22.10.2024 - 07:01 | Son Güncellenme:
Servet Yıldırım - Yapay zeka konusuna kafa yoranlara göre yapay zeka insanlığın en büyük zorluklarına çözüm bulma potansiyeline sahip bulunuyor. Onu sadece bir teknoloji olarak değil, aynı zamanda toplumun yapısını değiştirecek bir güç olarak görüyorlar. Richard Branson’ın sözleriyle “Yapay zeka, gelecekte iş yapma şeklimizi tamamen değiştirecek.”
Bu nedenle yapay zeka korkusunu ve düşmanlığını bir yana bırakıp, yapay zeka ile bir şekilde dostluk kurmamız, bakış açımızı değiştirmemiz gerekiyor. Mesela yapay zeka kullanarak ödevini yapmaya çalışan öğrenci ya da yazı yazmaya çalışan gazetecilere hırsız gözüyle bakmayalım. Onlar aslında geleceğin dünyasına girmeye çalışıyorlar. Yani “hırsız” değiller, “öncü”ler.
Konuyu “Yapay zeka gelecek, işimizi elimizden alacak” düzeyine indirmek basitlik olur. Yapay zeka insanlığın düşünme şeklinin ötesine geçme fırsatı sunduğu için insan zekasının sınırlarını zorlayacak ve yeni bir çağ açacak. Bazı insanlar bu süreçte işlerini kaybedecekler ama “yapay zekacılar”ın dediği gibi sizin işinizi yapay zeka değil onu kullanmayı bilen ve bu nedenle performansı daha iyi olan birisi alacak. Yapay zeka sadece insan gücünün yerine geçmeyecek ama birçok yerde onu tamamlayacak. Çok uzun olmayan bir zaman diliminde her alanda etkin bir şekilde kullanılacak.
Sermaye piyasalarında...
Geçen hafta cnbce.com’da okumuştum. IMF Küresel Finansal İstikrar Raporu’nda üretken yapay zeka ve ilgili atılımların, sermaye piyasalarının verimliliğini önemli ölçüde artırma potansiyeline sahip olduğu belirtiliyordu. Yapay zeka “algoritmik” işlemlerde daha güçlü bir şekilde kullanılmaya başlandığında piyasa yapısında büyük değişiklikler olacak; işlem hacimleri artacak, fiyat paternleri değişecek. Ama aynı zamanda piyasaları opak, izlenmesi daha zor ve siber saldırılara ve manipülasyon risklerine karşı daha savunmasız hale getirebilecek.
Bu nedenle raporda belirtildiği gibi hızla değişen bu piyasanın yakından izlenmesi ve denetlenmesi, finans sektörü katılımcılarının yapay zekadan faydalanırken risklerini azaltmalarına olanak tanıyabilecek uygun ve dengeli bir düzenleyici yapı kurulmalı. Yapay zeka algoritmaları, ekonomik karar alma süreçlerini etkileyerek, eşitsizlikleri derinleştirebilir; bu yüzden dikkatli bir denetim ve yönlendirme şart.
Hem fırsat hem tehdit
Kısacası, bu dönüşüm bize önemli fırsatlar sunuyor ama ciddi riskleri de barındırıyor. Cambridge’den Profesör Diane Coyle diyor ki; “Yapay zeka, ekonominin üretkenliğini artırma potansiyeline sahip, ancak bu değişimin nasıl yönetileceği büyük önem taşıyor.”
Bu dönüşüm ile gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomiler arasındaki gelişmişlik farkı daha da açılabilir. Bazı ülkeler bu değişime altyapı ve insan gücü olarak daha hazırlıklı durumdalar. Hazırlıksız olanlar ise genellikle gelişmekte olan ya da az gelişmiş ülkeler.
IMF’ye göre yapay zeka, ülkelerde gelir ve servet eşitsizliğini etkileyebilir. Bu değişim refah dağılımında ciddi eşitsizlikler yaratabilir. Gelir dilimleri içinde kutuplaşma görülebilir. Bu nedenle yapay zekanın yaratacağı gelir ve verimlilik artışından faydalanan ülkelerin kapsamlı sosyal güvenlik ağları oluşturması ve savunmasız çalışanlar için yeniden eğitim programları sunması öneriliyor.
“Yapay zeka, toplumun refahını artırma potansiyeline sahip, ancak bu dönüşümde tüm paydaşların sesinin duyulması gerekiyor. Eğer yapay zeka kapsayıcı olmaz, dünyanın ve toplumun belirli bir kesime lehine fayda üretirse asıl rahatsızlık o zaman başlar, sosyal gerilimler artar. Bunun önüne geçilmesinin yolu ise yapay zeka ile küsülmesinden değil onunla işbirliğinden geçiyor. Satrancın büyük ustası Garry Kasparov’un dediği gibi “Yapay zeka ile insanlığın işbirliği, bizim en büyük kazanımımız olacak.”