11.12.2020 - 18:31 | Son Güncellenme:
AA
Bahçeli, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, merhum yazar Cemil Meriç'in "Fikir adamı için namus abeste direniş değil, hakikate teslimiyettir." ifadesini anımsatarak, gerçek münevverin aydınlatması için önce kendisinin aydınlığa kavuşması gerektiğini belirtti.
Karanlığa mahkum ve meftun olan mefluç zihniyetlerin aydın iddiasının apaçık sahtekarlık olduğunu belirten Bahçeli, "Gerçek münevver hakikati özümser, halkı dinler, hakkı söyler, yalan maskelerini birer birer indirip ademe havale eder." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin en temel problemlerinden birisinin "aydın sorunu" olduğunu savunan Bahçeli, şöyle devam etti:
"Bunlar öylesine zavallı ve zelil durumdadır ki tıpkı kedinin aynanın karşısına geçip kendisini aslan görmesi gibi, bunlar da kendilerini adamdan sayar.
10 Aralık İnsan Hakları Günü münasebetiyle, yine bildik aydın müsveddeleri, kiralık kalem, sözde gazeteci ve kimliksiz akademisyenlerden mürekkep 805 çürük şahıs, sipariş bir zillet bildirisine ortaklaşa imza atmışlardır. İhanet masasının başında mama kuyruğuna girmişlerdir. Özellikle siyasileri içeren bir af çıkarılmasını, Anayasa ve AİHM kararlarına rağmen sözde tutsaklıkları sürdürülen muhalif aydınların, siyasetçilerin özgürlüklerine kavuşturulmasını dile getirmişlerdir. Nasıl olsa dilin kemiği, bölücülerin karakter ve keyfiyeti yoktur. Bölücülük pervasızdır, pişkindir, pisliktir. Bölücülük medyada, üniversitede, belediyede, Meclis'tedir. Türkiye terörün belini hamdolsun kırmıştır, dağdaki eşkıyanın mukavemeti kırılmış, teröristlerin yurt içinde, yurt dışında sonları görünmüştür. Bu gelişme tarihidir.
Kandil'in sesi kesilmiş, teröristlerde korku dağları sarmış, kaçacak ve saklanacak yeni delikler aramaya başlamışlardır. Ancak bu defa da TBMM'de grubu bulunan terörizmin vekil suretleri, sabırları zorlayan, tahammülleri test eden konuşmalarla yegane mihrak haline gelmişlerdir."
"Bu terör ve bölücülük yatağı kapatılmalıdır"
2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi'nin TBMM'deki görüşmelerinde, "milletvekilliğin her hakkından istifade eden siyasi bölücülerin, taşlaşmış kalpleriyle, kararmış gözleriyle, nefret ve zehir saçan üsluplarıyla" millette büyük rahatsızlığa neden olduğunu belirten Bahçeli, şunları kaydetti:
"HDP isimli husumet ve hıyanet oluşumu, demokrasinin ardına saklanarak, özgürlük ve insan hakları sığınığına yuvalanarak Türkiye'ye meydan okumaktadır. HDP bir terör sorunudur, bölücülük yuvasıdır, fitne tezgahıdır, demokratik güvenliğimize doğrulmuş melun bir silahtır. Bu kervan böyle gitmemelidir. Adalet ve hukuk mutlak surette devreye girmeli, HDP'nin kapısına açılmamak üzere kilit vurulmalıdır. Yani demem odur ki HDP'yi Türk siyasetinin taşıma ve hazmetme kapasitesi dolmuştur. Bu terör ve bölücülük yatağı kapatılmalıdır."
"Açık çek veriyoruz"
Devlet Bahçeli, 2021'in reform yılı olacağını, kendilerinin de arayış ve özleminin bu olduğunu vurguladı. Bahçeli, "Hukuktan ekonomiye, daha doğrusu hayatın her alanında 2023 vizyonuna muvafık ve müzahir bir reform seferberliğine sonuna kadar destek olacağımızın güvence ve sözünü açık çek olarak veriyoruz." ifadelerini kullandı.
"Zillet ittifakının istismar kozlarının elinden alınması" gerektiğini belirten Bahçeli, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Uzayıp giden davalar süratle karara bağlanmalıdır. Terörist Demirtaş veya Sorosçu Kavala hakkında karar oluşmalı, hukuken suçlu olup olmadıkları da teyit ve tescil edilmelidir. Yargı reformunun önceliği bu olmalıdır. Cezaevinde tutuklu bulunan bir teröristten demokrasi abidesi çıkarma çabalarına, bağımsız ve tarafsız Türk mahkemeleri geldiğimiz bu aşamada bir son vermelidir. Kim olursa olsun, muhatap şahısların hakkında Türk adaletinin vereceği her karara saygı duymak da temel ilkemizdir. Terörist Demirtaş davasının bu kadar sürmesinin, mesela 16 Mart 2021'e ertelenmesinin makul bir nedeni var mıdır? Suç ve suçluyla gecikmeksizin mücadele edilmelidir. 2021'de terörle ilgili tüm davalar sonuçlanmalı, Türkiye bu bahsi hukuken kapatmalıdır.
Dağdaki azimli mücadelenin aynısını siyaset ve toplum hayatında da yapmak, bu mücadeleyi zaferle taçlandırmak istikbalimize muhterem bir hizmet, istiklal haklarımıza muhteşem bir hediye olacaktır. İç ve dış işgal cephesinin hesapları boşa çıkacaksa başka yolumuz kalmamıştır."
"Biz varız, açık tarafız, elimizi taşın altına koymuş bulunuyoruz"
Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin kökleşmesi ve tam yerleşmesi, tüm kurum ve kurallarıyla devlet ile toplum hayatının kılcal damarlarına nüfuz etmesi için gerekenin yapılması ve öngörülen reform sürecinin tatbik edilmesi gerektiğini vurguladı.
Devlet Bahçeli, açıklamasını şöyle tamamladı:
"Nitekim biz varız, açık tarafız, elimizi taşın altına koymuş bulunuyoruz. Bir derviş sabrıyla geleceğimizi planlamalıyız. Büyük bir fikir hamulesiyle, yüksek bir milli idrakle Türk nesillerinin hayatını değiştirmeyi hedefleyen kılavuzluk görevimizi yapmalıyız. Varsın fincancı katırları ürksün dursun, biz Türk milletini hak ettiği zirvelere inançla, iradeyle, heyecanla taşımalıyız. Zihinlere yerleşmiş peşin hükümlerin buzunu eritmeliyiz, kalplere çökmüş tortuların izini kazımalıyız, vicdanlara çakılmış paslı çivileri söküp çıkarmalıyız. Marifet ihanet metinlerine imza atmak değil, Türk mucizesine imza atmak, Türk milletini bir bayrak gibi yükseltmektir. Bunu da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin mihmandarlığı ve mihrabı altında Cumhur İttifakı yapacak ve Allah'ın izniyle başaracaktır."
Merhum Cemil Meriç’in dediği gibi, “Fikir adamı için namus abeste direniş değil hakikate teslimiyettir.” Gerçek münevverin aydınlatması için önce kendisinin aydınlığa kavuşması lazımdır. Karanlığa mahkum ve meftun olan mefluç zihniyetlerin aydın iddiası apaçık sahtekarlıktır.
— Devlet Bahçeli (@dbdevletbahceli) December 11, 2020