Özel okullarda gelecek öğretim yılı için kayıtlar çoktan başladı. Kolejler de, tıpkı otel ve havayolları gibi artık çok ciddi erken kayıt avantajları sunuyor.
Dershanelerin özel okula dönüşmesi ve özel okullara devlet desteği, kolej ücretlerini daha makul ve ulaşılabilir seviyelere çekti.
Okullar arasındaki bu kıyasıya rekabet, en fazla da velilerin işine yarayacak. Çünkü öğrenim ücretlerinde çok önemli indirimler yaşanabilir. Özellikle de erken kayıt döneminde…
İşte bu yüzden, erken kayıt avantajı sunan okulları, gidip görmekte yarar var. Çünkü kaçırılmayacak fırsatlar söz konusu olabilir! Hele bir de o okulları düşünüyorsanız...
Her yıl olduğu gibi bu yıl da, on binlerce aile, ilkokula, ortaokula ya da liseye yeni başlayacak çocukları için daha şimdiden okul arayışı içindeler. Ama kafaları karmakarışık. Hemen her gün bu konuda çok farklı sorularla karşılaşıyoruz. En çok sordukları da “Hangi okul daha iyi?”
Soruların hepsi de hayati önem taşıyor. Çünkü çoğu daha ilk kez veli oluyor ve çocukları en iyi okullarda okusun istiyorlar...
Liselere ve üniversiteye girişin yolu belli. Özel öğretmen, dershane, giriş sınavları derken hemen herkes kendisine bir yön çiziyor. Peki, ama ilköğretim
Eskiden filmlerde izliyorduk, şimdi gerçeğe dönüşüyor.
İngiltere’nin en önemli gazetelerinden The Independent, yazılı basına yani kâğıt baskıya veda ediyor.
Bundan böyle sadece dijital ortamda yayınlanacak!
Bu durum, diğer gazetelere ve alanlara da yansır mı, bunu da zaman gösterecek.
Hatırlayacaksınız, bizde de Radikal gazetesi aynı yöntemi tercih etmişti...
The Independent son kâğıt baskısını 26 Mart’ta yapacak ve bu tarihten sonra yayın hayatına tamamen online platformlarda devam edecek.
Londra merkezli gazete, ilk basımını 7 Ekim 1986’da gerçekleştirmiş, 2003’te de İngiltere’de kompakt formata geçen ilk gazete olmuştu. 1990’lı yıllarda 400 binin üzerinde tirajı olan gazetenin geçtiğimiz yılın eylül ayındaki tirajı 50 bin seviyelerine kadar gerilemişti...
Dijital yaşam!
Hemen her konuda tartışı- yoruz.
İddiaların bini bir para.
Kim haklı, kim haksız, hangisi doğru, hangisi yanlış belli değil!
Kimsenin kimseye güveni yok.
En acısı da, neredeyse tüm enerjimizi boşa harcıyoruz.
Ya didişiyoruz ya da saatlerce ekran karşısındayız veya telefonla konuşuyoruz.
Genç bir nüfusa sahip olmak çok önemli bir avantaj ama bu nasıl kullandığınıza bağlı.
Dünyanın neresine giderseniz gidin, gençliğin sorunları hiç değişmiyor.
Gençlik konusunda önemli araştırmalara imza atan Avrupa İlerici Araştırmalar Vakfı Genel Sekreteri Ernst Stetter, AudienceNet CEO’su David Lewis ve Toplumcu Düşünce Enstitüsü Yönetim Kurulu Başkanı Nebil İlseven ile dün sabah uzun bir kahvaltı yaptık.
FEPS bir süredir Millenial Dialogue başlığıyla çok sayıda ülkede bir araştırma yapıyor ve gençliğin siyaset karşısındaki duruşunu, tavrını, davranış ve beklentilerini gözlemliyor.
Türkiye’ye yönelik anket sonuçlarını dün ayrıntılarıyla sizlerle paylaştık. Kahvaltıda hem bu sonuçları hem de dünya gençliğini konuştuk...
Gençler pek çok konuda olduğu gibi yine olanı değil, olması gerekenleri söylemiş ve pek çok konuda kendi içlerinde çelişkiye düşmüşler. Tıpkı, dizilere karşı olup da dizi izlemekten vazgeçmeyen anne babaları gibi!..
Dünyanın her yerinde kadına ve gençlere daha fazla önem verilmesi gerektiği anlatılıyor ama arkası gelmiyor. Çünkü yetişkinler ve erkekler kontrol hep kendilerinde olsun istiyorlar.
Gençler ise hem sabırsız hem de yeterince donanımlı değiller. Sosyal medyada birkaç tweet atıp, birkaç mesajı paylaştıklarında sorumluluklarını yerine
Tarihçi Prof. Dr. Erhan Afyoncu Genç Bakış’ta öğrencilerin Osmanlı’ya yönelik sorularını cevaplandırdı. Doğru bildiğimiz pek çok yanlışa dikkat çekti, hiç bilmediğimiz önemli ayrıntılar verdi.
İşte programdan önemli satır başları...
Osmanlı-Rusya
- Osmanlı son dönemlerinde Çarlık Rusyası’ndan çok çekti. Osmanlı’nın parçalanmasında çok önemli rolü olanlardan biri Rusya, öteki İngiltere’dir. İngiltere daha siyasidir. Rusya daha hoyrat ve serttir. Ben şimdi tekrar Çarlık Rusyası’nın hoyratlığını görüyorum.
- Ruslar bir yayılma alanı seçmişler. Bütün mesele sıcak denizlere açılma. Ortodoksların hamisi olarak meydana çıkmışlar. Rusların büyümesi Osmanlı’nın aleyhine olmuştur.
- Osmanlı’nın son 2 asrında çok önemli bir nüfus problemi vardı. 1. Dünya Savaşı’na girdiğinde Rusya’nın 175 milyon nüfusu var. Osmanlı’nın nüfusu 20 küsur milyon. Rusya 12 milyon asker çıkarıyor. Biz 2 milyon 750 bin asker çıkarıyoruz. Tarih kitaplarında üzerinde durulmayan hususlardan biri budur.
Ciddi konulara, neredeyse hiç kimse kafa yormuyoruz.
Televizyonlar, dizi ve eğlence programlarından geçilmiyor.
Aynı filmler, aynı diziler defalarca gösteriliyor.
Gazeteler ya da dijital medyada da ülke ve dünya sorunlarına kafa yoran yok gibi.
Kısır siyasetin dışına maalesef çıkılamıyor.
Her dört üniversite mezunundan biri işsiz!
Tarım arazileri yok oluyor.
Mesleki ve teknik eğitimde sessiz devrim gerçekleşmiş de haberimiz yokmuş.
Daha da önemlisi, meslek liseleri, ara insan gücü değil de ana eleman yetiştiriyormuş.
Peki, bütün bunları kim söylüyor?
Hiç sıradan birisi değil. Söylediğine göre, mutlaka bir bildiği vardır.
Lafı hiç uzatmadan söyleyelim:
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı!..
Eğer söylendiği gibi böyle bir devrim gerçekleşti ya da gerçekleşiyorsa, ülkemiz ve geleceğimiz adına herkesin buna destek olması gerekir.
Yok eğer, ikinci yarıyılın açılış töreninde, öğrencilere bu yönde bir vizyon kazandırılmaya çalışıldıysa, işte bu kez de altının doldurulması, olmazsa olmazların başında gelir...
Ülkemiz adeta mağdurlar cehennemi!
Herhangi bir konuda mağdur olmayan birini bulmak gerçekten çok zor. Hata olmaz mı, elbette olur. Ama biz ne yapıyoruz?
Hatadan dönmek bir erdemdir diyerek hatamızı düzeltip, mağdurlardan özür dileyeceğimize, hataları halının altına süpürüp, mağdurların canına okuyoruz.
Hele ki bu durum, gençlerin hayatını altüst edecek boyutlara ulaşıyorsa, acısı daha da büyük oluyor!
İşte size, gençlerin geleceğine yön veren iki önemli kurumumuzun yaptığı hata, sergilenen vurdumduymazlık ve yıkılan hayaller:
Kızım için mücadele veriyorum ama tek başınayım ve bu gerçekten çok zor.
Sesimi ve haklılığımı duyurmak için yardımlarınıza ihtiyacım var.
Kızım, geçen sene okul birincisi oldu fakat ÖSYM’nin kayıtlarına geçmemiş.