ODTÜ’de bir gün

26 Nisan 2016

ODTÜ, hiç tartış- masız sadece ülkemizin değil, dünyanın en iyi üniversitelerinden biri.
Uzun süre gitmemiştim. Dün bütün gün oradaydım.
Gezmek için bir gün yetmedi, özellikle de Teknopark için!..
Her defasında olduğu gibi yine, böylesi bir üniversiteye sahip olduğumuz için gururlanmadım desem yalan olur. Ama keşke, aynı oranda, hoşgörü ortamına da sahip olsalar ya da bu yöndeki önyargıları kırabilseler demeden de edemedim...
Uzun süre gitmeyişimin nedeni de buydu. Yüzde 5, yüzde 95’ten büyük olabilir mi? Oluyor.
Çok az bir öğrenci grubu ODTÜ’nün imajını farklı yönde göstermeye yetiyor da artıyor.
Rektör Hoca ile Periscope’ta canlı yayın yaptığımızda gelen soruların neredeyse hiçbiri ODTÜ’yü ODTÜ yapan akademik donanımına yönelik sorular değildi; o yüzde 5’in yaptıkları ya da ODTÜ’yü göstermeye çalıştıkları imaja yönelikti.

Yazının Devamı

Çok çalışan değil, şanslı olan kazanacak

26 Nisan 2016

Yıllardır süren TEOG hazırlığı nihayet son aşamaya geldi. Şu saatten sonra artık her şey geride kaldı. Böylesi sınavlarda şansın hiç yeri yok derler ama bence var hem de fazlasıyla. Örneğin çok iyi bildiğiniz konulardan gelen birkaç soru, moralinizi çok yükseltebileceği gibi, takıldığınız tek soru moralinizi altüst edebilir.
Yine aynı şekilde trafikteki sıkışıklık, son dakika hastalıkları, hiç beklenmedik üzüntüler ve en önemlisi de her şeyi altüst edecek sıra dışı bir gelişme, daha sınav başlamadan moralinizi yerle bir edebilir.
İşte bu yüzden şansa ihtiyacınız var.
Şu saatten sonra moral bozucu değil, moral verici durumlarla karşılaşmanız, çok önemli.
Gençlerin geleceklerinin birkaç saatlik sınavlarla belirlenmesi ve onların da her türlü etkiye açık olması, yanlışların en büyüğü ama gelin de bunu MEB’e anlatın!..
Size önerimiz, önümüzdeki 24 saat içerisinde nasıl bir durumla karşılaşırsanız karşılaşın, kesinlikle moralinizi bozmayın ve her şeyi birkaç gün öteleyin.
Sevinçler de, üzüntüler de yani hemen her şey, sonraki günlerde yaşanabilir ama bu sınavların bir tekrarı yok!.. Ve sınav anında da mümkün olduğunca sabırlı ve soğukkanlı olun.

Yazının Devamı

Bu kez yanlışsız bir sınav mümkün mü?

25 Nisan 2016

TEOG’da sona geliniyor. İkinci dönem sınavları bu hafta içerisinde gerçekleşecek ve ondan sonra da çok daha eziyet verici olan tercih ve kayıt maratonu başlayacak...
Peki, çarşamba ve perşembe günü gerçekleşecek oturumlarda, bu kez tartışmasız, yanlışsız, mahkemesiz bir sınav gerçekleşecek mi? Evet demeyi çok isterdik! MEB, umarız bu kez soruları, öğrencilerin önüne koymadan önce, bir kez gözden geçirir ve öğrenciler nezdinde kaybettiği güveni yeniden sağlar...
Soruların güvenlik gerekçesiyle hatalı düzenlendiğini söylemek hiç inandırıcı değil. Soru bankasına atılmadan önce olduğu gibi sınav öncesinde de çift kontrol sisteminden geçirilebilirler. Eğer bu yapılıyor da hâlâ yanlış soru soruluyorsa, işte o zaman, bunun mazereti olamaz.
Kendileri, aylarca süren hazırlık ve defalarca süren kontrollerden sonra bile hata yapıyorlarsa, aynı soruyu bir, iki dakika içerisinde doğru anlayıp, doğru çözüp, cevap kâğıdına doğru işaretlemelerini beklemek abartılı olmuyor mu?
Bu arada ısrarla, birinci sınavdaki yanlışlar soruluyor. Pek çoğu hâlâ yargı aşamasında ve davalar henüz sonuçlanmadı. Sonuçlansa da bir şey değişmeyecek çünkü yanlış olduğu gerekçesiyle iptal edilen her soru doğru

Yazının Devamı

Bu kafayla zor refah toplumu oluruz!..

24 Nisan 2016

Bilim toplumu olmadan refaha kavuşmamız mümkün değil ama nedense bunu bir türlü kabullenmiyoruz...
Sakın ola bunu da nereden çıkarıyorsun diye sormayın!
Çevrenize bakın yeter...
Dünkü yazımda, çok önemli isimlerin çok önemli tespitlerini sizinle paylaştım.
Hemen hepsi de çok daha iyi noktalarda olmamız gerektiğine inanıyor, destekliyor ama gidişatın hiç de iyiye gitmediğine vurgu yapıyordu...
Dünle bugünü kıyaslayan rakamları peş peşe sıralayıp tam aksini iddia edenler de mutlaka çıkacaktır.
Zaten hemen her gün yapılıyor.

Yazının Devamı

Çocuklarımız, eğitim, bilim ve gelinen nokta!

23 Nisan 2016

Eğitimde olup bitenleri yıllardır yazıyoruz.
Kimi abartılı buldu, kimi de az bile yazıyorsun dedi.
Ve gelin, gelinen son noktaya, bugün bir başka pencereden göz atalım.
Bakalım buna ne diyecekler!..
Ali Koç (İşadamı)
“Türkiye inovasyon kapasitesinde 83’üncü sırada. Oysa 5 yıl önce 55’teydik. Geriye gittik. Ar-Ge harcamalarında 5 yıl önce ilk 62 arasındaydık, şimdi 79’a geriledik.
Mevcut eğitim sistemiyle çağa ayak uyduramayacağımız görünüyor. 5 yıl önce eğitimde ilk 79’daydık, geçen sene 89’a, şimdi 92’ye geriledik.

Yazının Devamı

Prof. Şen: Anayasa değişikliğinin yasal temeli bulunmuyor

22 Nisan 2016

Prof. Dr. Ersan Şen üç beş yıl önce, Ergenekon, Balyoz, Şike davaları için, “Bu davaların yasal dayanağı yok, her biri çökecek” dediğinde onu hiç kimse dinlemedi. Bugün gelinen nokta ortada. Şen şimdi de aynı uyarıyı Anayasa değişikliği için yapıyor. “Çıkaranları yarı yolda bırakır, mahcup eder” diyor.
İşte Genç Bakış’tan önemli satır başları...

Dokunulmazlık nedir?
- Temsili demokrasinin olmazsa olmazıdır. Dünyada çoğu yerde kürsü dokunulmazlığı vardır.
- Siyasette, azınlıkta olanların mutlak şekilde dokunulmazlıklarının olması gerekir. Milletvekillerinin, sizi en iyi şekilde temsil edebilmeleri için özgür ve baskılardan uzak olmaları şart.
- En iyi işleyen yer Almanya’dır. Hem kürsü hem de geçici dokunulmazlık var.

Yazının Devamı

Barajlar Kralı Yekta Hoca!

22 Nisan 2016

YÖK, baraj üzerine baraj getiriyor. Sanki ne işe yarayacaksa.
Önce tıp, hukuk ve mühendisliğe getirdi.
Şimdi de eğitim fakülteleri, diş hekimliği ve eczacılığa getirecekmiş. Gerekçesi de kaliteyi yükseltmekmiş!
Buna kargalar güler diyeceğim, YÖK Başkanı Yekta Hoca, yine alınacak!
YGS’de barajı 160 soruda 16’dan, 20’ye çıkarttılar! Ve bununla da övündüler!
Dünyanın neresinde 160’ta 16 başarı olarak kabul ediliyorsa!..
Yine YGS’de, 40 fen sorusunda, Türkiye ortalaması iki buçuktan, üç buçuğa çıkınca bu kez Bakan Avcı sevindi.

Yazının Devamı

Hatay’dan Sultangazi’ye...

20 Nisan 2016

Dünyanın sokak aydın- latması yapılan ilk caddesi Hatay’da.
Gidenler görmüştür.
Şu an için belki de dünyanın en karanlık caddesi!..
Hatay Müzesi’ni gezdiğinizde, on binlerce yıllık insanlık tarihine yolculuk yapıyorsunuz.
Pek çok medeniyete ve dine ev sahipliği yapmışlar.
Henüz tümüyle tamamlanmasa da yeni Hatay Müzesi, müzeciliğin geldiği son noktayı göstermesi açısından mükemmel bir örnek.
Gaziantep Mozaik Müzesi etkileyiciydi ama tamamlandığında sanki burası da ondan hiç eksik kalmayacak...

Yazının Devamı