Dünden beri bilimin güç karşısında girdiği utanç verici pozisyonu gösteren bir çalışmayı okuyorum.
Bu utanç verici çalışmanın altında Yale Üniversitesi profesörü Edial Pinker’in imzası var.
Pinker sıradan biri değil, Yale Üniversitesi’nin Strateji Dekan Yardımcısı, acayip de bir özgeçmişi var.
Columbia Üniversitesi’nde matematik lisans eğitimi almış ardından MIT’de Operasyon Araştırmaları hakkında yüksek lisans ve doktora yapmış.
Etkileyici bir özgeçmişe sahip olmak insanı daha vicdanlı ve ahlaklı yapmaya yetmiyor hatta dini inancı gereği bilimi eğip bükmeyi de engellemiyor.
***
Profesör Pinker, 7 Ekim 2023 ile 7 Haziran 2024 tarihleri arasında New York Times gazetesinde yayımlanan içinde İsrail ve Gazze kelimeleri geçen 1561 makaleyi incelemiş.
Söz konusu makalelerde İsrail kelimesi 27 bin 205 kere geçerken, Hamas kelimesi 8 bin 499 kere geçmiş.
Sadece bu kadar değilmiş her 3 günden ikisinde Filistinli veya Lübnanlıların çektiği acılara ilişkin kişisel öyküler anlatılırken İsrail askerlerinin ölümüne dair hikâyelere bir hafta yer verilmediği bile olmuş.
Bu profesöre göre İsrail’in 7 Ekim’de kaybettiği insan sayısından binlerce kat fazla insanı öldürdüğünü söylemekte bildik bir hikâyeyi tekrar etmekmiş.
Bilimin bu kadar eğilip büküldüğünü görünce bu profesörü biraz daha araştırdım, 2015 yılında ABD’de etkin olan Yahudi Haber Ajansı’nda kaleme aldığı bir makalede, İsrail devletine karşı olan Yahudileri eleştirdiği bir makalesi çıktı karşıma.
O makale bu profesörün bilim etiğini neden yok saydığını gayet net anlatıyor aslında.
Geleyim yazımın başlığı olan, dünyanın sol vicdana olan ihtiyacına:
Ocak 2024’te, ABD’nin sol görüşlü yayın organı The Intercept aynı yöntemle bir başka çalışmanın sonuçlarını yayınlamıştı.
O çalışmada savaşın ilk haftasında New York Times, Washington Post ve Los Angeles Times gazetelerinin, Filistinlilere karşı tutarlı bir önyargı gösterdiği sonucuna varılmıştı. Yine o çalışmada “İsrailli” veya “İsrail” kelimelerinin “Filistinli” kelimesinden daha fazla geçtiği ve İsraillilerin ölümlerinden söz edilmesinin Filistinlilerinkinden daha fazla olduğu ortaya çıkmıştı.
Aynı yöntemin kullanıldığı iki araştırmadaki tarih aralığı farkı aslında meseleyi gayet net anlatıyor.
İsrail’in soykırıma dönen müdahalesi ve çocuk, kadın binlerce kişiyi katletmesi dünya medyasındaki hikâye sayısını değiştirmiş.
Yani sol vicdan Yale’deki profesörün bilimsel çarpıtmasından çok daha önce meseleyi kapatmış.
***
Vicdan solu iktidar yapmaya yetmiyor, yetmemeli de zaten.
İnsan değil kar odaklı kapitalizmin yürüyen hali Donald Trump’ın, ağzından demokrasi, insan hakları lafları düşmeyen Demokrat Biden’ın beslediği bir savaşı bitirmeye yaklaşması bile sol ideoloji adına düşündürücü bir durum.
Kendini yenilemek, halkın sorunlarını kavramak ve çözümler üretmek yerine sloganların arkasına saklanmak en kolay yol.
Türkiye’ye bakın, sol yelpazede olduğunu iddia eden siyasi partiler, sırf iktidarı eleştirdiği için sermayenin arkasında saf tuttular.
Tüm dünyada işçi sınıfının sesini popülist sağ partiler duyarken, sol partiler elitlerin sesi olmayı tercih etmemeli.
En azından evrensel sol vicdan bu garabete dur demeli...
Fazla iyimser olamıyorum zira sol ideoloji PKK’nın etnik milliyetçiliğini sloganların arkasına saklamasına dahi ses çıkaramıyor.
***
Önünüzdeki 5 yılda dünya üzerinde aşırı sağın daha etkin olduğu bir dönem yaşayacağımız belli.
Bu dönemin hem insanlar hem de doğa için sonuçları olacak.
Sloganların dışına çıkmak, en azından popülist sağın doğayı kontrol edip yönlendirme çabasına karşı durmak adına önemli olacak.
Sosyal medyanın insanın odaklanma süresini 9 saniyenin altına düşürdüğü bir dünyada buz üzerine yazı yazmak gibi oldu bu beklenti.
Nasıl olsa eriyecek, hep kalmayacak diye düşünmek yerine, erimeden birileri okur ve anlar diye ümit etmek lazım.
Cem Kılıç
Küresel Risk Haritası’nda ne görünüyor?
21 Şubat 2025
Abbas Güçlü
Sizin tercihiniz ne olur?..
21 Şubat 2025
Zafer Şahin
Devayı TÜSİAD’da aramanın dayanılmaz hafifliği
21 Şubat 2025
Abdullah Karakuş
Teknolojinin tohumu sancıları ve yeni dünya
21 Şubat 2025
Güldener Sonumut
NATO’nun dev tatbikatı sona erdi
21 Şubat 2025