05.11.2024 - 07:02 | Son Güncellenme:
GÖRKEM EVCİ
GÖRKEM EVCİ- Günümüzden yaklaşık 12 bin yıl önce insan, en büyük devrimlerinden birine imza attı: Atalarımızın o güne kadar avlanarak ya da doğada yetişen bitkileri toplayarak sürdürdüğü hayat, bu tarihten sonra hayvanların evcilleştirilmesi, tarımın başlaması ve yerleşik yaşama geçilmesi ile bambaşka bir şekil aldı. Böylece günümüze kadar gelen baş döndürücü gelişmelerin en önemli aşaması geçilerek bugünkü sosyo-ekonomik şartları hazırlayan temel kuruldu. Dünyada bu büyük dönüşümün en iyi takip edilebildiği ülkelerden biri Türkiye. Özellikle Şanlıurfa, Neolitik yerleşimler konusunda Göbeklitepe, Karahantepe, Sayburç gibi 12 yerleşimi kapsayan Taş Tepeler ile bu konuda bir “marka”.
Neolitik Dönem araştırmaları açısından önemli bir merkez olan Şanlıurfa, Dünya Neolitik Kongresi’ne ev sahipliği yapmaya başladı. 8 Kasım’a kadar sürecek olan ve dünya çapında Neolitik kültürleri anlamaya yönelik yeni bakış açılarının geliştirileceği uluslararası kongreye 64’ü aşkın ülkeden bine yakın akademisyen katılıyor.
İlk bilimsel toplantı
Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın desteklediği, İstanbul Üniversitesi ve Harran Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen Dünya Neolitik Kongresi’nin açılışına Bakan Ersoy da katıldı. Ersoy, burada yaptığı konuşmada “Kongre kapsamında farklı bölgelerdeki Neolitik yaşam biçimleri, dönüşüm süreçleri, nedenleri, sonuçları, toplumsal örgütlenme modelleri, doğal çevre ortamı, beslenme özellikleri ve geliştirdikleri teknolojileriyle birlikte bütüncül bir yaklaşımla ele alınacaktır. Bu buluşma Neolitik Dönem’e ilişkin bulguların küresel ölçekte tartışılmasını sağlayacak ilk bilimsel toplantı olması bakımından büyük öneme sahip olacaktır” dedi.
750 kazı ve araştırma yürütülüyor
Bakan Ersoy ayrıca Bakanlık olarak yürüttükleri Geleceğe Miras Projesi’ni önemsediklerini vurgulayarak “Geleceğe Miras Projesi’yle son 60 yılda Türkiye’de arkeoloji alanında yapılan çalışmalara eşdeğer bir başarıyı, önümüzdeki dört yıl içinde gerçekleştirmeyi planlıyor ve dönemin ‘Türk Arkeolojisinin Altın Çağı’ olarak anılmasını amaçlıyoruz. Şu anda, ülkemiz genelinde toplamda 750 arkeolojik kazı ve araştırma yürütülmektedir” dedi.