18.06.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
İsmail Kemal Çiftçioğlu, 1986’da Mersin’de doğdu. İlk ve orta eğitimini Mersin’de tamamlayan sanatçı, üniversiteyi kazanınca İstanbul’a taşındı. Yeditepe Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’nü kazandı. Başarılı bir öğrenci olan İsmail Çiftçioğlu, o yıllarda dijital illüstrasyonlarıyla öne çıktı ve daha öğrenciyken iki solo sergi gerçekleştirdi. Kısa sürede uluslararası çevrelerin de dikkatini çekti. İllüstrasyon çalışmalarını görsel efekt teknikleriyle birleştirerek kendine özgü bir üslup geliştirdi. Konularını Antikçağ’dan, mitolojiden alan Çiftçioğlu, tarihi/geçmişi, yeni/fütüristik/teknolojik bir kurguyla birleştirdiği deneysel illüstrasyonlara imza attı. Geçmişi en yeni teknolojiyle simüle eden sanatçı, sinema dünyasının da dikkatini çekti ve bu sektörde de çalışmalar yaptı. Çiftçioğlu, bu çalışmaları yanında üretimlerine devam etti ve 2007 yılında CG Channel Best Matte Painting ödülünü kazandı.
2015 yılına kadar görsel efekt yönetmenliği ve tasarımı ile sanat çalışmalarını beraber ilerleten sanatçı, 2015 yılında kendi film çalışmalarını da gerçekleştirdi ve bu dönemde ödüllü iki kısa filme imza attı. Çektiği yarım saatlik “Eski Dünyanın Orduları” adlı bilimkurgu filmi, sanatçının hayal gücünün sinemasal yansıması olarak oldukça beğeni topladı ve ulusal, uluslararası medyada olumlu yorumlar aldı. Yine aynı yıl, yapımcı ortağı Bahar Baziki ile RealityArts Studio’yu kurarak kendisinin daha özgür olacağını düşündüğü video oyun sektörüne atıldı. Yaptığı sürreal çalışmalar, bu kez Voidrunner adlı sürreal-saykodelik uçuş oyununda hayat buldu. Söz konusu oyun, sanatçıya uluslararası iki ödül kazandırdı. Birisi dünyanın en büyük gerçek zamanlı teknoloji şirketi Epic Games’ten aldığı Unreal Dev Grant Award, diğeri ise günümüzün en büyük dijital oyun dağıtım platformu Steam’in kullanıcılarından on binlerce oyla kazandığı Steam Greenlight ödülü oldu.
Unreal ödülünü 2020’de ikinci kez kazanan Çiftçioğlu, stüdyosunda yoğun bir şekilde çalışırken “The Cycle” adındaki üçüncü kısa filmini çekti ve pandemi dönemine rağmen yeni bir uluslararası ödülle filmografisini genişletti.
Çiftçioğlu, antik mimariyi soyut tasarımlarla zenginleştirerek Sigmund Freud’un “Uncanny Feeling” olarak tanımladığı; hem çok tanıdık hem de tanıdık olamayacak kadar uzak ve esrarengiz hissettiren tasarımlar gerçekleştiriyor. Sanatın belirli bir üslup ve uygulama biçimiyle sınırlandırılabileceğine inanmayan Çiftçioğlu, sanat hayatının ilk yıllarında yağlıboya, suluboya ve karakalem kullanırken; geleneksel sanat eğitiminin getirdiği bilgiyi, uzun bir süredir dijital resim, video sanat ve sinema alanında işler üreterek kendi içinde evirdi, dönüştürdü.
Milliyet Sanat dergisinden alıntılanmıştır. Yazının tamamını dergide okuyabilirsiniz.