13.05.2015 - 00:00 | Son Güncellenme:
“İngiltere’de geçmişe gidiyorum, 1862’de bu madende göçük, 204 kişi ölmüş. 1866’da 361 kişi ölmüş İngiltere’de. İngiltere’de 1894 patlama 290. Fransa’ya geliyorum 1906 dünya tarihinin en ölümlü ikinci kazası. … Daha yakın dönemlere geleyim diyorum, Japonya 1914’de 687. … Bakın Amerika. Teknolojisiyle her şeyiyle. 1907’de 361 kişi. …Bunlar olağan şeylerdir. Literatürde iş kazası denilen bir olay vardır. Bunun yapısında fıtratında bunlar var. … Hiç kaza olmayacak diye bir şey yok.”
Yukarıdaki sözler, 13 Mayıs 2014 günü Manisa’nın Soma ilçesinde yaşanan cinayet gibi maden kazasında 301 kişinin hayatını kaybetmesinin ardından dönemin Başbakanı, günümüz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından, kazadan 24 saat sonra yaptığı ilk açıklamada sarf edildi. Erdoğan’ın sunduğu tarihi bilgiler doğru, evet; maden ‘kaza’ları konusunda yapılacak kronolojik bir çalışmada rahatlıkla herkesin ulaşabileceği veriler. Literatürde ‘iş kazası’ denilen bir ‘olay’ da var, evet. Yalnız Erdoğan, bu veri setiyle yaşanan faciayı olağanlaştırmaya çalışırken benim ilgim – ve öyle sanıyorum pek çok kişinin de ilgisi – kendisini, 2015 Türkiye’sini 1860’lar İngiltere’si ya da 1900’lerin başındaki Amerika ve Japonya ile kıyaslama yapmaya sevk eden ‘fıtrat’ın üzerindeydi. Ve bu ‘fıtrat’, maden sektörünün değil birikim rejiminin fıtratıdır.
Bugün Soma'daki maden faciasının birinci yılı. Bir 'şehitlik' yapılmış madenciler için, ailelerin perişan hali gösteriliyor televizyon ekranlarında. Kuvvetle muhtemeldir ki yarın gazetelerde de bu kareleri görürüz. Çok değil, kısa bir süre önce bu facianın sorumlularının yargılanmasına da bir dizi skandalla başlandı. Dava süreci neresinden bakarsak bakalım işçi ailelerinin adalet arayışına yanıt verecek şekilde ilerlemiyor, ama aileler arayışlarını sürdürmekte kararlı! Bugün mezarlıklardaki o çaresiz hallerinin yanına verdikleri mücadeleyi de eklemek gerekiyor. Eklemeli ki o ailelerin de dilinden düşürmediği gibi 'başkalarının canı yanmasın'.
İş Cinayetleri Almanağı 2014 çıktı
Adalet Arayana Destek Grubu 2012 yılından beri iş cinayetlerini görünür kılmak, çalışmanın insanın yaşamına kasteden bir 'fıtrat' ile anılmasının önüne geçmek için İş Cinayetleri Almanağı hazırlıyor. Dert bir çetele tutmak, iş kazalarının yazık ki oldukça fazla olan sayısal varlığının çarpıcılığına tüm dikkatleri çekmek de değil; kimi zaman ölümlere yol açan kazaların nedenlerini gözler önüne sermek ve hiç de çaresiz olunmadığının altını bir kere daha çizmek.
Almanakta her ay meydana gelen kazaların ve işçi ölümlerinin 'haberleri' yer alıyor. Bu haberlerin kaynağı da hem ana akım medya, hem yerel gazeteler hem de yurttaş gazeteciliği. Yazık ki herkesin kayıtiçi çalışmadığı düşünüldüğünde bu kazaların sayısının eksiği var fazlası yok demek yanlış olmayacaktır. Kullanılan dil, bir haber dili değil. 'Anlatılan senin hikayendir' diyen ve her yaşamın bir hikayesi olduğunu da bir kere daha hatırlatan bir dil. Bizim hikayelerimiz sürerken kimi hikayelerin nasıl sonlandığına dikkatleri çeken bir dil.
Ve sadece bununla kalmıyor, bir iş kazası durumunda ne yapılması gerektiğine, meslek hastalığının ne olduğuna da yer veriyor. Yapılan röportajlarla meslek hastalıklarının ülkemizdeki gerçekliğine ışık tutuyor, çocuk işçiliğine dikkatleri çekiyor. Her ayın ilk Pazar günü Galatasaray Meydanı'nda Vicdan ve Adalet Nöbeti tutan Adalet Arayan İşçi Aileleri'nin verdiği mücadeleyi bizlerle buluşturan Almanak, birlikte mücadeleye de çağırıyor. Belki madene inmeyeceğiz, inşaatlarda çalışmayacağız; ama fazla mesailer ve yoğun çalışma temposunu bedenimiz kaldıramadığında da aynı 'fıtrat'ın mağduru olacağız, belki de canımızdan olacağız şüphesiz.
2014 yılının ardından
2014 yılında en az 1886 işçi kaybetti ve iş cinayetlerinin iş kollarına göre dağılımına bakıldığında ilk sırada inşaat ve yol yapımında gerçekleştiği görülüyor. 2. sırada madencilik, 3. sırada ise tarım yer alıyor.
Hatırlarsanız maden faciasının yaşandığı kömür işletmesinin sahibi olan Soma Holding, yeraltından kazandığını yerüstünde değerlendirmesi ile gündeme gelmişti; madenden kazandığını inşaata yatırıyordu. İki veriyi birlikte okumak, Türkiye'nin 'kalkınma' ve 'büyüme' politikalarının neye dayandığını görmek açısından oldukça anlamlı.
Yazık ki 2015'in ilk üç ayında en az 351 işçi hayatını kaybetti. Adalet yerini bulmadığı, iş cinayetlerinin nedenleri üzerinde durulmadığı sürece Soma'ların önüne geçmek mümkün olmuyor.
Biz ne yapabiliriz?
Her şeyden önce çalışan olarak sahip olduğumuz hakları bilmek, kendimize borcumuz. Bilmeyenlerin bilgiye erişimini sağlamak da bir bilen olarak borcumuz.
Verilen hukuk mücadelesinde yalnız kalmanın ne denli zor olduğu artık hepimizin malumu, o nedenle Adalet Arayan İşçi Ailelerini yalnız bırakmamak, iş cinayetlerinin karşısındaki duruşu güçlendirmek için çok önemli bir adım.
İş Cinayetleri Almanağı'nın yol açıcılığına ve ailelere destek olmak için Almanağı edinebilirsiniz. Almanağın asıl amacı olan iş cinayetlerinin görünürlüğünü artırmak için bildiklerinizi paylaşarak derdin anlaşılmasına yardımcı olabilirsiniz.
iscinayetleriniunutma.org adresine tıklayarak daha fazla bilgi de edinebilirsiniz.
Unutmayın, anlatılan hepimizin hikayesi.
bestebal@gmail.com
İş Cinayetleri Almanağı 2014
Adalet Arayana Destek Grubu
1 Umut Yayınları
368 s.
15 TL
* Yazarın HangiKitap sayfasındaki paylaşımlarını takip etmek için tıklayın.