Her türlü burs öğrenciler için bir can simidi.
Kimiyle karnını doyurur, kimiyle de ruhunu.
Kimiyle dünyayı gezer kimiyle de sosyal sorumluluk yüklenir.
İşte bu yüzden bursları olabildiğince çeşitlendirmek ve artırmak gerekir.
Burslar konusunda gözden kaçan en önemli ayrıntılardan biri de geri dönüşler; yani burs alanların, ileride ekonomik durumları düzeldiğinde, kendilerinin de burs verir noktaya gelmeleri.
Batılı üniversitelerin özellikle de Amerikan üniversitelerinin en iyi oldukları konu bu.
Burs alan neredeyse her öğrenci ileride para kazanmaya başladığında, gücü oranında burs vermeye başlar ve bu süreç hep böyle devam eder.
Biz bu konuda maalesef yeterince geri dönüş sağlayamıyoruz. Veriyoruz ancak yeterince dönüşü olmuyor. Tamam, hayat şartları zor ama durumu çok iyi olanlar da burs aldıkları yılları bir daha hatırlamak istemiyor ki gerisi gelmiyor.
Burs kriterleri gibi bursların geri dönüşleri konusunda da yeni bir yapılandırmaya gitmek, öğrenciler lehine çok önemli açılımlar getirebilir. Getirmeli de...
Tıkandıysa bırak!
Demokraside çareler tükenmez derler.
Bir yol tıkandığında hemen diğer alternatiflere bakılması gerektiği durumlarda kullanılır.
Doğru olan da budur.
Buraya kadarmış deyip pes etmek en kolay olanı.
Sürdürülebilir olmak için mücadele vermek ise günümüzün olmazsa olmazı.
Pes eden değil de sonuç alan olmak için ise ezber bozmak gerekiyor. Yoksa tıkandığınız noktanın ötesine geçemiyorsunuz ve bu da sizi fark yaratanların bir adım gerisine itiyor.
Ezber bozma hemen her alanda gerekli ama en fazla da eğitimde ve özellikle de çözüm yöntemlerinde gerekiyor. Çünkü çağımız hızlı ve güvenilir çözümleri bir anlamda zorunlu kılıyor.
Hızlı karar verme yeteneği sadece sınavlarda değil, yaşamın her anında gerekli ve bu davranış biçimini içselleştirme zamanı geldi de geçiyor.
Tatil, tatil, tatil…
Tatiller, kaliteli yaşamın olmazsa olmazlarından biri. Tabii eğer dozunda ve amaca uygunsa. Yoksa zaman kaybı ve eziyetin ötesine geçemez.
Ara tatilleri destekleyen de çok, karşı çıkan da.
Nasıl bir sonuç doğuracağı ise önümüzdeki yıllarda netleşir.
Umarız verimliliği artıran yönde gelişmeler söz konusu olur.
Dünyada eğitim süresi en kısa olan ülkelerden biriyiz. Üstelik okullarımızın pek çoğunda yarım gün eğitim yapılıyor. Bu yüzden de ara tatilleri hâlâ kabullenmeyenlerin sayısı bir hayli fazla.
Peki, ara tatiller kalıcı yani sürdürülebilir olabilir mi?
İşte o da kat edilen yola bağlı.
Pek çok ülkede uygulanıyor diye bize de getirmek doğru bir seçenek ama eğer altını dolduramazsak var olan tartışmalar hiç bitmez!
Özetin özeti: Eğitim, gelişmelerin gerisinde değil de önünde olursa çok daha yararlı olur.
