Mühendislerden Diyanet’e çağrı: Kıble tespitini biz de yaparız

6 Şubat 2016

Türkiye’de enteresan işler oluyor.

Akıl sır erdirene aşkolsun.

Deprem fay hattının üzerine, tarım arazilerinin ortasına yapılan üniversiteler görmüştük ama kıblesini şaşıran camiler olduğu, kırk yıl düşünsek aklımıza gelmezdi.

Konu günlerdir tartışılıyor.

2016 bütçesinden, Diyanet İşleri Başkanlığı’na bu amaçla ciddi bir kaynak ayırıldı.

O kadarla da yetinilmedi, kıble tespit uzmanı yetiştirilmek üzere yurtdışına personel gönderilmesi kararlaştırıldı...

Peki, onca üniversitemiz, onca mühendisimiz var, onlar bu işi bilmiyor mu, daha da önemlisi, cami yapılırken kıble tespiti yapılmıyor mu, soruları havada uçuşmaya başlayınca Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası’ndan açıklama gecikmedi.

İşte Oda Genel Başkanı Ertuğrul Candaş’ın Diyanet’e çağrısı:

Yazının Devamı

Dünya değişiyor peki ya biz?

5 Şubat 2016

Bilim ve teknoloji dur durak bilmiyor. Aldı başını gidiyor.

Eskiden kuşaklar arası kopukluk vardı, şimdi aynı yaş grubundakiler arasında bile hemen her alanda uçurumlar oluşuyor.

Bilim toplumu olanlarla olmayanlar arasındaki fark, bazen, Ortaçağ ile günümüz arasındaki farklılıktan daha büyük olabiliyor...

Biz hâlâ dizilerle, gelin kaynana programlarıyla, şovlarla uyumaya ya da kafa dağıtmaya devam ederken, el âlem geleceği inşa ediyor. Onlar üretiyor, biz kullanıyoruz.

İşte bu yüzden kafamızı biraz kaldırıp dünyayı bir şekilde yakalamamız gerekiyor.

Olumlu gelişmeler yok mu? Elbette var. Ama çok az...

İşte size birkaç çarpıcı gelişme ve haber...


Yazının Devamı

Eğitimin kahramanlarından biriydi

3 Şubat 2016

MEF Eğitim Kurum- ları’nın kurucusu İbrahim Arıkan vefat etti.

Kendisine Allah’tan rahmet, yakınlarına, sevenlerine, eğitim camiasına başsağlığı dileriz.

O, eğitim camiasında olduğu gibi iş dünyasında da herkesin sevdiği, saygı duyduğu, sessiz, sakin, üretken ama her şeyden de önemlisi çok iyi bir eğitimciydi...

Onu yıllarca MEF Dershaneleri’nin sahibi ve Özel Dershaneler Birliği’nin (ÖZ-DE-BİR) Başkanı olarak tanıdık. Ardından MEF okullarını kurdu.

Laik ve demokratik eğitimi destekleyen sivil toplum örgütlerinin pek çoğunda kurucu ya da yönetici olarak görev yaptı.

Üniversite sınavları ve dershaneler nedeniyle YÖK’le sık sık tartışmalara girdi.

İnandığı yolda tek başına da kalsa dimdik yürüdü. Esen rüzgâra göre hareket eden isimlerden biri hiç olmadı. Her ne kadar farklı iş alanlarına yönelse de eğitimden hiç kopmadı.

Ülke kalkınmasında eğitimin rolünü en iyi kavrayanlardan biri olarak iş dünyasının yükselen sesi oldu.

Yazının Devamı

Zor meslek: Öğretmenlik!

2 Şubat 2016

Türkiye’nin neresinde görev yaparsanız yapın öğretmenlik çok zor bir görev. Ama sanki şu günlerde okulların yakılıp yıkılıp bombalandığı Doğu ve Güneydoğu’da öğretmen olmak çok daha zor...

30 bin öğretmen alımı için başvurular bugün başlıyor. Açık kadroların çoğu da bu zor bölgede.

Her ne kadar anne babaların yüreği cız etse de evlatları yine koşa koşa o bölgelere gidecek. Çünkü öğretmenliği ve öğrencilerini seviyorlar.

Korkularını, endişelerini, yıllardır çektikleri KPSS işkencesini eminim ki öğrencilerine kavuştuklarında unutup gidecekler...

İşsizlik canlarına tak ettiği için başka çareleri yok, mecburen gidecekler diye önyargılı olmamak gerekir.

Kimse kimseyi zorla göndermiyor, tayini çıkan da isterse gitmeyebiliyor ama ona rağmen yine on binlerce öğretmen, ülkemizin en ücra köşelerine kadar koşa koşa gidecek.

Hem de hiç sızlanmadan, hiçbir korkuya kapılmadan. Çünkü bu onların işi ve öğretmenliği kutsal kılan da zaten bu özverileri...

Baş tacı edilmeli

Yazının Devamı

Karşıyaka’nın Filizleri fidan oldu, çiçek açtı!

31 Ocak 2016

Gençliğin en önemli sorun- larından biri yurtsa, diğeri de burs.

Devletin verdiği para 400 lira. Ama yetmiyor. Özellikle de büyük kentlerde...

Cebinde parası olmadığı için günü tek öğün yemekle geçiren, her gün onlarca kilometre yol yürümek zorunda kalan, sinemaya, tiyatroya neredeyse hiç gidemeyen, ders kitapları dışında kitap alamayan, kalacak yurt ve elindeki üç kuruş paraya kiralayacak ev bulamadığı için memleketine dönen yüz binlerce üniversite öğrencisi var.

Oysa, her biri geleceğin doktoru, mühendisi, yargıcı, öğretmeni, bakanı, başbakanı olacak ama onları bu en zor günlerinde yapayalnız bırakmaya devam ediyoruz...

Her iki sorun da eğer istenirse, çok kolay çözülebilir. Çünkü o güce ve kudrete fazlasıyla sahibiz. Eksik olan bu sorunu görüp, çözecek iradenin olmaması.

Bu dün de yoktu, bugün de... Ama gelecek için sanki ulu çınarlar tomurcuklanmaya, filizler vermeye başladı.

Peki, nasıl mı? Karşıyaka Belediyesi’nin başlattığı “Karşıyaka’nın Filizleri” projesiyle... Pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da bir ilke imza attı. Yakında tüm ülkeye yayılır ve öğrencilerin en önemli sorunlarına çare olursa hiç şaşırmayın. Çünkü bu projenin sahibi siz olacaksınız!..

Yazının Devamı

Gediz’de yeni dönem

30 Ocak 2016

Yeni nesil üniver- siteler içerisinde en dinamik ve öğrenci memnuniyeti en yüksek olanlardan biri de İzmir Gediz Üniversitesi. Kurulalı henüz 10 yıl bile olmadı ama 100’e yakın ülkeden öğrencisi var. Bilimsel araştırmalar konusunda da 40 yıllık üniversitelere taş çıkartacak projelere ve patentlere imza attılar.

Üniversiteyi İzmir’in önde gelen isimleri bir araya gelerek kurdu, hızla yol aldı ve önümüzdeki süreçte, yeni bir Başkan ve 4 yeni mütevelli heyeti üyesiyle, kendisine yeni bir vizyon çizecek.

Mütevelli Heyeti Başkanlığı’na Türkiye’nin ilk kadın Turizm ve Çevre Bakanı Işılay Saygın geldi. Üyeliklere de eski Çalışma ve Güvenlik Bakanı Dr. Hakan Tartan, Prof. Dr. Saffet Mutluer, Opr. Dr. Nazan Pedükcoşkun ile işadamı Fikret Aktaş getirildi...

Hepsi de İzmir ve eğitim sevdalısı. Eminim ki üniversiteye yeni bir ivme kazandıracaklardır...

Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Abdullah Kavuk’un desteği, mütevelli heyeti üyesi olarak aynı oranda sürecek. Rektör Prof. Dr. Seyfullah Çevik’in bitmez, tükenmez enerjisi ve gülen yüzü de aynı şekilde öğrencileri kucaklamaya devam edecek...


Başkan Saygın

Gediz’in kuruluşundan bu yana süren gelenek, görünen o ki, mütevelli heyetinde önemli değişikl

Yazının Devamı

Çocuk ve gençleri okul mu etkiliyor yoksa ekran mı?

29 Ocak 2016

Çocuklara artık söz dinlete- miyoruz, bütün bunları nereden öğreniyor, iyice kontrolden çıktılar, ekran başından kalkmıyorlar, bu ne biçim okul, hiç ders çalışmadan sınıf geçiyorlar...

Anne babalardan, benzeri yakınmaları, sürekli duyuyoruz.

Niye? Çünkü çocuklara artık aile ve okul değil, ekranlar yön veriyor.

Kimi TV karşısında, kimi internet başında, kimi de kafasını mobil telefonlardan kaldırmıyor.

Ev içi haberleşmeler bile neredeyse ekran üzerinden gerçekleşiyor...

Peki, bu gidiş nereye?

İyi mi oluyor yoksa eyvah dedirtecek boyutlara geldi mi?

Gelin bu analizlere girmeden önce, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un, TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda RTÜK’ün 2016 bütçesine ilişkin sunuş konuşmasında, Mayıs 2015’te gerçekleştirilen Medya Okuryazarlığı Araştırması’nın sonuçlarına ilişkin görüşlerine bir göz atalım.

Yazının Devamı

Çalışmak eziyet mi yoksa keyif mi?..

27 Ocak 2016

Çalışmak ya da okula gitmek, eğer size keyif vermiyorsa, hemen işinizi ya da okulunuzu değiştirin! Yoksa tam anlamıyla eziyete dönüşür...

Oturduğun yerden ahkâm kesmek, bu o kadar kolay mı, dediğinizi duyar gibi oluyorum.

Haklısınız, böylesi bir dönemde, bırakın keyif alacağınız bir işi, eziyete de razı olsanız iyi bir iş ve iyi bir okul bulmak, zor hem de çok zor!

Peki, işi ve okulu eziyet dönüştüren, bizler miyiz, sistem mi, yoksa patron ve yöneticiler mi?

Gelin tek tek ele alalım:

Çalışanlar olarak, eğer istediğimiz bir mesleği seçmiş ve istediğimiz bir kurumda görev yapıyorsak, yaptığınız iş, hiçbir zaman size eziyet vermez. İşe ayaklarınızı sürterek değil, koşarak gidersiniz. Yok eğer, sevmediğiniz bir meslek ve sevmediğiniz bir iş yerinde çalışıyorsanız, Allah size sabır versin. Ne yaptığınız işten keyif alırsınız ne de çalıştığınız kurumdan...

Başka ülkeler bir yana bizde öğrenim gördüğü alanda çalışanların sayısı yüzde 30’u geçmez. Buna bir de istediği alanda öğrenim görenlerin azlığını eklersek, böylesi bir sistemde doğru işe, doğru adam kuralını işletmek hiç de kolay değil. Yani, sistem kendi içinde, daha en başında, huzura değil, huzursuzluğa zemin hazırlıyor.

Gelelim patronaj

Yazının Devamı