29.01.2025 - 07:03 | Son Güncellenme:
Seray Şahinler - Sanat koleksiyonlarının yolculuğu kolay kolay bitmez, çünkü anlatacak çok hikâyesi vardır. Koleksiyoner elindekini sergileme arzusunu diri tutar, izleyici de koleksiyonda nelerin var olduğunu, eserlerin birbiriyle nasıl bağlantı kurduğunu görmekten haz duyar.
Türk resminin özel ressamlarından Naile Akıncı’nın oğlu Cengiz Akıncı ve eşi Lale Akıncı, 1983’te oluşturmaya başladıkları koleksiyonlarını İstanbul Resim Heykel Müzesi (İRHM)’ne bağışladıklarını duyurmuşlardı. İlk seçki 2023’te “ARTI 700” adıyla müzede sergilenmişti. Hikâyeye bir virgül koyan Akıncı ailesi şimdi ikinci bir sayfa açtı. İRHM’de açılan “Boyut Farkı” sergisi, Akıncı ailesinin müzeye bağışladığı özel koleksiyondan yeni bir seçki sunuyor.
Sergi koleksiyona farkı bir ‘boyuttan’ bakarak heykeller, seramikler ve cam işler eşliğinde hem birbirinden bağımsız hem birbirine eklenerek yeni bir sanat tarihi okuması sunuyor. Sergide Halil Paşa, İbrahim Çallı, Sami Yetik, Zeki Kocamemi, Ali Avni Çelebi, Hale Asaf, Zühtü Müridoğlu, Leopold Levy, Nuri İyem, İsmail Hakkı Oygar, Vedat Ar, Avni Arbaş, Zeki Faik İzer, Burhan Uygur, Naile Akıncı, Eşref Üren, Tiraje Dikmen, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Neşet Günal, Şükriye Dikmen, Kuzgun Acar, Fethi Kayaalp, Leyla Gamsız, Ruzin Galatalı Gerçin, Alev Ebuzziya, Bingül Başarır, Rahmi Aksungur, Melike Abasıyanık Kurtiç, Füreya Koral’ın aralarında olduğu çok özel sanatçıların eserleri var.
Farklı sesin peşinde
Fakat buradaki eşik, üç boyutun etrafında gezinen sanatçıların, kendi üretim alanlarının dışına taşarak ortaya çıkardıkları işlerin çeşitliliği. Desen çalışan bir sanatçının camını yahut yağlı boya çalışan bir ressamın heykelini görmek mümkün… Sergi bu yönüyle bir sanatçının arayışını ve kabuller arasındaki geçişkenliğini göstermesi bakımından özel, öğretici.
“Koleksiyonun bütünlüğünü bozmadan, tutarlı bir seçki belirlemek ve bunu kendi anlatısını yaratarak alana yerleştirmek için çok çalıştık” diyen küratör Ali Kayaalp bu tercihi şöyle anlatıyor: Zühtü Müridoğlu’nun deseni çok kuvvetlidir, o kadar ki ‘keşke heykel yaptığı kadar desen çizse, hatta yağlı boya çalışsa’ diyebilir izleyici. Onun harika bir nü deseniyle, heykeli, “Balerin”i birlikte izlemek harika olacaktı. Aydın Ayan’ın yağlı boya resmiyle, Raku adını verilen, Japonya’ya özgü bir teknikle ürettiği çok ilginç üç boyutlu çalışmasını beraber görmek de öyle. Müfide Aksoy’un hem “Canbaz” adlı deseni, hem de mermer kaide üzerinde yükselen, nefis bir ahşap nü heykeli var. Rahmi Aksungur’un iki resmine, üç ahşap ve bir de bronz heykeli eşlik ediyor – resimlerinde, heykelindeki estetiğin devamını yakalayacağımıza eminken, birden bizi şaşırtan stilistik bir takla atıyor.
Picasso’dan ödüllü
Atilla Galatalı’nın Fransa’nın Vallauris kentinde 1972’de düzenlenen III. Uluslararası Seramik Bienali’nde birincilik ödülü kazanan “Pano” adlı işi de sergide yer alıyor. “Pano” Pablo Picasso’nun jüri başkanlığını yaptığı bienalde ödülün sahibi olmuştu.