Prof. Dr. Ersan Şen üç beş yıl önce, Ergenekon, Balyoz, Şike davaları için, “Bu davaların yasal dayanağı yok, her biri çökecek” dediğinde onu hiç kimse dinlemedi. Bugün gelinen nokta ortada. Şen şimdi de aynı uyarıyı Anayasa değişikliği için yapıyor. “Çıkaranları yarı yolda bırakır, mahcup eder” diyor.
İşte Genç Bakış’tan önemli satır başları...
Dokunulmazlık nedir?
- Temsili demokrasinin olmazsa olmazıdır. Dünyada çoğu yerde kürsü dokunulmazlığı vardır.
- Siyasette, azınlıkta olanların mutlak şekilde dokunulmazlıklarının olması gerekir. Milletvekillerinin, sizi en iyi şekilde temsil edebilmeleri için özgür ve baskılardan uzak olmaları şart.
- En iyi işleyen yer Almanya’dır. Hem kürsü hem de geçici dokunulmazlık var.
- Milletvekillerine gelinceye kadar, kamu görevlilerinin, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı mensuplarının, MİT mensuplarının dokunulmazlıkları var, önce onlar kaldırılsın.
- Dokunulmazlık iki türlüdür. Birincisi kürsü dokunulmazlığı; TBMM binasında, yan binasında istediğinizi söyleyebilirsiniz.
- İkincisi geçici dokunulmazlık: Ağır cezalık suçüstü hali hariç veya seçimden önce soruşturulmasına başlanmış olmak kaydıyla Anayasa’nın 14. maddesine karşı suç işlediği iddia edilen bir milletvekilinin bunlarla ilgili dokunulmazlığının kaldırılmasına gerek yok. Örneğin, insan öldürdüğü iddiasıyla yakalandığı an. Bunun dışında bizim Anayasamız diyor ki: (suç işleme özgürlüğü olarak tanımlanamaz) Milletvekilliğin devam ederse Meclis kararı olmadan sana hiç kimse yakalama, gözaltı, dinleme, yargılama açamaz. Meclis o karardan kaçmak için geriye dönük insan hak ve hürriyetlerine aykırı “Geçici Madde 20” adı ile kanun yapıyor. Bu yanlış!
- Geçici 20. madde yürürlüğe girdiğinde, bakanlar da dokunulmazlık zırhından yararlanamayacak.
Fezlekeler?
- Ana sorun, fezlekelerin Anayasa’nın 83. ila 85. maddelerine göre işletilmemesi, gereklerinin yapılmaması ve o dosyaların Adalet ve Anayasa Karma Komisyonu’nda bekletilmesidir. Ana sorumlu TBMM’nin bizzat kendisidir.
- İki hususta düzenleme yapılabilir. 83. maddeyi sil baştan değiştirebilirsin ya da daraltabilirsin. Ama bunun yolu, bu geçici 20. madde olmamalı.
- Mevcut sistemimiz, geçici dokunulmazlığın kaldırılmasını sağlamaya zaten imkân veriyor. Anayasa değişikliğine gerek yok!
Oylama gizli
- Anayasa değişikliklerini Anayasa Mahkemesi iki şekilde inceleyebilir. Birisi, genel kabul. Diğeri, birkaç hukukçunun kabulüdür.
- Genel kabul şekil açısından denetleyebilir.
- Oylama gizli yapılmak zorunda. Eğer açık yapılır ve Anayasa Mahkemesi’ne gidilirse, şekil bakımından iptal edilir.
- Bizde Anayasa Mahkemesi pasiftir. Dava gidilirse bakar.
- Anayasa Mahkemesi siyaseten gördüğü ciddi baskı nedeniyle böyle bir meselenin içine girer mi? Bence girmez. Girmemeli de.
Geçici 20. madde
- Bu madde yürürlüğe girerse, dosyası olan milletvekillerinin dokunulmazlığı kalkacak. Bu kürsü dokunulmazlığı değil, geçici dokunulmazlık.
- Eğer bu geçici 20. maddeyle tutuklanamaz, gözaltına alınamaz, bunun dışında yargılanırlar denmez ise milletvekilleri de sizin benim gibi olacak.
- Kenan Evren’in başına gelen geçici 15. dokunulmazlık maddesi vardı. Onu kaldırıp geriye doğru yargıladılar.
- İsterseniz geçici dokunulmazlığı kaldıralım. Kürsü dokunulmazlığı kalsın. Kürsü dokunulmazlığını terör noktasında, iftira noktasında sınırlayabilirsiniz.
- Geçici 20. maddenin bu şekli hukuka uygun değildir. Dokunulmazlıkları kaldırılan vekillerin yargılamaları, tutuklanmadan, Meclis çalışmaları engellenmeden yapılır anlamına gelecek bir düzenlemeyle biraz yumuşatabilir.
Kalkarsa ne olur?
- Geçici dokunulmazlık tümüyle kalkarsa muhalefet milletvekilleri sabahtan akşama gözaltına alınırlar. İster istemez baskı altına girerler.
- Geçici dokunulmazlık zaman aşımının işlemediği bir aşamadır. Milletvekili sıfatı bittiğinde veya dokunulmazlık kalktığında geçici dokunulmazlıktan yargılama kaçınılmaz.
- Tüm milletvekillerinin davaları yapılıp cezaları kesinleştiği an vekillik düşer.
Menderes dönemi
- Menderes dönemi için Bayar’ı asmak istediler. Geriye dönük, şu kanunu değiştirelim, yaş haddinden kurtulmasın dediler. Hatta öyle suçlar kabul edelim ki bir defaya mahsus bunları geriye dönük uygulayalım, Menderes’i de o suçlardan yargılayalım.
- Menderes döneminde de tahkikat komisyonları kurulmuştu. Mahkemelerin dışında tahkikat komisyonlarına yargılama yetkisi verelim denmişti. Bu işlerle böyle oynamaya kalktığınızda bumerang etkisi oluyor.
Çözüm süreci
- 2013’te terör propaganda suçu çözüm süreci başlayınca çok gevşetildi. Kanun çıkarıldı. Ama hukuki altyapı yoktu. Siz silah bırakmamış, teslim olmamış bir terör örgütüyle nasıl oturup sorun çözeceksiniz? Bunun olabilirliği sıfırdı.
- Terörle Mücadele Kanunu’nun 7. maddesi 2. fıkrasında yer alan terörün propagandası maddesini tekrar eski yerine getireceksiniz. İnsanlar istediği gibi destek verip suçu, suçluyu övmeyecek.
- Bugünkü kanun, milletvekilinin terör örgütü mensubunun taziye çadırına gitmesini terör örgütü propagandası saymıyor.
Evrensel ilkeler
- Dünya üzerinde hukukun evrensel anlamda kabul görmüş 25 adet ilke ve esası vardır. Hukuk devleti, kuvvetler ayrılığı, yargı birliği, tabii mahkeme ve hakim güvencesi, eşitlik, laiklik, hak arama hürriyeti gibi... Bunlardan sapamazsınız. Bu ilkeler, sandığın da yani millet iradesinin de üstündedir.
- Yargıyı yok ettiğiniz zaman, kafanızı dışarı çıkaramazsın.
- Millet kamu kudretini devretmez. Sadece kullanma yetkisini geçici süre verir. Geçici kullanma yetkisi verdiğiniz kişiler har vurup harman savurursa bunun ucu kendilerine dokunur.
Vatandaşlık?
- Teröre karışanları, ülkeyi terk edip de ülkenin aleyhinde kanlı eylemlere karışmak veya desteklemek suretiyle azmedenleri vatandaşlıktan çıkarmayı düşünüyoruz. Olabilir, siyaseten tercih edilebilir.
- Diğer taraftan AB, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 4. Ek Protokolü’nü imzalayın diye dayatıyor. O madde, ”Hiçbir vatandaşını yurtdışı edemezsin, hiçbir haktan da mahrum edemezsin” diyor. Nasıl olacak? Vatandaşlıktan çıkarmanın çok zorlaşacağını düşünüyorum!..
Özetin özeti: Yasalar, hele Anayasa, çocuk oyuncağı değil. Ne olur hukuka olan güveni zedeleyecek her türlü dayatmadan uzak duralım, hak edene de hak ettiği cezayı verelim!..