Harran Üniversitesi 7 yılda 5 rektör değiştirdi. Son rektörü Kocaeli Üniversitesi'ne sürgüne gönderildi. Kocaeli Üniversitesi'nin kurucu rektörü de İstanbul Üniversitesi'ne sürgün edildi. Sürgün yarışında İstanbul Üniversitesi de diğerlerinden geride kalmadı. O da iktisat hocalarını, Su Ürünleri Fakültesi'ne sürgün etti...
Benzer sürgün olayları üniversitelerde olağan hale geldiği için artık fazla dikkat çekmiyor. Rektörler öylesine yetkilerle donatılmışlar ki, o koltukta oturdukları sürece astıkları astık, kestikleri kestik. Sıkı mı birisi çıkıp da ne oluyor desin. Anında sürgüne gönderiliyor...
Bu arada kantarın topu öylesine kaçırılıyor ki, Kocaeli'de olduğu gibi bir üniversiteyi yoktan var eden rektörler bile bu işten nasibini alıyorlar. Bugün rektörlük makamında oturan rakipleri, Kocaeli Üniversitesi Rektörü Atıf Ural'ı İstanbul Üniversitesi'ne sürgüne gönderirken acaba hiç sıkılmadılar mı? Bu bir alışkanlık haline getirilip bir sonraki rektör de bugünkü rektörü sürgüne gönderirse ne olacak?..
Yönetecilerin seçimle göreve getirilmeleri güya üniversitelere demokrasi getirecekti. Ama şu ana kadar görüldüğü kadarıyla hizipleşme ve diktatörlüğün ötesinde fazla bir yararı olmadı.
YÖK ve üniversiteler yasasının değişmesi gerekiyor. Hem de hiç zaman geçirilmeden. Ama bu değişim önceki gün TBMM Milli Eğitim Komisyonu'nda gerçekleşen düzeysiz tartışmalar çerçevesinde olmamalıdır. YÖK'ü ve üniversiteleri, çağdaş bir yapıya kavuşturmaktan çok, kendilerine kapı kulu yetiştiren kurumlar haline getirmek isteyen milletvekilleri, anlaşılan yangına körükle gitmekte kararlılar. Peki bunun kime yararı olacak? Ülkeye mi, üniversitelere mi, yoksa huzursuzluktan medet umanlara mı? Bunun tahlilini sağlıklı kafayla bir kez daha yapmakta yarar var.
Fazla uzağa gitmeye gerek yok. İstanbul Üniversitesi fokur fokur kaynıyor. Sağcısı, solcusu, dincisi, akademisyeni hepsi huzursuz. Şimdi hepsi elbirliği ile yönetimi devirmeye çalışıyor. Ama bu arada üniversitenin saygınlığı yok olup gitmiş kimsenin umrunda değil. Rektör ise başka bir alem!
Üniversite ve akademik kavramlar bu kadar kolay harcanmamalı. Bu kadar kolay dejenere edilmemeli. Yapılan eleştiri ve kavgalar, sadece kişileri yıpratmakla kalmıyor, üniversitelerin toplumsal saygınlığını yitirilmesine de ne oluyor. Eğer amaç, üniversiteleri korumaksa, herkesin biraz daha soğukkanlı olması gerekmez mi?..
Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr