21.05.2022 - 10:08 | Son Güncellenme:
Ergün AYAZ- Alişan KOYUNCU/ İZMİT (Kocaeli) (DHA)
İzmit'in Cedit Mahallesi'ndeki, şehrin su ihtiyacını karşıladığı bilinen ve Kocaeli Anıtlar Kurulu tarafından 1987 yılında tarihi yapı olarak tescillenen İn Bayırı Sarnıcı, bakımsızlık ve mevsimsel şartlar nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Roma döneminde yapılan 2'nci en büyük su kemeri olma özelliği taşıyan ve 22 kilometre uzaklıktaki Paşasuyu'ndan toplam 21 su kemeri birleştirilerek inşa edilen su kanalının büyük kısmında zamana bağlı tahribat oldu.
Çarpık kentleşme içinde, geçmiş yıllarda üzerine inşa edilen gecekonduyla varlığını sürdüren İn Bayırı Sarnıcı, bakımsızlık ve çarpık yapılaşma tehdidi altında yok olmayı bekliyor. Şu an atıl durumda bulunan ve madde bağımlılarının mesken haline getirdiği sarnıcın etrafı, mahallelinin şikayeti üzerine, belediye ekipleri tarafından demir saclarla kapatıldı. İçeri giriş ve çıkışın kısıtlandığı sarnıcın duvarlarının yıkılmak üzere olduğu ve bakımsızlıktan bitkilerle örtüldüğü görüldü.
'İNSANLIK TARİHİ İÇİN KIYMETLİ'
Bu yapıların hem kent hem de insanlık tarihi açısından son derece kıymetli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ayşe Tuba Ökse, "Bu tür yapılarda zamanla rüzgar erozyonuyla yağmur erozyonuyla soğuk ve sıcak havanın etkisiyle parçalanmalar başlayacaktır. Görüldüğü kadarıyla üzerinde bir gecekondu var. Çok ağır olmayabilir bu yapı sarnıç için ama bir yer sarsıntısı onu yıkmaya neden olabilir. O nedenle üzerinin boş kalması lazım bu yapıların. Bunların kazandırılması için etrafında bir çevre düzenlemesi yapılması lazım. Üstünde kaldırılabiliyorsa o yapının kaldırılması lazım. Etrafının kapatılıp koruma altına alınması lazım. Mümkünse birtakım bilgi veren panolarla bir ziyaret alanına dönüştürülmesi lazım. İzmit’in ve bütün şehirlerimizin böyle bir potansiyeli var" dedi.
Alanın tarihi yapı olması nedeniyle turist çekebilecek bölge olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ökse, "Bu yapılar, geç Roma ve Bizans dönemine aittir ama Osmanlı döneminde de zaman zaman onarılarak kullanılmıştır. Parça parça korunmuş durumda, tamamını bulamıyoruz. Olabildiği kadarıyla koruma altına alınması gerekiyor. Çünkü gerçekten turist çekebilecek alanlar fakat sadece turist çekmesi anlamında değil halkta tarihi kültürün, arkeolojik kültürün, mirasın farkındalığını yaratması için önemli" diye konuştu.