Geçmişin Gölgeleri

28 Ekim 2014

Ruhunuzu, bilinç ve bilinçdışı zihninizi temiz tutmak, rahatlatmak için, içinizde birikenleri serbest bırakmanız gerekir.

Çocukluk yıllarınızı düşünün şimdi. Ne kadar saftınız ve olaylar karşısında verdiğiniz tepkiler ne kadar da yalın, içten ve dürüsttü. Canınızı sıkan şeyleri ise kolayca serbest bırakıp rahatlayabiliyordunuz değil mi?

Peki, ne değişti o günden bu güne?

Siz henüz küçük bir çocukken ruhunuz, bilinç ve bilinçdışı zihniniz bu kadar negatif etki altında değildi. Rahatlıkla ve kendiliğinden yaşayabildiğiniz bir “saf” olabilme hali vardı.

Şu an yaşadığınız, canınızı sıkan olayları kolayca bırakabilmek size ne kadar çok şey kazandırırdı değil mi?

Değişim, yaşamınızı ve tecrübelerinizi yeni bir bakış açısı ile görmeye başladığınızda gerçekleşir.

Bu bakış açısı değişikliğini yaratabilmek için de, geçmişin hipnozundan kurtulmanız gerekir.

Geçmişinize döndüğünüzde, sanki yıllardır girilmemiş veya temizlenmemiş bir mahzen keşfedersiniz.

Yazının Devamı

Erteleme alışkanlığını yenebilirsiniz !

8 Ekim 2014

Başarısızlık sorunu ile ilgili çalışıyorduk. Genç, yakışıklı, kendine güvenen bir hali vardı. Birçok iş yeri değiştirmişti ve hepsinde de başarılı olamadığı için ya ayrılmak zorunda bırakılmıştı, ya da kendisi ayrılmıştı.

Bu sefer öyle olmamalıydı. Yıllardır hayalini kurduğu o büyük firmaya girmişti ve artık bu firmada kariyer yapmak, başarılarına başarı katmak istiyordu.

Koçluk çalışmaları haftada bir yapılır ve her görüşme sonunda danışana uygulamalar verilir. Danışanın görevi bir hafta boyunca uygulamaları düzenli olarak yapmaktır. Bu şekilde çalışıldığında mutlaka ilerleme kaydedilir.

Ancak çalışmalarımız ilerledikçe bir terslik olduğunu sezmeye başladım. Üç seansı geride bırakmıştık ilerleme kaydedemiyorduk!

Konuyu incelediğimde danışanımın verdiğim uygulamaları yapmadığı bilgisine ulaştım. Nedeni ise erteleme sorunuydu.

Yarın akşam yaparım, ertesi sabah yaparım, haftaya yaparım diyerek uygulamaları erteliyor ve çalıştığımız konu ile ilgili ilerleyemiyorduk.

Danışanımın başarılı olamama nedeni açıktı. Erteleme alışkanlığı onu başarısız kılıyordu !

Erteleme problemi, başarıyı etkileyen oldukça ciddi bir sorundur ve eğer giderilmezse kişinin tüm yaşamı erteleme

Yazının Devamı

Manyetik titreşiminizi aşkın frekansına uyumlamak ister misiniz?

29 Eylül 2014

Aşk, yaşamımızı etkileyen en temel enerjilerden biridir.

Evrendeki enerjilerin birbirleri ile olan ilişkisini belirleyen yasa, çekim yasasıdır ve tüm deneyimlerimizin kaynağıdır.

Çekim yasasının en temel unsuru, enerjidir. Yani manyetik çekim gücümüzün niteliği hayatımıza neleri çektiğimizi belirler.

Bu, hayatımızdaki tüm alanlar için değişmez bir kanundur.

Eğer kendimizi sevmiyorsak ve değer vermiyorsak, kuvvetle muhtemel duygusal hayatımızda da bizi sevmeyecek ve değer vermeyecek kişileri hayatımıza çekip sürekli mutsuz ilişkiler yaşarız.

Tam tersi kendimizi çok seviyor, değer veriyor ve önemsiyorsak, yaydığımız enerji gereği hayatımıza bizi sevip, değer verecek kişileri çekeriz yaşantımıza ve duygusal yaşantımız mükemmel seyreder.

Örneklerde görüldüğü gibi, çekim yasası manyetik çekim gücümüzle aktive olur. Burada en belirleyici olan, manyetik enerji alanımızı oluşturan titreşimimizdir.

İşimizde, evimizde, tüm ilişkilerimizde yaşadığımız, yaşayacağımız her şey, yarattığımız enerjinin somutlaşmış halidir.

Yazının Devamı

Acıdan kaçmak, zevke ulaşmak

20 Eylül 2014

Olaylara, kişilere veya kendimize verdiğimiz anlamların hayatımızı yönettiğini biliyor musunuz ?

Bizim onları yorumlama şeklimiz, bugün kim olduğumuzu ve yarın kim olacağımızı biçimlendiriyor.

Beynimiz yaşanan olayları acı ve zevk olarak iyi ayırır ve bir olay olduğunuzda hemen size sorar.

Bu acı mı, yoksa zevk mi verdi sana ?

Cevaplar tabi ki sizin inançlarınızda gizlidir. İnançlarınız neyin acı, neyin zevk olarak algılanacağını belirler. İnançlar neyin acıya, neyin zevke yol açacağına ilişkin öğrenmiş olduğumuz genellemeler tarafından yönetilir. Bu genellemeler bizim tüm eylemlerimizi yönetir ve dolayısı ile hayatımızın yönünü ve kalitesini yöneten bu genellemelerdir.

Genellemelerin hayatımızı kolaylaştırdığını söylemek mümkün. Bir yerde herhangi bir anahtar gördüğümüzde, o anahtarın ne işe yarayacağını otomatik olarak biliriz. Çünkü bu obje ile ilgili hayatımız boyunca oluşmuş bir genellememiz mevcuttur.

Ancak hayatın içindeki daha karışık alanlarda genellemeler sınırlayıcı inançlar yaratabilir. Mesela ders çalışmaya oturduğumuz zaman o an bir sıkıntı gelir ve bu eylemden vazgeçeriz. Bu eylem bir süre sonra kendi kendimizi "tembel" ilan etmemize sebep olabilir.

Yazının Devamı

Pozitif hissetmek kolay :)

9 Eylül 2014

Hissettiklerimizle baş edebilmemizin önemli bir kısmı duygularımızın ne olduğunu anlamak ve onları fark etmekten geçer.

Hissettiğimiz duyguların farkında değilsek eğer, duygusal durumumuzla iletişimde olmamız çok zordur.

İletişimde olmadığımız anlarda ise, duygularımızı kontrol edemez oluruz. Sonuç ise mutsuzluk, hüsran, öfke ve depresyon gibi yıkıcı durumlara ulaşabilir.En çok rastlanan pozitif duygulara dilerseniz birlikte akalım.

Birçok araştırmanın odak noktası olan bu listenin insanların hayatlarını sık sık değiştirdiği gözlemlenmiş.

Bu duygularla tanışmaya ne dersiniz ?

Neşe

En pozitif olan ve aklınızda en çok kalan deneyiminizi düşünün. Kendinizi güvende, mutlu ve rahat hissettiğiniz bir an. O an muhtemelen neşeyi yaşadığınız bir andı. Neşe keyifli ve sevgi dolu olan deneyimlerden gelir, bizim hafif ve enerjik hissettiğimiz anlardaki huzurumuzu artırır.

Uygulama : Gün içinde geçmişi tarayın ve sizi en neşeli kılan anları tespit edin. O neşeyi yaşadığınız anları gözlerinizi kapatarak şu an yaşıyormuş gibi hissederek, bu güzel duyguları tüm vücudunuza taşıyın.

Minnettarlık

Minnettarlık elde ettiğimiz bir

Yazının Devamı

Sizi engelleyen inançlarınızı değiştirmek ister misiniz?

28 Ağustos 2014

İnanç bir düşünceye bağlanmak, tamamen teslim olmaktır. Böylesi bir durumda, tamamen sahip olduğumuz inanç her ne ise tüm hayatımızı etkileyip, yöneteceği kesindir.

İnancı birçok bacağı olan bir masaya benzetebiliriz.

Bir düşünencenin inanç haline gelebilmesi için bacakların artması, başka bir deyişle güçlenmesi gerekir. Biz bunlara referanslar diyoruz.

Referans bu duygunuzu destekleyen bir çok deneyimden oluşur. Kişinin inancıyla ilgili referansları arttıkça, konuyla ilgili duyguları yoğunlaşacak ve o inanç güçlenecektir.

Mesela “bana kimse değer vermiyor” inancını ele alalım.

Bu inancınıza ait fazlasıyla bacak var masada… Bir çok deneyime sahipsiniz bu inancınızla ilgili. Aksi halde zaten böyle bir inanca sahip olmazdınız öyle değil mi ?

Şimdi zihninizi hemen yoklayın, mutlaka size “çok değerli” olduğunuzu hissettiren referanslarınız da var!

Siz hangi inancı ele alıp, güçlendirmek istiyorsunuz?

Yazının Devamı

Yaşam Koçu Ne Yapar ? Kimler Yaşam Koçluğu Alabilir?

16 Ağustos 2014

“Bir yaşam koçu, bize yapabileceklerimizi yaptıran kişidir.” / Ralp Waldo Emerson

Tanıştığım, konuştuğum birçok kişinin bana ortak bir sorusu var.

“Yaşam koçu ne yapar? Kimler yaşam koçluğu alabilir?

Öncelikle şu soruya cevap vermemiz gerekir.

Koçluk mu, danışmanlık mı, terapi mi?

Terapiler ve yaşam koçluğu arasında bağlantılar vardır ama bağlantılar tarzda, metodolojilerde, tekniklerde ya da çalışma araçlarında değildir. Neden ve sonuçtan türerler.

Yaşam koçlarının müdahale becerisi olsa bile, daima danışanlarını terapi yardımı almak için bu konuda eğitimli ve profesyonel meslek mensuplarına yönlendirmelidirler.

Koçluk, danışmanlık ve terapi arasındaki farkları tespit etmek için, kimi zaman bir yanlışlık sonucu koçlukla karıştırılan prosedürlerin genel bir açıklamasını yapmak gerekir. Bunlar, danışmanlık, psikoterapi, NLP, (bir sonraki yazımın konusu NLP nedir, NLP ile neler yapılabilir?) hipnoterapi ve psikiyatriyi kapsar.

Yaşam koçluğu beden ve akıl hastalıklarırı ile ilgilenmez.

Müşterilerin hayat içinde huzursuzlukları ya da memnuniyetsizliklerini gidermede veya hafifletmede yardımcı olur. Onlara özsaygı

Yazının Devamı

Duygusal ilişkilerinizi (kendinizi değiştirerek) geliştirebilirsiniz !

5 Ağustos 2014

Duygusal ilişkilerimiz yaşam içinde bizim en önemli eğitim sahalarımızdan biridir.

Bizi eğiten, öğreten yegâne fırsatlar barındırır içinde.

Önemli olan öğrenmemiz gerekenleri iyi anlamak ve dersi tamamlayabilmektir.

Duygusal bir ilişkiyi geliştirebilmek için neler yapabilirsiniz?

Dilerseniz ip uçlarına göz atalım.

Duygusal ilişkilerinizde eğer eşinizin her şeyiniz haline gelmesini, ya da sizin için her şeyden vazgeçmesini beklerseniz hayat kendinize ve eşinize zindan edersiniz.

Eğer huzurlu ve mutlu bir ilişki yaratmak istiyorsanız kendinizi bir elmanın yarısı gibi değil, tek bir elma olarak düşünmelisiniz.

Kendi kendinize mutlu olmayı öğrenin. Eğer bunu beceremiyorsanız, eşinizi mutlu etmeyi de beceremezsiniz.

Yazının Devamı