22.12.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
SERAY ŞAHİNLER
SERAY ŞAHİNLER- Okulda, evde, gazinoda, plajda, kutlamalarda, biçki dikiş kursunda karşınıza çıkan onlarca kadın. Hepsi birbirinden şık, birbirinden güzel. Fakat hiçbirinin yüzü yok. Biz onları sadece duruşlarıyla, tavırlarıyla, kıyafetleriyle görebiliyoruz. Ama hepsinin ortak özelliği var, hepsi birer ‘Cumhuriyet kızı’.
Bozlu Art Project Mongeri Binası’nda ziyarete açılan “Cumhuriyet Kızları” sergisi Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte bilinçli bir modernleşme ülküsünün simgesi hâline gelen bu genç kızları hatırlıyor. Daha önce toplumsal cinsiyet ve popüler kültür arasındaki ilişkiyi Yeşilçam bağlamında irdelediği resimleriyle tanınan Gamze Taşdan bu kez biraz daha eskiye gidiyor ve Cumhuriyet’in kuruluş yıllarından 1950’lere kadar uzanan bir hikâye yazıyor. Kahramanların tamamı gerçek. Sanatçı sergide yer alan 45 resimde o döneme ait fotoğraf karelerini referans almış. Bu yönüyle her kare belgesel tadına.
Her alanda öncüler
Sergiyi bir cumhuriyet panoraması olarak izlemek mümkün. Taşdan, bu bütünü oluşturan sacayaklarını kendi içinde bölümlere ayırıyor. Florya Plajı, Fenerbahçe Parkı, Subaşı Gazinosu gibi kamusal hayatta karşımıza çıkanlar genç kızların günlük yaşantısından ‘ferah’ karelerle birlikte, Köy Enstitüleri’nde öğrenim gören kız çocukları, “Çalışkan Kızlar”, “Piyano Dersi”ndeki kız öğrenciler, “Mandolin çalanlar”, “Atatürk Kız Lisesi’nin öğrencileri”, “Sınıfım 38” yeni nesillerin inşasında kadının öncü rolünün Cumhuriyet ideolojisinin de bir parçası olduğunu hatırlatıyor. “Piyano Dersi”nde karşımıza çıkan serginin tek erkeği Cemal Reşit Rey ise kadınların modernleşme sürecindeki yerine bakıyor.
Gamze Taşdan, 2019 yılında Bozlu’da gerçekleşen “Tuhaf Şeyler Ormanı” sergisinde Cumhuriyet tarihinin en önemli kurumlarından olan Sümerbank’ın toplumsal hayattaki rolüne odaklanmış; kumaşlardaki desenlerden yola çıkarak kadın hâllerine atıfta bulunmuştu. “Cumhuriyet Kızları” Sümerbank sergisiyle de konuşur hâlde. Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte hayatta daha görünür olan kadınlar, üretimde de aktif rol oynuyor. Köy Enstitüleri’yle ete kemiğe bürünen sanat, zanaat, el emeği kavramlarını temelleri de ‘20’lerden itibaren atılıyor aslında. Taşdan bu sürece biçki dikiş kurslarının penceresinden bakmış. Ulviye Biçki Dikiş Kursu’yla, Anna Peçaropulo atölyeleriyle ve Ersan Dikiş Yurdu’yla bu kadınların üretim sürecindeki rolünü, kolektifliğini görüyoruz. Her biri canla başla ve büyük bir motivasyonla çalışıyor belli ki.
Sergideki bütün kadınlar zaten bir ülkünün peşinde. İnanılmaz motiveler. Yeni düzenin kültürel, ekonomik, sosyolojik kalkınmasına büyük katkı sunuyorlar. Taşdan, nostaljik bir özlem yaratmak istemediğini söylese de yüzyıllık Cumhuriyet tarihinin kadın imgesi izleyicide bu özlemi kat be kat perçinliyor. Hayatın her alanında öncü olan, eğitimli, mutlu, her biri çok renkli ama aynı zamanda düşündürücü olan kadınlar bugüne de çok şey söylüyor. Sergi 4 Şubat 2023’e kadar Mongeri Binası’nda görülebilir. Cumhuriyet’te emeği olan bütün kadınların anısına saygıyla…