Meslek liseleri mese- lesine takmış vaziyetteyiz.
Çünkü hem eğitimin temel meselesi hem de ülkemizin olmazsa olmazı.
Yeni hükümetle birlikte Milli Eğitim Bakanı’nın da değişeceği söyleniyor.
Eskisi kalsa bile yeni bir başlangıç yapacağı için, biz yine de meslek liselerinin önemini yılmadan, usanmadan hatırlatmaya devam edeceğiz.
Ta ki kafalar dank edinceye kadar...
Yine ertelenmesin!
Prof. Dr. Muammer Koç da meslek liselerine takıntı halinde kafa yoran hocalarımızdan biri.
Meslek liselerinin hem dünyadaki hem de ülkemizdeki durumuyla ilgili olarak bir durum tespiti yapmış. Gelin önce ona bir göz atalım:
Eğitimde temel bir kural var.
Eğer her öğrenciyi kendi çocuğunuz gibi görmezseniz başarı mümkün değil.
İşverenler için de aynı kural geçerli.
İşe almak istedikleri her genci kendi çocukları gibi kabul edip, onların geleceğini de kendi çocuklarının geleceği kadar önemsemezlerse, özenle aradıkları çalışanları bulamazlar...
Ne olur, staj konusunu bu yaz biraz daha ciddiye alalım...
O şansı siz vermezseniz kim verecek?
TÜİK açıkladı; milyonlarca lise ve üniversite mezunu işsiz.
İş başvurularında en çok aranan özelliklerden biri de tecrübe.
Genç Bakış’ta önceki gece uzun uzadıya 19 Mayıs’ı konuştuk.
Ne anlama geliyor onu anlamaya çalıştık.
Saltanat’tan Cumhuriyet’e geçişin sancılarını, mücadelesini, en önemlisi de nereden nerelere gelindiğini irdeledik...
Konuğumuz, Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Temuçin Ertan’dı.
Konu başlıkları çoktu ve her ayrıntı özenle ele alındı.
Bir kez daha gördük ki tarihten çıkarmamız gereken çok ders var. Özellikle de yakın tarihimizden! İşte programdan önemli satır başları:
19 Mayıs ne anlama geliyor?
37 üniversitede rektörlük seçimi var.
Üniversiteler tatile girmeden yapılması bekleniyordu. Ertelendi.
Açıklanan yeni takvime göre, seçimler 20 üniversitede 12-14 Temmuz, 17’sinde de 26-28 Temmuz’da gerçekleşecek.
Peki, bu doğru bir tarih mi?
Hocalara göre, kesinlikle hayır. Çünkü oy kullanacak öğretim üyelerinin pek çoğu ya tatilde olacak ya da çeşitli seminerler için yurtdışında.
YÖK de bu durumu öngörmüş olacak ki seçim takviminin altına “Bu tarihlerde öğretim üyelerinin en az yarısının hazır bulunmaması halinde, seçimler iki gün sonra yapılacaktır” notu düşmek zorunda kalmış!..
Bu arada, rektör olma meraklısı meğerse ne kadar çok isim varmış, şaştım kaldım. Örneğin benim de mezun olduğum Gazi’de şu an için tam 23 aday varmış!..
Muvaffak Gözaydın, yaşı 80’in üzerinde olmasına rağmen, tam bir eğitim dostu ve gençlerin öncelikle üniversiteye değil, mesleğe yönlendirilmeleri gerektiği konusunda yıllardır feryat figan ediyor ama maalesef sesini kimselere duyuramıyor!
Bu konudaki görüşlerine geçmeden önce isterseniz gelin parlak kariyerine bir göz atalım:
Ankara Atatürk Lisesi’ni birincilikle, İTÜ Makine Fakültesi’nden de ikincilikle mezun oldu.
DPT’de Demirel ve Özal’la aynı odada çalıştı, onların teşvikiyle devlet bursuyla Amerika’ya gitti.
California Institute of Technology’de (Caltech) bir yıl araştırma görevlisi olarak çalıştı, Stanford Üniversitesi’nden 1964’te MSME, 1965’te MSIE, 1968’de MSEE derecelerinde diploma aldı.
1970’te yurda döndü ve DPT Müsteşarı Özal’la birlikte çalıştı.
Daha sonra özel sektöre geçti ve 1972-1975 arası Koç Holding’de Sanayi Grubu Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı.
Mesleki eğitim politi- kamızın nasıl iflas ettiğine dün değinmiştik.
Bugün, neler yapılabilir sorusuna cevap arayacağız...
Olası bir mesleki eğitim reformu için eğer bugün düğmeye basılırsa, 15-20 yıl sonra ülkemizin gerçek anlamda şaha kalkacağına inananlardanız. Ama bunu sürekli öteliyoruz...
Üretmeyen bir Türkiye kesinlikle refah toplumu olmaz ve bunun yolu da mesleki eğitimden geçiyor.
Peki, mesleki eğitimde neler yapılabilir?
Öğrenci kalitesi?
Öğrenci kalitesini yükseltmeden ve doğru öğrencileri seçmeden mesleki eğitim reformundan söz etmek hayalcilik olur.
Öncelikle meslek liselerini üniversiteye öğrenci hazırlayan kurumlar olarak görmekten vazgeçmeliyiz.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ara insan gücü çok önemli.
Meslek çeşitliliği ve alanında iyi yetişmiş uzman sayısı ne kadar fazla ise yaşam kaliteniz o kadar yüksek oluyor.
Örneğin eve gelen tesisatçıdan kuaföre, otomobil tamircisinden doğal gaz tesisatçısına, hasta bakıcıdan metrobüs şoförüne kadar her meslek çok önemlidir ve çok ciddi bir eğitim gerektirir.
Onlar görevlerini ne kadar iyi yaparsa, hayat standardımız o kadar çok yükselir.
Peki, meslek yelpazemiz ne kadar geniş ve mesleki eğitim kalitemiz ne kadar yüksek?
İşte bu konuda sınıfta kaldığımız aşikâr!
Meslek çeşitliliğimiz de, eğitim kalitemiz de maalesef dünya standartlarının çok uzağında.
Ömrünü turizme adayan ve dünyadaki turizm hareketlerini çok yakından izleyen, kriz sonrasında oluşturulan Turizmde Yeni Hamle ve Hareket Platformu’nun Başkanlığını yürüten Hüseyin Baraner, Turizm Bakanlığı’nın, Kültür Bakanlığı’nın gölgesinde kaldığına dikkat çekerek, “Bu iki bakanlık mutlaka birbirinden ayrılmalıdır. Çünkü biri derinlik, diğeri hız gerektirir, ikisi bir arada yürümüyor” dedi.
Önceki gece Genç Bakış’ın konuğu olan Baraner, nerede hata yaptık sorusundan, yapılması gerekenlere kadar çok çarpıcı açıklamalarda bulundu. İşte satır başları:
Krizin nedenleri?
- Türkiye genelinde ülkeler bazında yüzde 25 ile 40 arası bir düşüş var. 2016, Türk turizm tarihinin en kötü yılı olarak kendini gösteriyor.
- Bizim sektörümüzde olmaması gereken ne varsa bir yıl içinde kendini gösterdi. Son 6 aydır ülkemizde yaşananlar bana travma yaşattı.
- Suriye’de yaşananlar sadece Türkiye’ye değil Avrupa’ya da Almanya’ya da travma yaşattı. 8 ay içerisinde 1 milyon mülteci girdi. Merkel bu yüzden makamını bile kaybedebilir..
- Turizm destinasyonlarında olan belediyeler, belediye başkanları turizmi tam kavrayamadı. Derin kültür, işletme bilgisi ve estetik duygusu bazı yörelerimizi