Modellemek NLP'nin temelidir.
NLP'nin kurucuları Richard Bandler ve John Grinder bu işe terapi alanında olağanüstü sonuçlar alan 3 kişiyi modellleyerek başlamışlardır.
Geştalt'ın kurucusu Fritz Perls, ABD'de klinik hipnozun kurucusu Milton H. Erickson ve ünlü aile terapisti Virginia Satir. Özellikle Erickson'un kullandığı dili mikroskop altına almışlar ve onun dil kalıplarını çıkarmışlardır.
Modelleme "Onlar bunu nasıl yapıyorlar?" sorusundan ortaya çıkmıştır.
Çocukluğunuzu düşünün, insanları taklit ederek ve hatta onların inançlarını benimseyerek bilinçsiz de olsa modelleme yaptınız.
Bir yetişkin olduğunuzda, "onun gibi" olmak istediğiniz bir insanı bilinçli bir şekilde model alarak ona benzemeye çalıştınız.
Aslında bilinçli ya da bilinçsiz olarak, en ince detaylara kadar ya da sadece izlenim olarak birisini ya da bir şeyleri modellediniz.
NLP de modellemeyi kullanarak, istediğiniz her ne ise, "olabilirsiniz"
NLP (Neuro Linguistik Programming) kişilerin bakış açılarını değiştirerek, davranış seçeneklerini artırma, zenginleştirme ile ilgili birçok teknik sunar.
Birçok seçenek sahibi olmak ise kişilerin olaylara karşı tutumunu, bakış açısını ve duygularını hızla değiştirir.
Bugüne dek yaşadığınız tüm korkular, endişeler, hayal kırıklıkları, başarısızlıklar, acılar, tüm negatif ve sizi rahatsız eden duygular o güne dek öğrendiğiniz tepkilerin sonucu oluşmuştur.
NLP kişinin farkındalığını artırarak, hayatının neden böyle olduğunu hızlı bir şekilde anlamasını sağlar.
Bana sık sık soruluyor, “NLP ile neler yapabiliriz ve hayatımızda neler değiştirebiliriz ?” diye.
Ortak bir cevap vermek adına bu yazımı hazırladım.
· Başarısızlık ile ilgili referanslarınız varsa, NLP teknikleri ile bu referanslarınızı değiştirerek başarılı bir insan haline gelebilirsiniz.
· Uçağa, arabaya, otobüse binmekten korkuyorsanız, NLP teknikleri ile korkmadan bu taşıtlara binerek seyahat edebilen bir insan haline gelebilirseniz.
İlişkide olduğunuz kişiye değer verdiğinizi her fırsatta göstermenin önemine ilk bölümde değinmiştik.
Bu bazen bir demet çiçekle olabileceği gibi, bazen bir iltifatla, bazen bir hediyeyle veya bazen de içten gelen sıcak bir öpücükle olabilir.
Nazik olmak, gönül almayı bilmek, sevecen olmak, özverili olmak, gerektiği zaman esnek olabilmeyi bilmek mutlu bir ilişkinin olmazsa olmazlarından.
Şimdi sizlere sağlıklı İlişkiler ve İletişim kurabilmek için gerekli 5 prensipten söz etmek istiyorum.
1.Destekleyici Olmak
İlişkide veya iletişimde bulunduğunuz kişi her kim olursa olsun, onu yürekten destekleyin ve onu her konuda cesaretlendirin.
Ancak bunu yapmacık ve gösteriş için değil içtenlikle, sevgiyle ve yürekten yapın.
Siz böyle davranmaya başladıkça karşınızdaki kişinin günden güne olumlu yönde değişmeye başladığını fark edeceksiniz.
Yaşamın her alanında hepimiz sürekli bir iletişim ve ilişkiler ağı içindeyiz.
Gerek özel gerekse iş yaşamımızda, başarı ve başarısızlık diye tanımladıklarımız, aslında iletişimdeki başarı ve başarısızlığımızın doğrudan hayatımıza yansımaları.
Kurduğumuz tüm ilişkiler ve duygusal ilişkilerimiz, aslında kendimizle kurduğumuz iletişimin ve ilişkinin birer sonucu.
İşimizden, arkadaşlarımızdan veya hayat arkadaşımızdan memnun olmak ya da olmamak, ilişkiyi ve iletişimi yönetme becerilerimizden geçiyor.
Herkesin ilişki ve iletişimini yönetmek için kuvvetli ve zayıf özellikleri vardır.
Bu anlamda çiftlerin birbirlerini ve özellikle iç dünyalarını tanımaları çok önemli.
Birçok çiftin düştüğü en temel hata, karşısındaki kişiyi sevmesi, ona değer vermesine rağmen bunu ifade edemiyor olması.
İlişkiyi besleyen ve geliştiren en önemli unsurlardan biri, olumlu hislerin ifade edilebilmesi ve gösterilebilmesidir.
Bolluk ve bereket enerjisi “yaratım” enerjisidir.
Bu yüzden kendinizi her şekilde bolluğa açmalısınız. O zaman bu enerji sizin içinizden akacaktır.
Paraya verdiğiniz anlamları bilinçaltınızdan tamamen silin.
Para kirlidir !
Zengin insanlar parayı helal olmayan yollardan kazanırlar !
Çok param olursa başıma kötü bir şey gelir !
Bu ve buna benzer negatif inançları size gelecek olan bolluk ve bereket enerjisini engelleyen güçlü duygulardır. Bu inançlarınızdan kurtulun.
Paranın bir amaç değil, bir araç olduğunu her zaman hatırlayın.
“Konuşarak yaratıyoruz” başlıklı yazımı okuduysanız eğer, ağzımızdan çıkan sözlerin yaşantımızı olumlu / olumsuz şekilde ne kadar etkilediğini artık biliyorsunuz demektir.
Bilinçaltımızı doğru bir şekilde programlamak için konuştuklarımıza fazlasıyla dikkat etmeliyiz.
Yani bilinçaltımızı hangi sözler ile programlıyorsak hayatımıza onu çekiyor ve yaşıyoruz.
Bazı insanlar paranın kirli olduğuna inanmışlardır veya çok parası olan zengin insanların haram yediklerini düşünürler. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün.
Siz de para ile ilgili düşüncelerinize dikkat edin ve böyle kalıplaşmış bir düşünceniz olup olmadığına bakın.
Evrendeki her şey gibi para da bir enerjidir. Paraya anlamı sizin düşünceleriniz yükler.
Eğer zihninizde bu tip negatif olumsuz düşünceler barındırıyorsanız, bu önermeleri, olumlu olanları ile değiştirin, örneğin ;
“Her geçen gün bolluk ve bereket bana bildiğim ve bilmediğim kaynaklardan akar.”
Bolluk, bereket bilincini de, kıtlık bilincini bilinçli ve bilinçaltı zihnimizde yarattığımız inançlar neticesinde hayatımıza çekiyoruz.
Oysa evrende bolluk bereket sınırsızdır.
Bu konuyla ilgili sıkıntı yaşayıp, danışanlara şu örneği veririm hep.
Doğada yaşayan hayvanları, örneğin bir kuşu düşünün.
Bu kuş sabah uyandığı zaman, bugün nerden yemek bulup da besleneceğim, acaba bugün aç mı kalacağım, bugün yavrularıma yiyecek bulamayacak mıyım?” diye düşünür mü hiç?
Düşünmez elbette çünkü bu kuşun zihninde yiyecek ve su bulamayacağına dair bir korku yoktur. Korku olmadığı için de, bu konuda hiç sıkıntı çekmez.
Evrende her canlıya yetecek kadar bolluk ve bereket mevcuttur ve sınırsızdır.
Dolayısıyla bolluk ve bereketi yaratan zihnimizdir.
- Alerjiler
- Tüm fobiler, yükseklik, uçak, yılan, böcek v.s.
- Panikatak
- Travma sonrası stres bozuklukları
- Depresyon
- Dikkat bozukluğu, hiperaktivite
- Fiziksel bozukluk travmaları
- Yeme sorunu ve kilo sorunu
- Uykusuzluk sorunları
- Migren
- Suçluluk duygusu
- Acı kayıplar
- Geçmişten kopamamak
- Topluluk karşısında konuşamamak
-