25.08.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Doğu Akdeniz’de Türkiye ile aynı bölgede Navtex ilan eden Yunanistan’a tepki göstererek, “Yunanistan kendini içinden çıkamayacağı kaosa atmıştır. Türkiye, ne Oruç Reis’in ne de donanmanın faaliyetlerinden en küçük geri adım atmayacaktır” dedi. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabine toplantısı sonrasında basın açıklaması yaptı. Erdoğan, şunları söyledi:
GERİ ADIM YOK: BM’ye deklare edilen kıta sahanlığı içinde Oruç Reis içinde yürütülen sismik araştırmalarla ilgili Navtex’i 27 Ağustos’a kadar uzatmıştık. Nokta mı virgül mü? Buraya ben şimdi bir virgül koyuyorum. Bundan sonrası da var. Yunanistan yetkisiz şekilde, şımarıkça eda ile kendi Navtex mesajını yayınlamıştır. Yunanistan’ın bölgede böyle bir ilana hakkı yoktur. Bu açıklama bölgede tüm gemilerin kıyı ve seyir emniyetini tehlikeye atan şımarıklıktır. İyi niyete komşuluk ilişkilerine aykırı tutumuyla Yunanistan kendini içinden çıkamayacağı kaosa atmıştır. Bundan sonra bölgede yaşanabilecek her olumsuzluğun tek müsebbibi Yunanistan ve tek zarar gören de bu ülke olacak. Yunanistan’ı Türk donanması önüne atanların asla ortada görünmeyeceklerini bizim kadar Yunanlı komşularımız da bilmelidir. Türkiye, ne Oruç Reis’in ne de donanmanın faaliyetlerinden en küçük geri adım atmayacaktır. Bundan sonrasını düşünecek ve ortaya çıkacak sonuçlara katlanacaklar Navtex ilan ettiğimiz bölgede karşımıza çıkanlar olacaktır.
AB’NİN SONUNUN İLANI: Türkiye, 200 yıldır demokrasi insan hakları hukuk devleti gibi batı merkezli doğan ve gelişen evrensel değerler haline gelen çizgiyi takip etmiştir. Osmanlı’dan itibaren aşama aşama bu sistem içinde yer almanın gayretinde olduk. Cumhuriyetin ilanı ile daha keskin bir tercihte bulunduk. Bu tercihi yaptık ama batının hiçbir zaman bize hiçbir zaman aynı yaklaşmadığını da kabul edelim hangi adımı atarsak atalım batı bizi hiçbir zaman kendisi gibi görmedi. Bu gerçeği AB tam üyelik sürecinde bizzat yaşamış bir kişiyim. Tam üyelik için ne dedilerse tamam dedik ama sonuçta ortaya çıktı ki AB’nin niyeti yok. Oyalama taktiğinden ibarettir. AB’nin değerler bütünü değil bir grup ülkenin saplantılarının esiri yapı olduğunu gördük. Yunanistan’dan terörist giriyor FETÖ, PKK giriyor gittiği yer neresi, Almanya. Fransa, bunlara oturum veriyor. Dostluk bu mu? Her türlü marjinal grubu destekliyorlar, her türlü sapkınlığı destekliyorlar. Türkiye’ye karşı sergilediği iki yüzlü tavır AB’nin sonunun da ilanı olmuştur. Dünyada kimse bu birliğe değerler ve ilkeler manzumesi olarak bakmıyor.
YPG İLE BİR OLDULAR: ABD’deki benzer çevrelerden de benzer yaklaşıma maruz kalıyoruz. Türkiye’yi terör ile mücadelesinde yalnız bırakmıştır. Terör devleti kurulmasının da önünü açtı. Bununla ilgili olarak da binlerce kamyonlarla silah yolladılar. Yok böyle bir şey dediler. Bununla kalmamış PKK-YPG ile bir olup ülkemize karşı pozisyon almışlardır.
‘Enerji liginde en üst basamağa çıktık’
AKDENİZ’DEN GÜZEL HABERLER: Sakarya Gaz Sahası’nda tespit edilen rezervin çok daha büyük bir kaynağın ilk habercisi olduğu yönünde kuvvetli bulgular var, inşallah bu müjdenin devamı gelecek. Tek kuyu değil, bu kuyuların sayısı 2, 3, 4 devam edecek. Bu kuyuların sayısının tabi fazla oluşu, oradaki ümitlerimizi çok daha artırıyor. Gazın fiilen milletimizin hizmetine sunulması 2023 yılını bulacak. Önümüzdeki süreçte, Akdeniz’de de benzer müjdeli haberler alacağımızı ümit ediyoruz. Ülkemiz, artık enerji liginde en üst basamağa çıkmış bulunmaktadır. Elektrik üretiminde yerli ve yenilenebilir kaynaklarla bağımsızlığını ilan eden Türkiye, doğal gaz ve petrolde de benzer bir seviyeye ulaştığında Allah’ın izniyle önünde yepyeni bir dönem başlayacaktır.
MİLLETİMİZİN CEBİNE İLAVE KAYNAK: Bu vesileyle güneş enerjisi konusunda büyük bir hamle başlatıp hem yerli ve yenilenebilir enerji potansiyelimizi yükselteceğimizi hem de atıl kaynakları ekonomiye kazandıracağımızı belirtmek istiyorum. Yıllardır dışarıya oluk oluk akıttığımız kaynaklarımızı artık kendi ülkemizin kalkınması, milletimizin zenginleşmesi, hedeflerimizin gerçekleşmesi için kullanacağız. Artık ektiğimiz tohumların hasadını toplamanın, verdiğimiz emeklerin karşılığını görmenin, yaptığımız fedakarlıkların bedelini almanın vaktidir. Buradan elde edilen her kuruş kazanç, doğrudan milletimizin hayat kalitesinin yükselmesini sağlayacak çalışmalara gidecektir. Doğal gazın ucuzlamasıyla konuttan sanayiye kadar her alanda milletimizin cebine ilave kaynak girişi sağlayacağız.
‘Böyle bir ifadeyi nasıl kullanır?’
ÇAY İÇMİŞLİĞİMİZ VAR YA: Bu hastalıklı zihniyet Amerikan siyasetini esir almıştır. Ülkemiz terör örgütlerinin saldırılarına uğradığında kafasını çeviren, darbeciler saldırdığında heyecanla sonucu bekleyen darbeciler yenilince kucak açan zihniyet demokrasinin yüz karasıdır. Daha acısı Amerika’daki politikacıların Türkiye ile ilgili faşist planlarının, niyetlerini gizleme gereği dahi duymadan icra edilmesidir. Darbe ile yapamadıklarını muhalefeti destekleyerek gerçekleştirmeyi düşündüklerini kameralar önünde söylemekten de çekinmiyorlar. Ya dostluğumuz var ya! Oturup konuşmuşluğumuz var ya! En azından bir oturup çay içmişliğimiz var ya! Böyle bir ifadeyi bizim için nasıl kullanırlar ama kullandılar. Bu hezeyana cevap vermesi gereken muhalefet olmalıdır. Dikkat ederseniz ben hiç cevap vermedim. Ülkemiz muhalefeti ağır ithama tüm şiddeti ile itirazını koymak yerine niye aylar sonra gündeme geldiği zırvasının arkasına sığınmayı tercih etmiştir. Çünkü bunların kafasında askeri darbeler, hukuk darbesi, toplumsal kaosa kadar faşist yönteme yer var.
DELİKANLI OLUN: Hayatlarının hiçbir döneminde umutlarını millete bağlamamış, gözleri hep dışarıya dönük olan bu siyasi anlayış Türkiye’nin en büyük ayıbı ve kaybıdır. Seçimlerde delikanlıca milletin karşısına çıkamayıp yarışmaya cesaret edemiyor. Bunun yerine şeytana pabucunu ters giydirmeyi hedefleyen binbir alavere ile siyaset mühendisliği oynuyor. Türkiye için kalplerinde hiçbir hayali, kafalarında projesi olmayanların tek yapabildikleri onun külahını buna bunun külahına ona giydirmek suretiyle illüzyon peşinde koşmaktır. Harbi olun, hasbi olun, mert olun, delikanlı olun, yenileceksiniz. Şerefinizle yenilin be!
Sel bölgesi mücbir sebep kapsamına alındı
Başta Giresun olmak üzere bazı illeri etkileyen afette hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyorum. Afet duyulduğu ilk andan itibaren devletimiz tüm kurumlarıyla halkımızın yanında yer almıştır. Sel bölgesindeki vergi mükelleflerini mücbir sebep kapsamına alıyoruz. Giresun’daki fail mükelleflerin vergi daireleriyle mal müdürlüklerine olan borçlarına da tecil ve taksit imkanı getiriyoruz. Hasar tespit çalışmalarının ardından yeniden inşa faaliyetlerine başlayacağız. Yaşadığımız her afet bizi bu konuda daha kararlı hareket etmeye yöneltmektedir. Bizden sonraki nesillere inşallah daha güvenilir ve yaşanabilir bir ülke bırakacağız.
‘Toplu etkinliklere ara verelim’
RİCA EDİYORUM LÜTFEN: Koronavirüs salgını ile mücadele sürüyor. Son dönem olumsuz görünümle karşı karşıyayız. Toplu etkinlikler yayılma alanları haline dönüştü. Plajlar, ayrı felaket. Yayılma alanı çok fazla. Can kaybında artış var, üzüntülüyüz. Milletimizden bir kez daha temizlik, maske, mesafe kurallarına sıkı şekilde riayet istiyoruz. Kurallara uymayan her kişi, sonu ölüme kadar varan bir kaynağa dönüştüğünü unutmamalıdır. Rica ediyorum, şu illeti yenene kadar lütfen kurallara uyalım. Uymayanları ikaz edelim. Temizlik, maske ve mesafe kadar bir şey daha var. Lütfen, sigaralarınızı da artık çöpe atın. En büyük tehditlerden biri de sigaradır.
AYNI SONUCU VERİR: Toplu etkinliğe ara verelim. Düğünleri az sayıda katılımla ve kısa sürede yapmanın maliyeti olmaz. Sevdiklerimin düğününe bile gitmedim, makamıma çağırıp görüşüyorum. Taziyelerimizi telefonla yapmak, Fatiha’yı uzaktan okumak aynı sonucu verir. Tatili kısa tutmak ve izole yapmak aynı şekilde dinlendirir.