12.04.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
Mert İnan / mert.inan@milliyet.com.tr
Memorial Ataşehir Hastanesi Kardiyoloji-Kalp Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Azmi Özler, kalp sağlığı için hareketli bir yaşamın şart olduğunu söylerken; “Kalp damar sağlığı için her gün yarım saat yürüyüş öneriyoruz. Günde 5 bin adım paslanmamak, 7 bin 500 adım yağlanmamak, 10 bin adım ise yaşlanmamak için hayatımıza girmeli” diyor.
Kişinin damar sistemini korumak ve genç kalmasını sağlamanın büyük oranda kendi elinde olduğunu belirten Prof. Dr. Özler, “Günümüzde hava kirliliği son derecede artmış, organik gıda neredeyse bulunamaz hale gelmiş, hareketsiz bir yaşam hakim olmuş, fast food yiyecekler ile obezite ve sigara alışkanlıkları artmış durumda. Bir de buna stres eklenince tüm bu etkenler ile kalp damar hastalıkları kaçınılmaz hale geliyor” ifadelerini kullanıyor.
Yaş 15’lere düşer
Kalp hastalığı görülme yaşının giderek düştüğünü dile getiren Prof.Dr. Özler; “Önceden 50’li yaşlarda rastladığımız koroner yetmezliği veya enfarktüs olgularına artık çok daha genç yaşlarda rastlıyoruz. Bu yaş dilimi neredeyse 20’li hanelere düşmüş durumda. Bu olumsuz gidişata karşı önlem alınmazsa 30 yıl gibi kısa bir süre içinde koroner kalp hastalığı görülme yaşı 15’lere düşebilir. Ebeveynler öncelikle çocuklarına ilkokul çağından itibaren doğru beslenme ve düzenli spor yapma gibi 2 önemli konuyu kendileri rol model olarak öğretmeli” diyor. Azmi hocanın sorularımıza cevapları şöyle;
Hangi durumda Baypas uygulanır?
Kalp damarları çeşitli etkenler sonucu daralmaya başlıyor. Bu daralma sonucu kalbe giden kan akışında azalma veya tamamen kesilme oluyor. Daralmalar beraberinde göğüs ağrısı, nefes darlığı, kalp krizi gibi sıkıntılar yaratabiliyor. Bu durumda kalp yeterince beslenezken, görevini yapamıyor. Anjiyo sonucu saptanan darlıklar eğer ilaç ve stent tedavileri ile çözümlenemiyorsa ‘Baypas cerrahisi’ gündeme geliyor.
nKalp sağlığınız için neler öneriyorsunuz?
Öncelikli hedef kalbi hasta etmeden korumak olmalı. Aslında korunma için birkaç basit önlem bile sağlığımıza katkı sunacaktır. Sigarayı bırakmak hatta sigara içilen ortamlardan uzak durmak gerekir. Karamsarlık, kin ve nefret duygularının yaşamı kısalttığı çalışmalarla kanıtlandı. Beslenme konusu kritik önemde. Akdeniz tipi diyet kalbin dostu. Tansiyon sorunu yaşayan kişiler mutlaka tedavi olmalı, tuzdan ve tuzlu mamullerden uzak durulmalı. Su içmeye özen gösterilmeli. En basit önlem yiyecekleri yarıya indirmek ve hareketi ikiye çıkartmak.
Kimler risk grubunda?
Eğer diyabet hastalığı varsa kişi mutlaka doktor kontrolünde olmalı. Şeker damarları yıpratan önemli bir etken. Düzenli yaşam, uyku düzeni kalp sağlığı için önemli faktörler. Kişinin genetiğinde kalp ve damar hastalığı riski varsa önlemler çocukluk çağından itibaren başlamalı.
Sabah hastane öğlen ev
Girişimsel kardiyoloji yöntemlerinden anjiyo, by-pass ve stent teknolojisindeki yeni gelişmeler, kalp damar hastalıklarında çok daha konforlu bir tanı ve tedavi süreciyle tanıştırma imkanı sağlıyor. Kalp damarlarının görüntülenmesinde halen altın standart olarak kabul edilen, tanı ve tedavide çok önemli bir yer tutan anjiyo ile kalp krizi riskinin önlenmesinde, göğüs ağrılarının ortadan kaldırılmasında hastaya ikinci bir hayat şansı veren by-pass ve stent uygulamaları da tıptaki gelişmeler sayesinde her geçen daha farklı boyutlara geliyor. Kalp-damar hastalıklarının tanı ve tedavisinde hayati önem taşıyan bu uygulamalar hakkında son bilgileri; Anadolu Sağlık Merkezi’nden Kardiyoloji Uzmanı ve Kalp Sağlığı Koordinatörü Prof. Dr. Ertan Ökmen, Kardiyoloji Uzmanı Dr. Gürsel Ateş ve Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Ahmet Hulisi Arslan’a sorduk. İşte uzmanların dilinden hasstalara sağladığı avantajlarıyla anjiyo, by-pass ve stent teknolojisindeki son gelişmeler...
‘Klasik anjiyo sona eriyor’
Prof. Dr. Ertan Ökmen (Anadolu Sağlık Merkezi Kalp Sağlığı Koordinatörü):
“Gelişen teknoloji sayesinde bugün çok küçük çaplı damarlardan dahi anjiyo yapılabiliyor. Örneğin, yıllardır kasıktan yapılan anjiyo girişimleri, artık hemen her merkezde el bileğinden uygulanabiliyor. Bu sayede sabah anjiyo olan bir kişi, öğleden sonra işine ya da evine dönebiliyor.”
Son dönemlerde adından sıkça söz ettiren bir başka anjiyo yöntemi ise ‘Bilgisayarlı Tomografik Anjiyo’ Yani, bilinen adıyla ‘Sanal Anjiyo.’ Bu yöntemin getirdiği en büyük yenilik ise klasik anjiyonun yapılmasına gerek kalmaması. Çünkü bu yöntemde, kol toplar damarından belirli bir miktarda kontrast madde verilirken, eş zamanlı olarak bilgisayarlı tomografi (BT) ile kalpten alınan ince kesit görüntülerin dijital ortamda izlenmesiyle kalp damarlar görünür hale getirilerek değerlendiriliyor.”
1986 yılında hayatımıza giren stent teknolojisi sürekli gelişiyor. Normal stentler ve ilaç kaplı stentlerden sonra artık eriyen stentler gündemde. Bunların bir kısmını, laktat denilen şeker benzeri yapının sıkıştırılmasıyla meydana gelen eriyen stentler oluşturuyor. Yaklaşık 4-5 yılda eriyen bu yapıdaki stentlerden sonra ise magnezyumdan yapılan yeni eriyen stentler piyasaya çıktı. Magnezyumdan yapılan bu eriyen stentler ise bir yıl içinde eriyor. Stent teknolojisi geliştikçe by-pass gören hasta sayısının da azaldığı gözlemleniyor. Önceden stent içinden yeni bir stent geçirmek oldukça problem teşkil ederken, yeni stentlerin esnekliği ve iskele kalınlıklarının düşmesiyle hekimin hareket kabiliyeti de ciddi oranda arttığından, neredeyse açılamayacak damar kalmaması sağlanmış oldu.”
Baypas tekniğinde son yenilikler
Dr.Ahmet Hulisi Arslan (Anadolu Sağlık Merkezi Kardiyoloji Uzmanı): “Robotik baypas cerrahisi ve endoskopik cerrahi teknikleri ile birlikte bapas cerrahisi günümüzde farklı bir boyuta taşındı. Her ne kadar aktif olarak ileri düzeyde kullanılmasa da özellikle by-pass cerrahisinde kalp damarlarına konulan damar greftinin hazırlanması oldukça önem arz ediyor. Önceden bu greftler her iki bacaktan ve kollardan hazırlanırken, şu anda ise iyileştiğinde görünmeyecek kadar küçük çok ufak 3 kesiyle bütün damar çıkarılabiliyor. Bunun yanı sıra, “EVH” (Endoskopik Ven Hazırlanması) dediğimiz endoskopik damar çıkarma işleminde damarın endoskopik hazırlık süreci, damarı açık çıkartma işlemine göre daha uzun sürse de hastanın ameliyat sonrası konforu açısından inanılmaz katkı sunuyor. Yara büyük olmadığı için ağrı, kanama ve en önemlisi enfeksiyon riski çok daha az oluyor.”
YARIN: BASKI, YANMA VE AĞRIYA DİKKAT! SAĞLIKLI KALP ÖNERİLERİ