13.12.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
Gülden Çoktan - İstanbul Planlama Ajansı’nın yaptığı araştırma raporuna göre kadınlar, en çok evlerinde şiddet görüyor ve öldürülüyor. Çoğu kadın gidecek yeri olmadığını düşünerek şiddete sessiz kalmak zorunda kalıyor. Kadınların ve çocukların erkek şiddetinden korunabilmesi için gerekli olan temel hizmetlerden birisi sığınma evleri.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na göre Türkiye’de toplam 143 kadın sığınma evi bulunuyor. Bu sığınma evlerinin toplam kapasitesi 3444 kişi. İstanbul’da ise 10'u yerel yönetimlerin olmak üzere 19 adet sığınmaevi var. O sığınma evlerinden biri de İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı 40 kişi kapasiteli Kadın Dayanışma Evi. Evde kalan kadınların tümü büyük aşkla evlendikleri eski eşlerinin şiddetine uğrayan kadınlar. Can güvenliği nedeniyle isimlerini saklı tuttuğumuz kadınlar, “Şiddete sessiz kalmayın” diyor.
'Sabredince cennet olmuyor'
Dayanışma Evi sakinlerinden biri, boşandığı eşinin çocukluk aşkı olduğunu ve kaçarak evlendiğini anlattı: “Babam okumama izin vermediği için okulu 8'inci sınıfta bıraktım. Öğretmen olmayı çok istiyordum. Kendimize ait bir iş yeri vardı. Orada çalışmaya başladım. Babam ikinci evliliğini yaptığında ise hayatım çok değişti. O arada eşimle tanıştık. Çocukluk aşkımdı. Araya ayrılık girdi ama yıllar sonra yeniden karşılaştık. Ailem onunla evlenmemi istemiyordu. Kaçarak evlendim. Rahat ve çalışmayı sevmeyen biriydi. Evlenince sorumluluk alır diye düşündüm. Hiç öyle olmadı. Bir de kaçarak evlendiğim için ailesi de bana onlara mahkûmmuşum gibi davranıyordu. 20 yaşında anne oldum. Bu süreçte defalarca aldatıldığımı öğrendim. İnsan inanmak istediği şeye inanırmış ya ben her defasında onun bana söylediklerine inandım. İkinci çocuğum oldu ama aldatmaları bitmedi. Ben bu soruların cevaplarını hiç bulamadım.
Artık ağlamıyorum
Sürekli ona inanmayı tercih ettiğim için ‘Bırakıp gidersem geri gelmem’ cümlemin de bir inandırıcılığı kalmamıştı. Bir gün kendimi bana değersiz hissettirdiğinde o gün son noktayı koydum. İlgili yerleri aradım. Ve buraya geldim. İlk geldiğimde çok kötüydüm ama şimdi çok iyiyim. Artık ağlamıyorum. İki kişi evlenirsin ama hayatı tek kişi yaşarsın. Benim hep böyle oldu. Kadınlar sanıyor ki sabredince cenneti kazanacak. İnanın bir şey kazanmıyorsunuz. Çocuk var, aile düzeni bozulmasın diyorsunuz ama bir şey olmuyor. Benim 7 senem gitti. Ben 17 yaşında evlendim. Çocuk yaşta evlenmeyin."
'Kocandır, düzelir'
Evlendiği günden beri şiddet gördüğünü söyleyen kadınlardan bir diğeri de erkeklerin asla değişmediğini söyleyerek “Evliliğimin başından beri şiddet görüyordum. Ama sığınma evine kadar geleceğimi düşünmezdim. Evlenmeden önce madde kullanıyordu. Evlenince değişir sandım ama öyle olmadı. Büyük bir aşkla evlenmiştik. Kadınlara şunu söylemek istiyorum. Erkekler değişmiyor. Dayak yememe rağmen dört defa şans verip eve gittim. Her defasında ‘Pişmanım, bilerek yapmıyorum özür dilerim, seni çok seviyorum’ diyordu. Yine aynısı yapıyordu" dedi. Ailesini dinlemediğini, o kişiyle evlendiğini söyleyen genç kadın, "Boşanma sürecinde annem beni çok destekledi. Üç kez eski eşimi darptan dolayı şikâyet ettim. Her seferinde çocuğum kucağımdaydı. Oğlum buna şahit olunca o gün ipleri kopardım. Polisi aradım. Polis 'Ne yapacaksın sanki şikayetini geri al, kocandır düzelir' dedi. Biz erkeklere muhtaç değiliz. Korkmayın. Güçlü olun. Yaşadığınız ya da yaşayacağınız zorluk gördüğünüz şiddetten daha ağır olamaz."
‘Annem de şiddet mağduru’
Dayanışma Evi’nin bir diğer sakini, annesinin de kendisi gibi şiddet gördüğünü söyledi ve yaşadıklarını paylaştı: “Babam, yıllarca annemi dövdü, aldattı. Annem bizim için sustu. Susunca her şey ört pas ediliyor. Konuşulması gerekiyor. Kadın susunca daha çok şiddet görüyor. Erken evliliğe karşıyım. Şimdi kendim ve oğlum için yaşayacağım. Ev tuttum kendime. Kurulu düzeni bırakıp gitmek çok zor. Evimdeki her şeyi ben çalışarak almıştım. Emek çok başka bir şey. Kadınlar olarak bizler güçlüyüz. Şiddet görüyorlarsa susmasınlar. Şiddet şiddeti doğruyor. Çocukları için şiddete sessiz kalanlara sesleniyorum çocuklarınızı o ortamdan uzaklaştırın.”
‘8 yıl yatağım olmadı’
Eşinden şiddet gördüğü için ayrılan bir diğer görüşmeci, 2.5 ay evli kalmasına rağmen 8 yılda boşanabildiğini söyledi. Bu süre zarfında yatılı işlerde çalışarak hayatını devam ettirdiğini söylerken şunları ifade etti: “Evlendikten sonra ruh sağlığının bozuk olduğunu öğrendim. Her gün sorun karakol, adliye bıkmıştım. Böyle yapamayacağımı anladım. Artık bu yaştan sonrası bana fazlaydı. Evi terk ettim. Kurulu bir düzenim vardı. Düzenimi de onda bıraktım. Sarhoş eve gelip gece beni evden atardı. Bir süre yatılı işlerde çalıştım. Boşanamıyordum. Sekiz yıldır evim yok. Orada, burada, arkadaşlarımda kaldım. Uzun vadeli kimsenin evinde kalınmıyor. Çok kötü dönemlerdi. Sekiz yılın ardından ev tuttum. Çok mutluyum kendime ait bir evim olacak.”
Aramak yeterli
Kadın Dayanışma Evi’nde kalan kadınlara, sosyal, psikolojik ve hukuksal destek sağlanırken aynı zamanda istihdama da yönlendiriliyor. Merkezde, kadınların beraberindeki çocuklarına da bakım ve eğitim desteği de sağlanmakta. Kadın Dayanışma Evleri’ne başvurmak için aranabilecek numara ise 444 80 86.
Kadın Destek Hattı, 7/24 saat açık ve Kürtçe, Türkçe, Arapça, İngilizce olmak üzere 4 dilde hizmet veriyor.