Cansen Erdoğan (Avukat – Yazar)

Cansen Erdoğan (Avukat – Yazar)

cansen@leburo.com

Tüm Yazıları

İnsanları, insanlığın değil para ve gücün yönettiği yeni dünya düzeninde, gün geçmiyor bir vahşete uyanmayalım!

Arkadaşlarıyla birlikte kaykay malzemeleri ve kıyafetleri almak için alışverişe giden ünlü İtalyan  şef Andrea Minguzzi’nin 15 yaşındaki oğlu Mattia Ahmet Minguzzi, kendisine laf atan akranları tarafından bıçanlanarak ağır şekilde yaralanmıştı. Günlerdir yoğun bakımda olan çocukcağız, yaşam mücadelesini kaybederek son yolculuğuna uğurlandı. Cenazede annesinin haykırışları, babasının acıdan kaskatı olmuş hali, yürekleri parçaladı. Bu tarifsiz acı neden yaşandı, bu çocuk neden hayattan, ailesinden koparıldı? Bir aileyi dağıtmak, bir anneyi yaşarken ölü bırakmak bu kadar kolay mıydı?

Haberin Devamı

Hiddet ve cinnetin birleşiminden doğan şiddet, kontrolsüzce ilerliyor memlekette!

Öfkenin fiziksel dışavurumuyla, söz, yazı, el, ayak, sopa vs. kullanarak başka bir varlığı incitmekten gocunmayan, değil insandan Allah’tan korkmayan bir toplum haline geldik maalesef!

Şiddet, bir cinsiyetçilik sorunu değil bence! Kadına, çocuğa, yaşlıya hatta güçsüz erkeğe de şiddet uygulanıyor bu ülkede! Savunmasız hayvanlara bile!

En önemlisi de şiddet sadece bedeni acıtmaz, travma ruhta olur esas! Çürükler, morluklar geçer de ruhtaki tahribat öyle kolay kapanmaz. Sadece fiziksel olmaz şiddet- ki en ağırıdır bence duygusal olanı! Tehdit, hakaret, aşağılama, hor görme, yok sayma da şiddettir. Acısı büyüktür, dışardan gözükmez.  Ama başka yaralara da benzemez yani öpünce geçmez!

Yaşadığımız şiddeti, şiddetin her çeşidini anlatan şahane bir tiyatro oyununa gittim ve çok etkilendim!   2007’de vizyona giren ve Türk sinema tarihinin en kült ve rahatsız edici filmlerinden biri olan, Serdar Akar’ın yönettiği, başrolünde Nejat İşler’in yer aldığı “Barda” filmi, Işıl Kasapoğlu’nun yönetmenliğinde bu kez tiyatro sahnesine taşınmış. Serhat Yiğit’in yazıp oyunlaştırdığı tiyatro oyunu, “Barda- Biz Size Ne Yaptık?” sorusuyla izleyicileri önce kendileriyle sonra da çevresiyle yüzleştiriyor. Şiddet, içten mi dıştan mı? - Bireysel mi toplumsal mı? sorularına da cesurca karşılık arıyor. Oyuncular arasında Tardu Flordun, Deniz Çakır, Mete Toygar Durak, Barış Özkan gibi değerli tiyatrocuların bulunduğu oyunu izlerken saate bakmayı unutuyor, zamandan ve mekândan uzaklaşıyor, kendiniz oyunun içinde hissediyorsunuz. Dekor, konuyla müthiş uyumlu- son dönem modern barlardan birini alıp yerleştirmişler sahneye adeta! Şarkılar canlı performans, konser tadında, Tardu Flordun, değil sadece replikleriyle aynı zamanda yürüyüş ve mimikleriyle yıldızlaşıyor her dakikada! Deniz Çakır, toplumda kaybolmuş, ne isteğini bilmeyen, kafası karışmış Gülsüm karakteriyle nefes kesiyor tüm salonda! Yaşı genç ama tecrübesi fazla, Z kuşağının duygu ve düşüncelerini doğrudan seyirciye geçiren, müthiş oyunculuğuyla sahnede fırtınalar estiren Mete Toygar Durak, oyundaki adıyla Batu, Türk tiyatrosuna adını, altın harflerle yazdıracak gözüküyor zannımca!

Haberin Devamı

Hep dışarıdan, perdenin arkasından ya da camın ardından baktık şiddete! Bizim başımıza gelmez sandık!

Haberin Devamı

Ya gelse başına, gelmiş işte oyuncuların başına! Ne yapardın gelseydi- ne yaptılar Barda’kiler acaba?

İzleyin, izletin, yüzleşin! Ve de sorun onlara;

Biz size ne yaptık?”

……………………….……*……………………

BALDIRI ÇIPLAK

Üstünden biraz geçti ama bu konuda ben de iki kelam etmezsem rahat edemem!

Ortalık karışık, tutuklanan tutuklanana- kar, fırtına bir yanda, o konuları bırakıyorum erbaplarına ve geliyorum 2 haftadır yazdım- yazacağım derken fırsat bulamadığım o mevzuyu yazmaya!

Dünyanın en önemli ödülleri arasında sayılan Grammy Ödülleri gecesine, olmayan kıyafetiyle gelen Kanye West’in zevcesi Bianca Censori, gecenin en konuşulan ismiydi! Davetliler miydi, davetsiz geldiler de ondan gönderildiler mi bilemem. Benim mevzum, Bianca’nın olmayan kıyafeti, gelsin o zaman yılın moda gıybeti!

47 yaşındaki ünlü sanatçı Kanye West’in 29 yaşındaki eşi Bianca geceye, siyah tüylü bir palto giyerek geldi ve bunu teatral bir şekilde çıkararak tamamen transparan kıyafetiyle kaldı. Yüzlerce kameraman aynı anda deklanşöre bastı ve Bianca’nın bedeninde görülmemiş bir yer kalmadı! West ise sosyal medyada eşinin orada çekilen resmini, "Gelmiş geçmiş en güzel kadın için özel tasarım Grammy elbisesi" yazarak paylaştı. Eşinin anadan üryan, çırılçıplak şekilde dünyaya poz vermesinden rahatsız olup olmadığı sorulan West, “Tabii ki onun güzelliğini tüm dünyaya göstereceğim. Ben bu evrendeki en şanslı adam olmaya devam ediyorum." cevabını verdi.

Modern medyanın ve popüler kültürün yarattığı, her şeyin bir gösteriye dönüştüğü ve hızlıca tüketildiği dünyada Bianca’nın kıyafeti, ilgi çekmeye ve gündem oluşturmaya yönelik bir medya stratejisi! Ne yazık ki günümüzde bir sanatçının başarısı, müziği, filmi yani eseri ile değil, yarattığı sansasyonlarla ölçülüyor. Televole kültürü, sadece bizde değil tüm dünyada devam ediyor. Kim bilir belki de onda artık o eski şarkılar, eski şiirler, filmler artık yapılamıyor. Az gözüken dekolte merak uyandırır derlerdi, çekici olan merak edilendi. Dekolte göğüsteyse bacağını kapatmalısın, bacağını açacaksan üst tarafı gizleyeceksin diyen moda ikonları, bu vaziyetleri görse acaba ne derlerdi! Merak ediyorum Bianca ile West seneye ne yapacak? Gösterme sırası Kanye West de mi yoksa Bianca bu kez de iç organlarını mı sunacak?

Ya diyoruz ya düzen değişti, düzen- edep- adap değişti diye, baksanıza erkeklik anlayışı da genişlemiş. Eskiden mini etek giydirmeyen, daha eskiden hanımının saçının teli gözüksün istemeyen adamlar, nerelere evrilmiş! Valla bu geniş, bu rahat light adamları da görünce, ‘Sen benin helalim, sen benim namusumsun’ diyen taş fırın erkeklerinin revaçta olacağı hiç aklıma gelmezdi. Yani sahiplenilmek, kıskanılmak kadınlığın şanındandır beyler! GDO’suyla oynanmış yiyecekler, kas yapıcı proteinlerle genetiğinizi değiştirmesinler.

Hanımlar! Biz de unutmayalım ki bedenimizde bazı yerlerin gizemini koruması, hayal gücünün çalışması hazzı yükseltir. Keşfedilmeyi bekleyen bakir alanlar örtülü kaldığında daha seksidir.

Bir de seçim yaparken dikkat etmek gerekir çünkü;

Adam olmak, cinsiyet meselesi değil şahsiyet meselesidir! 

…………………………..*…………………………….

İLETİŞİMİN KRALİÇESİ

Kadınları iki göğüs, iki bacak ve kalçadan ibaret sanan zihniyetle yeterince uğraşırken işte Bianca gibi ünlü kadınlar, vücutlarını böyle sergileyince, elimi kolumu pardon kalemimi, dilimi bağlıyorlar!

Vücutlarından başka gösterecekleri bir yetenekleri, başarıları yok mu bunların?

Ya da vücudu taş, yüzü bebek gibi olan kadınlar, başarıyı salt bunlarla mı kazanmalılar!

Cevap veriyorum, Hayır!

Şapşahane, cumcuk oturan bir örnekle karşınızdayım!

Dönemin sinema eleştirmenleri tarafından, ‘Dünyanın en güzel kadını’ olarak nitelendirilen Hedy Lamarr’ın müthiş hikayesini okuyunca, bana hak vereceksiniz. Kesin bilgi hem, yayabilirsiniz!

1913 tarihinde, Hedwig Eva Maria Kiesler adıyla doğan bu özel kadının teknolojiye ilgisi daha 5 yaşında bir müzik kutusunu söküp tekrar monte ettiğinde başlamış. Ama kendisi dahil aileden kimse, onun bu yeteneğine sahip çıkmamış. Oyunculuk okuluna giden ve bazı küçük bütçeli filmlerde oynayan Kiesler yani bizim bildiğimiz sahne adıyla Hedy Lamarr, 19 yaşındayken ailesinin arzusuyla Fritz Mandl adlı Avusturyalı bir silah imalatçısıyla evlenmiş. Zengin ve cemiyette önemli yeri olan eşiyle Hitler ve Mussolini gibi adamların da bulunduğu, genelde silah teknolojilerinin konuşulduğu ortamlarda sık sık boy göstermiş. Bilime özel bir ilgisi olan güzel oyuncu, silah teknolojisinin inceliklerini de böyle öğrenmiş.

Eşinin baskıları ve despot tavırlarına artık dayanamayan güzel kadın, 1937 yılının soğuk bir kış gecesi ani bir kararla eşine uyku ilacı vererek mücevherlerini de çantasına doldurup hizmetçisinin kılığında yaşadıkları malikaneden kaçmış. Hollywood’a yerleşen Lamarr, yapımcı Louis Burt Mayer sayesinde yıldızlığa uzanan yolun kapısından geçerek, 1940′tan 1958′e kadar Clark Gable, James Stewart ve Spencer Tracy gibi oyuncularla 20′nin üzerinde filmde rol almış.

Ancak o dönem kimsenin bilmediği, bu güzel ve akıllı kadının, filmlerinde canlandırdığı seksi ve vamp kadın karakterlerine tamamen zıt şekilde, dünyayı değiştirecek bir teknoloji geliştiriyor oluşuymuş! 2. Dünya Savaşı’nda Alman denizaltıları, Müttefik Devletleri’n radyo kontrollü sualtı füzelerini kolayca tespit ediyordu. Bunun sebebi de sinyallerin tek bir frekanstan yayımlanmasıydı.

İşte Lamarr, bu sorunu çözmek için “frekans atlama” (Frequency Hopping) sistemini geliştirmiş. Yani bu güzel ve dahi kadın, ‘Frekans atlamalı yaygın spektrum’u, diğer adı ile ‘Gizli Haberleşme Sistemi’ni icat etmiş ve patentini almış. Frekans atlama, kablosuz iletişim sistemlerinde kullanılan ve daha fazla kullanıcının daha az sinyal paraziti ile eşzamanlı olarak iletişim kurmasını sağlayan bir sistem! Birden1’den fazla sinyal aynı frekansı kullanır. Sonucunda sinyalden biri başarısız olursa veya engellenirse başka bir frekansa atlar.

Ama Amerika, bu teknolojik avantajı 1962 Küba Füze Krizi patlak verene kadar kullanmamış. O tarihe gelindiğinde e patentin süresi dolmuş olduğundan Lamarr’a para ödenmemiş. Yani Lamarr, daha sonra dünyanın kaderini değiştirecek bu buluşundan hiç para kazanamamış!

Aradan yıllar geçtikten ve cep telefonu ile internet icat edildikten sonra Lamarr’ın icadı, kablosuz iletişimin yapı taşlarından biri oldu. Geliştirdiği sistem, Bluetooth, Wi-Fi ve GPS iletişiminde paraziti önlemek için kullanılan “yayılmış spektrum” teknolojisinin temelini oluşturdu. Bugün cep telefonları, bilgisayarlar ve tabletler ile ağlara kablosuz olarak bağlanabiliyorsak, bunu bu güzel kadına borçluyuz.

İşte hayallerinin peşinden gitmeseydi eğer, güzelliğinin ve seksiliğinin arkasına saklanarak kolayı tercih etseydi, aradan yıllar geçtikten sonra- bugün, bu yazıda adı geçmeyecekti!

Sadece güzelliğiyle var olmaya çalışanlar, başka hikayelerin konusu olurlar!

Güçlü kadınlar ise kendi hikayelerini, kendileri yazarlar! 

……………………………*……………………………. 

HAFTANIN EN'LERİ 

Haftanın Olayı: Ülkeyi etkisi altına alan kar yağışı! Öyle kar yağışı deyip geçmeyin, azıcık yağmur bile İstanbul’ trafiğini etkilerken lapa lapa yağan kar, şehri felç etmeye yetti!  Kar yağışı nedeniyle özellikle akşam saatlerinde trafik yoğunluğu yüzde 90'lara ulaştı. Yağış nedeniyle kayganlaşan yolda sürücüler zor anlar yaşadı. Boğaz trafiğinin gemi geçişlerine kapanmasına da sebep olan kar yağışına en çok sevinen, okulları tatil edilen çocuklar oldu! Kar güzel de ancak evde olana, sıcacık kahvesiyle camdan karı izleyip keyif yapana! Sokakta, yolda kalana çile bülbülüm çile valla! 

Haftanın Darpı: Son zamanların popüler polemiği, ‘Robotlar insanlara karşı’ yı yeniden hatırlattı! Çin'de düzenlenen bir festivalde, eğlence olsun diye getirilen robot, dehşet saçtı! Yapay zeka destekli robot, bilinmeyen bir nedenle arızalanınca, önüne gelene kafa atmaya başladı! Kendini robottan korumaya çalışan insanların paniği de izdiham yarattı! Valla kafa atmaya razıyız biz, öldürmeye kalkmasınlar da robotlar bizi, asıl o zaman görün korkuyu, paniği! ‘Medeniyet dediğin tek dişi kalkmış canavar’ diyen koca yürekli Mehmet Akif, çok şükür bugün de andık seni! 

Haftanın Ahı: Aslan Kral’ınki! Galatasaray’ın ünlü futbolcusu İcardi’nin eşi Wanda ile kavgalı- gürültülü ilişkisi, gündemden düşmüyor! Ergenler gibi ilişki yaşayan, yatak hallerini gözümüze sokan çift, en son ayrılmışlar, Wanda da ünlü şarkıcı L-Gante ile yeni bir aşka yelken açmıştı. Hatta İcardi’yi kıskandırmak için yalapşap- öpüş öpüş resimlerini sosyal medyada paylaşmaktan çekinmedi. Ama ah bu, çıkar illa ki! Wanda Nara ile birlikte Pinamar’da tatil yapan L-Gante, ATV kazası geçirdi. Aracın devrilmesi sonucu köprücük kemiğinde iki kırık oluşan rapçi, hastaneye kaldırıldı. E boşuna demiyorlar herhalde, alma diye mazlumun ahını!

Haftanın Tahsilatı(!); Pes dedirtti! 21 yaşındaki Hatun Umaç, kiracı olarak bulundukları işyerinin kirasını 2 gün kirayı geciktirmeleri sebebiyle iş yeri sahibi tarafından ayağından vuruldu! Polisin aradığı firari mülk sahibi de sosyal medya hesabından yayınladığı videoda, "Herkes, 'Başının çaresine bak' dedi. Ben de başımın çaresine baktım" dedi! Dağ başı mı burası, Teksas mı? Kirayı geç ödedin diye vurmak nedir! Bunu cezası ağır olmalı ki bir daha kimse bu yolla tahsilat için cesaretlenmesin!

Haftanın Endişesi: Sanki hiç endişemiz yokmuş gibi bir de bu eklendi! NASA, geçen yıl tespit edilen 2024 YR4 isimli gök cisminin 22 Aralık 2032'de Dünya'ya çarpma olasılığıyla ilgili yaptığı yeni ölçümleme raporunu paylaştı. Buna göre 54 metre çapındaki asteroidin, Dünya'ya çarpma olasılığının yüzde 3,1'e yükseldiği ifade edildi. Gerçi bilim insanları bu çaptaki bir asteroid çarpmasının insanlığı yok edebilecek güçte olmadığını söylese de büyük bir şehri yok edebilme ve çarpma anında yaklaşık 8 megaton enerji açığa çıkarabileceği ihtimalini de belirtti!

Valla ben uzaylıları bekliyordum, güvenmeyerek önden asteroid göndermeleri beni biraz incitti :)