Ortaöğretim kurumları seçme ve yerleştirme sınavı dün yapıldı. Sınava, ilköğretim kurumlarında öğrenim gören 316 bin aday katıldı. Geçen hafta sonu da yine aynı yaş grubunun yarıştığı kolejler sınavı vardı. O sınavda da 2 bin 200 aday yarıştı. Yani yüzde 1'i kadar bile değil. Eskiden aradaki makas bu kadar açık değildi. Anadolu liseleri için başvuranların üçte biri kolejler için de şansını deniyordu. Ama son yıllarda kolej ücretleri öylesine astronomik rakamlara yükseldi ki, veliler değil çocuklarını sınava sokup denemek, kolej sözcüğünü ağızlarına bile almaz oldular...
Turizm sektörü çöktü diye feryat figan ediliyor. Haklılar. Özel okulculuk da çöktü, ama kimsenin gıkı çıkmıyor. Başta okul sahiplerinin...
Türk eğitiminin daha iyi noktalara gelebilmesinin olmazsa olmaz kurallarından biri de devlet üzerindeki eğitim yükünün hafiflemesidir. Bunun yolu da yüzde 1.5 dolayındaki özel okul payının artmasıdır. Ama artacağına giderek azalıyor. Nedeni de açık: Pahalılık, duyarsızlık ve plansızlıklık...
Dünkü sınavda dikkat çeken noktalardan biri de Anadolu imam hatip liselerine alınacak öğrenci sayısının, fen liselerine alınanlardan üç kat daha fazla olmasıydı. Bu çarpıcı rakam Türkiye'nin geleceğinin hangi çerçeve içine oturtulduğunu açıkça ortaya koyuyor.
Yıllarca şu sorunun cevabı bir türlü verilemedi: İngilizce öğretim yapan Anadolu imam hatip liselerinin amacı iyi yabancı dil bilen entelektüel imamlar yetiştirmek mi, yoksa dindar hukukçu, vali, mühendis yetiştirmek mi?..
Siz geleceğin bilim adamlarını yetiştiren fen liselerinde, turizmin candamarını oluşturan turizm okullarında, geleceğin mimarlarını eğiten öğretmen liselerinde değil de imam hatip liselerinde daha yoğun bir şekilde yabancı dille eğitim yapıyorsanız, bunun anlamı: "benim tercihim din devletinden yanadır". Ama nedense bu mesaj bir türlü algılanamadı. Devlet kendi eliyle yarattığı türbanlı gençliği, ünvirsitelerde yok etmeye çalıştı ki, bu da yaptığı yanlışların bir başka halkasıydı...
Türkiyenin devletiyle, milletiyle eğitime ayırdığı kaynakları çok sınırlı. Bu nedenle her kuruşunun doğru amaçlar için kullanılması gerekir. Ayrıca krizdeki diğer sektörlere gösterilen ilginin eğitim sektörüne de gösterilmesi gerekir ki, devletin üzerindeki eğitim yükü azalsın...
Kısır politik çekişmeler varken bu sorunlarla kim ilgilenir! Türkiye'yi 2000'li yıllara taşıyacak Meclis'in geçen haftaki gündeminde erkeklik ve türban tartışmalarının ötesinde akılda ne kaldı?..
Özetin özeti: Bütün göstergeler eğitimin artık ciddiye alınması gerektiğini ortaya koyuyor. Bir de Ankara'dan anlayan birileri çıksa...
Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr