Üniversiteler kaynıyor?

15 Haziran 1999


Harran Üniversitesi 7 yılda 5 rektör değiştirdi. Son rektörü Kocaeli Üniversitesi'ne sürgüne gönderildi. Kocaeli Üniversitesi'nin kurucu rektörü de İstanbul Üniversitesi'ne sürgün edildi. Sürgün yarışında İstanbul Üniversitesi de diğerlerinden geride kalmadı. O da iktisat hocalarını, Su Ürünleri Fakültesi'ne sürgün etti...
Benzer sürgün olayları üniversitelerde olağan hale geldiği için artık fazla dikkat çekmiyor. Rektörler öylesine yetkilerle donatılmışlar ki, o koltukta oturdukları sürece astıkları astık, kestikleri kestik. Sıkı mı birisi çıkıp da ne oluyor desin. Anında sürgüne gönderiliyor...
Bu arada kantarın topu öylesine kaçırılıyor ki, Kocaeli'de olduğu gibi bir üniversiteyi yoktan var eden rektörler bile bu işten nasibini alıyorlar. Bugün rektörlük makamında oturan rakipleri, Kocaeli Üniversitesi Rektörü Atıf Ural'ı İstanbul Üniversitesi'ne sürgüne gönderirken acaba hiç sıkılmadılar mı? Bu bir alışkanlık haline getirilip bir sonraki rektör de bugünkü rektörü sürgüne gönderirse ne olacak?..
Yönetecilerin seçimle göreve getirilmeleri güya üniversitelere demokrasi getirecekti. Ama şu ana kadar görüldüğü kadarıyla hizipleşme

Yazının Devamı

Parasıza hücum!

14 Haziran 1999


Ortaöğretim kurumları seçme ve yerleştirme sınavı dün yapıldı. Sınava, ilköğretim kurumlarında öğrenim gören 316 bin aday katıldı. Geçen hafta sonu da yine aynı yaş grubunun yarıştığı kolejler sınavı vardı. O sınavda da 2 bin 200 aday yarıştı. Yani yüzde 1'i kadar bile değil. Eskiden aradaki makas bu kadar açık değildi. Anadolu liseleri için başvuranların üçte biri kolejler için de şansını deniyordu. Ama son yıllarda kolej ücretleri öylesine astronomik rakamlara yükseldi ki, veliler değil çocuklarını sınava sokup denemek, kolej sözcüğünü ağızlarına bile almaz oldular...
Turizm sektörü çöktü diye feryat figan ediliyor. Haklılar. Özel okulculuk da çöktü, ama kimsenin gıkı çıkmıyor. Başta okul sahiplerinin...
Türk eğitiminin daha iyi noktalara gelebilmesinin olmazsa olmaz kurallarından biri de devlet üzerindeki eğitim yükünün hafiflemesidir. Bunun yolu da yüzde 1.5 dolayındaki özel okul payının artmasıdır. Ama artacağına giderek azalıyor. Nedeni de açık: Pahalılık, duyarsızlık ve plansızlıklık...
Dünkü sınavda dikkat çeken noktalardan biri de Anadolu imam hatip liselerine alınacak öğrenci sayısının, fen liselerine alınanlardan üç

Yazının Devamı

Biraz duyarlılık!

11 Haziran 1999


Her yıl bir milyon 300 bin civarında çocuk doğuyor. Eğitimin yüzde 98.5'luk yükünü de devlet çekiyor. Böylesi bir ortamda bütün iyi niyetlere rağmen 75 yıllık cumhuriyet döneminde geldiğimiz nokta, kişi başına düşen 3.6 yıllık eğitim süresi...
10 milyon çocuk ve gencimiz, öğrenim çağında olmasına karşın okula gidemiyor. Yüzbinlerce gencimiz, üniversitelerde öğrenim görme yeterliliğine sahipken bu olanaktan yararlanamıyor...
Dünyanın bütün gelişmiş ülkeleri başarılı, yetenekli gençlerini nadide bir çicek gibi koruyup her türlü olanağı sağlarken biz heba olmaları için elimizden geleni yapıyoruz.
Parası olanın çok daha iyi eğitim olanaklarından yararlandığı, olmayanların ise tarikatların, terör örgütlerinin, fuhuşun, çetelerin kucağına düştüğü bir ortamda, Anayasal bir zorunluluk olmasına karşın maalesef devlet gençlerine yeterince sahip çıkamıyor. Ne barınmak isteyenlere yeterince yurt olanağı sağlıyor, ne de parasızlıktan kırılanlara yeterince burs veriyor.
Devletin bugün için üniversite öğrencilerine verdiği aylık burs 10 milyon lira. Bu parayla değil geçinmek, yol masraflarını bile karşılamak mümkün değil. Ama devle

Yazının Devamı

Diş sağlığı

10 Haziran 1999


Diş ağrısını çekenler bilir. O an için dünyadaki hiçbir şey o ağrıdan daha önemli değildir. Peki bu kadar önemli bir konuda gereken önlemleri alıyor muyuz? Böylesine melanet bir ağrıyı en azından ikinci kez yaşamamak için üzerimize düşeni yapıyor muyuz?..
İstanbul Üniversitesi ile Signal'in Türkiye genelinde gerçekleştirdikleri araştırma sonuçlarına göre, bu konudaki tavrımızın da diğer konulardan pek farklı olmadığı ortaya çıkıyor.
Hem sorunu çok önemli olarak görüyoruz hem de çözümü için en ufak bir girişimde bulunmuyoruz. Araştırmaya göre; çocuklarımızın yüzde 89.9'unun dişlerinde çürük var. Çünkü diş fırçalama alışkanlığımız yok.
Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) verilerine göre 12 yaş çocukları için kişi başına düşen çürük sayısının 1 olması gerekirken, bu oran bizde 2.39. 6 yaş çocuklarının süt dişlerindeki çürüklere bakıldığında da üç kata varan oranlar dikkati çekiyor.
Aslında olaya sadece diş çürüğü açısından bakmamak gerekiyor. Dişlerdeki çürüklerin başta ağız ve çene yapısında bozukluklar yarattığı ve daha pek çok rahatsızlığın habercisi olduğuna dikkat çekiliyor.
Diğer sağlık sorunlarında olduğu

Yazının Devamı

Puan hesabı?

9 Haziran 1999


Her sınav sonrasında olduğu gibi ÖSS sonrasında da puan tacirleri yine piyasaya çıktı. "Söyle netini, anında puanını hesaplayıp nereye girdiğini söyleyelim" diyorlar. Helal olsun onlara! Bırakın ÖSYM'yi, müneccim ve falcıların bile konuşmaya cesaret edemediği bir konuda rahatlıkla ahkam kesebiliyorlar.
Önceki yılların verilerine göre, tahmini sonuçta bulunuyoruz deseler yine bir itirazım olmayacak. Ama öylesine kesin konuşuyorlar ki, kafaları karıştırmaktan öte bir işe yaramıyorlar. Dün çok sayıda aday aradı. "ÖSS sonuçları belli olmuş, nereyi kazandığımızı nasıl öğreniriz?" diyorlardı. Böyle bir şey mümkün değil dediğimizde ise dudak büküp bu konuda daha bilgili biri yok mu diye soruyorlardı. Anlaşılan her konuda olduğu gibi bu konuda da vatandaş kandırılmak istiyor. Her ne kadar telefon edenler verdiğimiz bilgilere çok fazla itibar etmeseler de, bu konudaki son durumu, hatırlatmakta yarar görüyoruz.
ÖSS cevap kartlarının tamamı, henüz Ankara'ya bile ulaşmadı. Değerlendirmeye en erken bir hafta sonra başlanacak ve sonuçlar 12 Temmuz'da açıklanacak. Puanlama, daha önceki ÖSS'lerde olduğu gibi 200 üzerinden yapılacak. En yüksek puan 200, en

Yazının Devamı

Herkes şikayetçi

8 Haziran 1999


Önceki akşam bir televizyon programında 3.5 saat eğitimi ve sınavları tartıştık. Saat sabaha karşı 03'ü gösterdiğinde biz hala daha iyi eğitimin nasıl olacağı konusunda ortak bir noktada buluşmuş değildik. Stüdyodaki 12 kişinin yanı sıra programa telefonla katılan çok sayıda isim vardı. Onların da bizden farkı yoktu. Birinin ak dediğine, diğeri kara diyordu.
En çok dikkatimi çeken eğitim konusundaki bilgisizliğimizin dorukta oluşuydu. Ama daha da enteresanı bugüne kadar eğitime hiç kafa yormayanların, adeta işin uzmanı gibi ahkam kesmeleriydi. İnsanların bir konuda eleştiri getirebilmeleri için, en azından o konuda olup bitenleri takip ediyor olmaları ve sorunu çözücü alternatif geliştirmeleri gerekir. Ama ara ki bulasınız.
Öğrenciler bilgisiz, öğretmenler ilgisiz, veliler duyarsız, sendikacılar da her zaman olduğu gibi popülizm peşindeydi. Onca yıldır bu konuların en göbeğinde olan birisi olarak, zaman zaman isyan noktasına gelmedim desem yalan olur. İzleyenler bilir. YÖK'ü ve Milli Eğitim Bakanlığı'nı en fazla eleştirenlerden biriyken, Kanal 6'daki Dr. Stress'te, onları savunan ben oldum. Çünkü, getirelen eleştiriler, öylesine haksız ve

Yazının Devamı

ÖSS kalkacakmış!

7 Haziran 1999


Hırsızlar bu kez amacına ulaşamadı ve üniversite giriş sınavı dün nihayet gerçekleşti. Aslında DSP / MHP / ANAP hükümeti birkaç ay daha önce kurulmuş olsaydı, muhtemelen yine sınav olmayacaktı! Biz onların yalancısıyız. Önceki gün açıklanan hükümet programında aynen öyle diyorlar. Çiller'den sonra onlar da "sınavsız üniversite" kervanına katıldılar.
Hükümet açıklandığında dikkat çeken noktalardan biri de, en çok profesörün bu kabinede bulunmasıydı. Anlaşılan bu profesörlerin de öncekiler gibi üniversitelerden, üniversiteye girişten hiç haberleri yok. Olsaydı böyle bir vaatte bulunurlar mıydı?..
Hükümet programı, ayrıca özel okullarda adaletli bir ücret düzeninin kurulmasını öngörüyor. Helal olsun, onca iş güç arasında kolejleri de unutmamışlar. Hazır konunun üzerine eğilmişken, yüzde 200'lere varan zamlara dur deseler de yüreğimize su serpilse. Yoksa lafla peynir gemisi yürümüyor. Zamlar yapıldı, ücretler tahsil ediliyor. Bir hafta sonra iş işten geçmiş olacak. Ne yapıcaksa şimdi yapılması gerekiyor. Yapınız görelim!..

Sonuçlar 12 Temmuz’da
ÖSYM Başkanı Fethi Toker, ÖSS'nin Türkiye genelinde sakin geçtiğini ve sonuçların

Yazının Devamı

Zor değil...

4 Haziran 1999


1.5 milyon genç, pazar günü yaşamlarının bundan sonraki bölümüne yön verecek zorlu bir sınavdan geçecek. Milliyet olarak, en cıvıl cıvıl olmaları gereken yılları, geceli gündüzlü ders çalışarak geçiren özverili adaylara sonsuz başarılar diliyoruz. Umarız, kendilerine en uygun fakültelerden birini kazanacak puan alırlar. Sınava girenlerin sayısı gerçekten ürkütücü boyutlarda ama bu durum özellikle başarılı öğrencileri tedirgin etmemeli. ÖSYM Başkanı Dr. Fethi Toker’in tespitlerine göre 24’üncü kez ÖSS’ye giren adaylar var. Yani rakipleriniz arasında daha önce ÖSS’yi 23 kez kazanamayıp 24’üncü kez şansını deneyen adaylar da bulunuyor. Ayrıca, ÖSS’ye 10’dan fazla giren adayların sayısı da yüz binlerle telaffuz ediliyor. Önceki yılların verilerine bakıldığında sınava giren adayların yarıdan fazlası, 120 puanlık ÖSS barajını aşamıyor. Sorular zor olduğu için mi? Kesinlikle hayır. Başarısızlıklarının tek nedeni sınavı ciddiye almamalarıdır. Ne sınav öncesinde en ufak bir hazırlık yapıyorlar ne de sınav esnasında dikkatlerini yoğunlaştırıp yapabilecekleri kadar soru yapıyorlar. Hâlâ ÖSS’ye girip yazı tura atanlar var. Oysa bugünkü sınav sisteminde şans faktörü milyonda

Yazının Devamı