanç ve aidiyet hissi artsın. Yoksa artan bir şekilde kan kaybetmeye devam ederiz…
Özetin özeti: Yapacak çok iş var. Konular da üç aşağı beş yukarı belli. Asıl önemli olan bütün bunları kimin yapacağı?..