Sevgiden korkmak !

11 Mayıs 2013

Her ülkenin manevi değerleri kendine has ve özel.

Aneneler, gelenekler insanları bazen güçlü duygulardan koparabiliyor.

Hindistan’da sokakta birbirine sevgi gösterisinde bulunan ve kur yapan çiftler polis tarafından gözaltına alınıyormuş!

Çünkü Hindistan geleneklerine ve göreneklerine göre insanların birbirlerine alenen sevgi gösterisinde bulunması yasak, ayıp ve günahmış!

Bir süre önce Türkiye’de aynı durumu yaşamıştık hatırlarsanız. Parklarda el ele, kol kola, biraz samimi görülen çiftler ciddi bir şekilde uyarılıyordu.

Sevgiden, mutluluktan, huzurdan ne kadar da korkuyor insanlar?

Oysa dünya yeni bir çağa girdi.

Kâinat ile dünya arasında kurulan enerji bağı fazlasıyla kuvvetlendi.

Yazının Devamı

Onu bir türlü evliliğe ikna edemiyor musunuz ?

30 Nisan 2013

Tanıştığımızda oldukça mutsuzdu. Otuzlu yaşlarının sonunda ve kariyer sahibi bir kadındı.

Evlenmek ve bir çocuk sahibi olmak istiyor ancak karşısında çıkan erkekler konu evliliğe gelince hemen ortadan yok oluyorlardı !

Artık kendi deyimiyle bıçak kemiğe öyle bir dayanmıştı ki, bu konuyu kökten çözmekti niyeti.

Son beş yıldır beraber olduğu sevgilisi de konu evlilikten açılınca kendisini terk edince soluğu benim yanımda almıştı.

Ne oluyordu da bu erkekler konu evlilik olunca birden ortadan kayboluyorlardı ? Güzel bir kadındı, varlıklı ve kariyer sahibiydi.

Peki neydi eksik olan ?

Kendisine uzun uzun bilinçaltında çalışan bazı programlardan söz ettim.

Bu programlar biz küçük bir çocukken, henüz mantık oluşmamışken bilinçaltımız tarafından alınmış kararlardan oluşuyor ve maalesef çözülene kadar da tüm hayatımızı yönetiyordu.

Yazının Devamı

Seçimler ve sonuçlar

26 Nisan 2013

Her gün farkında olmadan hayatın her alanında yüzlerce seçim yapıyoruz.

Bu seçimler bazen bizim için önemsiz gibi görünürken, bazen hayati bir karar olabiliyor.

Aslında seçtiğim nedir hiç düşündünüz mü ?

Seçtiğimiz enerji seçimidir !

Ne giyineceğimize, evden saat kaçta çıkacağımıza, öğlen yemeğinde ne yiyeceğimize, ne hissedeceğimize, neye inanacağımıza ve gün içinde karşılaştığımız durumları nasıl değerlendireceğimize sürekli karar veriyoruz.

Yani aslında enerjilerden bir enerji tercih ediyoruz değil mi ?

Uzun vadede bilincimizi ve yaşam gücümüzü oluşturan şey yaptığımız bu küçük seçimlerin toplamıdır aslında. Ve her seçim hayatımız için belirleyicdir.

Aldığınız her kararın yaşamınızdaki sonuçlarını dikkate alın.

Yazının Devamı

Gerçekten ne istediğinizi biliyor musunuz ?

16 Nisan 2013

Gelen danışanlarıma sorarım,

“Şu anda hayatınızda ne olmasını istiyorsunuz?” diye.

Verilen cevaplar çoğunlukla değişir.

Her insanın hayattan beklentisi farklıdır çünkü.

Sonra tekrar sorarım. “Gerçekten ne istediğinizi biliyor musunuz?”

“Elbette biliyorumdur” cevap.

Ancak konuyu biraz irdelediğimizde aslında gerçekte ne istediklerini bilmediklerini tespit ederiz.

Sizler de kendinize ne istediğinizi soruyor musunuz.

Yazının Devamı

Kendimi çok çirkin hissediyorum! - bir regresyon vakası -

10 Nisan 2013

Onu ilk kez bir workshopta tanımıştım.

Güzelliği dikkatimi çekmişti, siyah gür saçları, bal rengi kocaman güzel gözleri vardı.

Fiziği de oldukça dikkat çekiciydi.

Bir süre sonra bana telefonla ulaşarak yardım almak istediğini söyledi, memnuniyetle kabul ettim.

Ofisime geldiğinde oldukça hüzünlü ve mutsuzdu. Ön görüşme süresince kendine olan güvensizliğini de fark etmiştim.

Konuşmaya başladık ve kendisini çok çirkin bulduğunu söyledi. Bedenimle barışık değilim, kendimi hiç beğenmiyorum dedi.

Sorunu buydu, kendini bildi bileli kendini beğenmiyor ve çirkin buluyordu. Bu yüzden doğru dürüst bir erkek arkadaşı olamamış, olanlarla da mutlu olmamıştı.

Oldukça şaşırmama rağmen belli etmemeye çalıştım.

Yazının Devamı

Panikatak kader mi ?

2 Nisan 2013

Panikatak nedeniyle son zamanlarda danışanların sayısı bir hayli arttı.

Önce nedir panikatak bakalım dilerseniz.

Başta "Panik Bozukluk" olmak üzere, birçok psikiyatrik bozuklukta ve bazı fiziksel hastalıklarda görülebilen; beklenmedik bir anda, herhangi bir yerde ortaya çıkan; yoğun kaygı, sıkıntı, bunaltı, korku karışımı bir nöbettir.

Bu nöbet kişiye öylesine yoğun bir korku ve rahatsızlık duygusu yaşatır ki, kötü bir şey olacağı veya sonunun geldiğini, öleceğini hisseder. Bu korku fırtınasını yaşayan insan, doğal olarak o ortamdan ve durumdan kaçma, uzaklaşma davranışı gösterir, bir an önce yardım alınabilecek bir sağlık kuruluşuna müracaat edilir. Çoğu kez de hastane, doktor gördüğünde kişide rahatlama olur ve nöbet geçebilir.

Panik atağı yaşayanların bazıları, o esnada kalp krizi geçirdiklerini ve öleceklerini hissederler.

İlk defa hayatla ölüm arasındaki o ince çizgide, kendisini ölüme yakın hisseden kişi, büyük bir korku ve dehşet yaşar. Bazısı o an kim varsa, ona vasiyetini söyler. Telaş ve kaygıyla bir an önce acile-doktora yetişmek için etrafına yalvarır. Kimisi aklını kaçıracağını, felç geçireceğini, kontrolünü yitireceğini, düşüp bayılacağını hisseder.

Yazının Devamı

Bir regresyon seansı ve bilinçaltının aldığı ilginç karar !

25 Mart 2013

Sizlere geçen gün yaptığım ilginç bir regresyon seansından bahsetmek istiyorum.Danışanımın hayatında kısır döngüyü oluşturan kök olaya ulaştık.

Danışanımın bilinçaltı, hayatındaki kısır döngüyü, oldukça enteresan bir olaya bağlamıştı.Ana olaya gidip, duyguları ifade ettirip çözdüğümüzde danışanım oldukça şaşkındı.

Danışanım kök olayı tespit edip, olayla ilgili negatif duygularını boşalttıktan sonra şunları söyledi :"Size gelmeseydim ve bu regresyon seanslarını yapmasaydık, öldüğüm güne dek hayatımdaki kısır döngünün neden ve hangi olay yüzünden oluştuğunu bilemeyecektim!"İşin enteresan yanı ne biliyor musunuz? Danışanımın çekirdek inancı, doğumdan hemen sonra oluşmuştu !Danışanımın doğduğu ilk ana gitmesi, o anları yeniden yaşaması ve bu olaydan edindiği çekirdek inanç beni ve tabi ki onu fazlasıyla şaşırttı ve etkiledi.

Kendisinin de izniyle paylaşmak istiyorum.

Çıtı pıtı sarışın ve narin bir bayandı. Ofisime ilk geldiğinde sorununu anlatırken sık sık gözleri doluyordu.

Sorunu ilişkilerle ilgiliydi, erkekler tarafından hep "bekletiliyordu". Hayatındaki tüm erkekler onu "bekletiyordu". En son sevdiği erkekte bir şekilde onu

Yazının Devamı

Kitlesel ve Kişisel Hipnoza Dikkat ! (2)

22 Mart 2013

Geçen yazımda kitle hipnozunun bizleri ne tip tehlikelere maruz bırakabileceğini çarpıcı bir örnekle anlatmıştım.

Bugünkü yazımda kişisel hipnozun tehlikesini yine çarpıcı bir örnekle anlatmak istiyorum.

Discovery Channel’daki programda bu sefer Dr. bir denek üzerinde çalışıyor.

Deneğimiz gönüllü bir genç.

Dr.’un deneğe ilk sorusu “Rüya görür müsünüz?” oluyor.

Delikanlı, her zaman çok renkli ve canlı rüyalar gördüğünü anlatıyor.

Kısa bir hipnoz çalışmasından sonra Dr. deneği uyutmayı başarıyor.

Deneğe bazı talimatlar veriyor.

Yazının Devamı