18.10.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
MİNE ÖZDEMİR - OZAN KADÜKER
Üniversiteye girişte YGS ve LYS’lerin yerine getirilen Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın (YKS) hemen bu yıl uygulanacak olması öğrenciler, öğretmenler ve yayıncıları olumsuz etkiledi. YKS, dil sınavı hariç haziranda belirlenecek bir hafta sonu cumartesi günü iki oturum halinde yapılacak. Dil sınavı ise tek oturum olarak pazar günü gerçekleştirilecek. Tüm adaylar, YKS’nin ilk oturumunda yapılacak Temel Yeterlilik Testi’ne (TYT) girecek. TYT puanı en az 150 olanlar önlisans; en az 180 olanlar lisans programlarını tercih edebilecek. Cumartesi günü öğleden sonra yapılacak ikinci oturumda ise Türk Dili ve Edebiyatı-Coğrafya-1, Sosyal Bilimler, Matematik ve Fen Bilimleri testleri yer alacak.
Sorular yarı yarıya azaldı
Geçen yıl üniversiteye giriş sisteminde adaylar birinci basamak sınavı YGS’de Türkçe, Temel Matematik, Sosyal Bilimler ve Fen Bilimleri testlerinden sınav oluyorlardı. Her bir test 40’ar sorudan oluşuyor, adaylara 160 soru soruluyordu. Bu yıl ilk basamak olan TYT’de sadece Türkçe ve Temel Matematik’ten 40’ar soru olmak üzere toplam 80 soru yer alacak.
İkinci basamakta da soru sayıları yarıdan fazla düştü. Bu yıl Türk Dili ve Edebiyatı-Coğrafya-1, Sosyal Bilimler, Matematik ve Fen Bilimleri testlerinde 40’ar soru sorulacak. Geçen yıl LYS’de Türk Dili ve Edebiyatı’nda 56, Coğrafya-1’de 24 olmak üzere Edebiyat-Coğrafya sınavında 80 soru vardı. Fen Bilimleri Sınavı 90 sorudan, Matematik sınavı 80, Sosyal Bilimler sınavı da 90 sorudan oluşuyordu. Bu yıl testlerde derslere göre konu dağılımının ve puanlamanın nasıl olacağı ise henüz netleşmedi. Ancak ilk paylaşılan bilgilere göre puan türleri incelendiğinde, Sözel Test’in sadece sözel puanda yüzde 50 etkisi olacağı görülüyor.
Geçen yıl sadece tarihten 44 soru sorulmuştu, şimdi toplam soyu sayısı 40’a düşünce tarih ve felsefe grubu derslerinin etkisi azaldı. Bu durum da özellikle bu alanlardaki öğretmenleri olumsuz etkiledi. Pek çok özel kursta tarih ve felsefe grubu başta olmak üzere öğretmenlerin işsiz kaldığı haberi geliyor. İmza toplama sitesi change.org’ta da “Üniversiteye girişte fen ve sosyal bilimler sınavının katsayısı düzenlenmelidir”, “Tarihime Dokunma” gibi farklı imza kampanyaları başlatıldı. Bu imza kampanyalarını 15 binin üzerinde kişi imzaladı.
Bu öğretmenlerden bazıları yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
‘Ne yapacağım?’
Ş.B.: Bir kursta çalışıyordum. Haftanın 6 gününde 38 saat ders verirken şimdi 2 saat dersim var. Zaten çok yüksek bir ücret almıyorum, bu ders programıyla maaşım daha da düşecek. Zannediyorum 500 TL ile 800 TL arasında bir ücret olacak. Öğrenciler de dersi dinlemez oldu. Sezon da kapandı. Ne yapacağımı bilmiyorum.
‘Öğrenciler dinlemiyor’
Y.C: Bir temel lisede ağustos ayından bu yana çalışıyordum. Yeni sistemin açıklanmasıyla tarih öğretmenlerinin işine son verildi. Tarih, felsefe gibi derslerin, eşit ağırlık ve sayısal bölümlerin puanlamalarında etkisinin olmamasıyla neyi amaçlıyorlar? KPSS’de tarih öğretmenlerine yok denecek kadar az kontenjan verdiler. 2009 mezunuyum, yıllardır atama bekliyorum. Tek alternatifimiz özel sektördü. Şimdi onun da önünü kestiler. Bu yeni sistem tarihçilerin itibarını yerle bir etti. Öğrenciler, tarihe gereksiz bir ders gibi bakıyor, “Sınavda sorulmayacak dersi niye dinleyeyim” diyor.
‘İş imkânımız azaldı’
H.Ç: Mülakat mağduru olarak 0.67 puanla atanamayınca bir kursta işe başladım. Sistemin açıklandığı gün işten çıkarıldım. Sadece eşit ağırlık derslerine giriyordum, o da kaldırıldı. Şimdi ne yapacağımız kocaman bir soru işareti. Özel kurslarda iş imkânımız çok azaldı.
‘Mesleğimi istiyorum’
S.B: Bir kursta tarih öğretmeni olarak ders veriyordum. Yeni sistemle bize gerek kalkmadığı söylendi. Yeni bir düzenlemeyle bize iş alanı yaratılıncaya kadar yapabileceğimiz bir şey yok. Çünkü ben öğretmenim ve mesleğimi yapmak istiyorum. Başka işlerde çalışmak için bu bölümü okumadım.
‘Tarihi yok saymayın’
N.K: Özel öğretim kursunda öğretmenlik yapıyordum. “Sistem değişikliği yüzünden işinize son vermek zorundayız” diyerek işten çıkardılar. Tarihten 3, felsefeden 1 hocamızın işine son verildi. Şu an hiçbir yerde iş yok. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. İşimi geri istiyorum. Zaten devlette de kadro verilmiyor.
‘Devlet de kadro açmıyor’
Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan: Özel kurumlarda tarih ve felsefe grubu öğretmenlerinde ciddi işten çıkarmaların olduğuna yönelik şikâyetler alıyoruz. YÖK’ün plansız yaptığı bir sınav sistemi alelacele, konunun uzmanlarının dahil edilmediği bir süreçte açıklandı. Bu yap boz şekline getirilen eğitim sisteminin olumsuz sonuçlarını görüyoruz. Sanat ve spor dersleri gözden çıkartılmıştı. Bu alanlarda atama yapılmıyordu ve bu branşlarda atama bekleyenlerin sayısı arttı. Felsefe derslerinde de bu sorun vardı. Aynı sorun tarih derslerinde de yaşanıyor. Tarih ve felsefe grubu öğretmenlerinin devlet tarafından zaten ataması yapılmıyor, bu yıl da atama olmayacağı açıklandı.
Yayıncılar için zor bir yıl olacak
Liselere girişte TEOG kaldırıldı, yeni sistem netleşmedi, üniversiteye girişte de yeni sınav sistemi ve soru dağılımlarıyla ilgili belirsizlik sürüyor. Bu durum sınavlara yönelik soru kitapları hazırlayan yayıncıları zarara uğrattı. Sistem açıklandığında YKS’de lise müfredatından soruların çıkacağı söylenmişti ancak soruların dağılımı ve açık uçlu soru örnekleriyle ilgili bilgi verilmedi.
Eski sınav sisteme göre soru kitaplarını hazırlayan yayınevleri, şimdi bu kitapların soru dağılımlarını, içeriği ve kapaklarını değiştirmek için YÖK’ten yapılacak açıklamayı bekliyor. Ancak yayıncıların büyük bir endişesi var. Öyle ki bu yıl 1, 5 ve 9. sınıflarda uygulanan yeni müfredatın gelecek yıl tüm sınıflarda geçerli olması nedeniyle 5-6 aylık bir süreç için yeni kitap hazırlamak durumunda kalacaklar. Yayınevleri bu süre için yeni kitap hazırlayıp hazırlamama konusunu tartışıyor.
Türkiye Yayıncılar Birliği’nin (TÜRKYAYBİR) verdiği bilgilere göre 2016 yılı cirosu 3.259 milyon TL olan eğitim yayıncılığının Türkiye’nin toplam yayıncılık sektöründe yüzde 51.44’lük bir pazar payı var. 2017’nin ilk 8 ayında 270 milyon 295 bin 600 adet bandrol alındı, bu bandrollerin 142 milyon 7 bin 170’i (Yüzde 52,5’i) eğitim yayıncılığına ait. Piyasadaki YGS, LYS ve TEOG kitaplarının sayısı 100 milyonun üzerinde, bunun da TL olarak karşılığı 2 milyar. TÜRKYAYBİR’den yapılan açıklamaya göre sistemdeki belirsizliklerden kitapçılar, dağıtımcılar, kağıtçılar ve matbaacılar da zarar gördü.
‘Detayları bekliyoruz’
Yayıncılar, yeni kitaplar hazırlayabilmeleri için yeterli süre tanınması, gerekli bilgilendirmelerin zamanında ve kapsamlı biçimde yapılmasını talep ediyor.
Palme Yayıncılık Genel Müdürü İlhan Budak, soruların içeriğiyle ilgili ayrıntılı bilgi olmadığını kaydederek, şunlara dikkat çekti: “Kitaplar basılmıştı, şimdi değişiyor. Gelecek yıl uygulanacak yeni müfredata göre kitaplar yeniden değişecek. Sistemdeki değişikliğe göre kitapları yeniden basarsak 5-6 ay için kitap yayımlamış olacağız. Bu süre için yatırım yapılır mı? Biz revizyon yapacağız. Kitapların kapaklarını değiştirmeyi düşünüyoruz. YÖK’ten gelecek açıklamaya göre 5-6 ay için bir kitap hazırlar mıyız ya da yeni müfredata göre mi yaparız bakacağız. Yayıncıları zor bir yıl bekliyor.”